
Esas No: 2021/35262
Karar No: 2022/6254
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/35262 Esas 2022/6254 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2021/35262 E. , 2022/6254 K."İçtihat Metni"
K A R A R
Hakaret suçundan sanıklar ... ve ...'in, TCK'nın 125/1-2 ve 62/1. maddeleri uyarınca 2 ay 15 gün hapis ve 1.500,00 Türk lirası adlî para cezaları ile cezalandırılmalarına, sanık ... hakkındaki cezanın anılan Kanun'un 51. maddesi gereğince ertelenmesine, sanık ... hakkındaki hükmün ise CMK'nın 231/5. maddesi gereğince açıklanmasının geri bırakılmasına dair ... Asliye Ceza Mahkemesinin ... tarihli ve ... sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ... gün ve ... sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında;
"Dosya kapsamına göre,
Mağdur sanık ...'in ... tarihli oturumda katılan sanık ...'dan şikayetçi olmadığını beyan ettiği ve katılan sanık ...'in de şikayetten vazgeçmeyi kabul etmediğine dair bir beyanın bulunmadığının anlaşılması karşısında, şikayetten vazgeçme nedeniyle katılan sanık ... hakkında açılan kamu davasının 5237 sayılı Kanun'un 73/4 ve 5271 sayılı Kanun'un 223/8. maddeleri gereğince düşürülmesine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesinde,
Kabule göre,
5237 sayılı Kanun'un 129/1. maddesinde yer alan, “Hakaret suçunun haksız bir fiile tepki olarak işlenmesi hâlinde, verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir. Bu suçun, kasten yaralama suçuna tepki olarak işlenmesi halinde, kişiye ceza verilmez. Hakaret suçunun karşılıklı olarak işlenmesi halinde, olayın mahiyetine göre, taraflardan her ikisi veya biri hakkında verilecek ceza üçte birine kadar indirilebileceği gibi, ceza vermekten de vazgeçilebilir” şeklindeki hüküm ile hakaret suçu ile ilgili özel tahrik düzenlemesinin yapıldığı, mağdur sanık ...'in... tarihinde katılan sanık ...'ya hitaben "seni sinkaf edeceğim, acele etme bu lafları sana yediririm, bekle sen bekle..." şeklinde mesajlar yollayarak tehdit ve hakaret ettiği, katılan sanık ...'in ise yine aynı tarihte mağdur sanık ...'a hitaben "senden korkan senin gibi olsun, kahpe çocuğu olsun, avradın bilir, bende ki yarrağı, çok yedi, korku nedir yaşayacaksın, oğlum deyip belki uğrunda öleceğin oğlun için 200 bin lira karşılığında ölüsü gelecek, kimmişim göreceksiniz, aptal Yılmaz, azrailiniz benim oğlum, yarın sülalenin a...koyum, her gün sülalenin a.. koyum, kuduz itin oğlu, hoşt koduğum pişi, ancak konuşursun, kahpe" şeklinde karşılıklı tartıştıkları somut olayda, sanıklar hakkında 5237 sayılı Kanun'un 129. maddesindeki haksız tahrik hükümlerinin uygulanmasının mümkün olup olmadığının gerekçeli kararda tartışılmamasında, isabet görülmemiştir" denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
5237 sayılı TCK'nın 131/1. maddesinde, “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı işlenen hariç; hakaret suçunun soruşturulması ve kovuşturulması, mağdurun şikâyetine bağlıdır." hükmüne yer verildiği,
Aynı Kanun'un 73. maddesinin 4. fıkrasında ise, “Kovuşturma yapılabilmesi şikayete bağlı suçlarda kanunda aksi yazılı olmadıkça suçtan zarar gören kişinin vazgeçmesi davayı düşürür." hükümleri düzenlenmiştir.
5271 sayılı CMK'nın 223. maddesinin 8. fıkrasında da, “Türk Ceza Kanununda öngörülen düşme sebeplerinin varlığı yada soruşturma yada kovuşturma şartının gerçekleşmeyeceğinin anlaşılması hallerinde, davanın düşmesine karar verilir." hükmü yer almaktadır.
Kabule göre;
Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14/11/1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, Yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hâkimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlar ile mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu yolla denetlenemeyecektir. (Ceza Genel Kurulu'nun 23/03/2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da bu doğrultudadır.)
İnceleme konusu somut olayda; mağdur ...’in, 20/10/2020 tarihli duruşmada şikayetten vazgeçtiği, sanığa ise şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediği sorulmadan TCK'nın 125/1-2, 62 maddeleri uyarınca sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğu anlaşılmıştır.
Dairemizce de benimsenen, Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 15/10/2020 tarih ve 2018/18-589 E, 2020/421 sayılı ilamında belirtildiği üzere, TCK’nın 73. maddesinin altıncı fıkrasına göre kanunda aksi yazılı olmadıkça şikâyetten vazgeçmenin bunu kabul etmeyen sanığı etkilemeyeceğinin düzenlenmiş olması ve anılan Kanun hükmünün amacının yargılama sonucunda beraat etme ihtimali bulunan sanık hakkında yargılamaya devam olunarak suçun sabit olmaması hâlinde sanığın beraatına, sabit olduğunun anlaşılması durumunda ise cezalandırma zorunluluğu ortadan kalktığı için davanın düşmesine karar verilmesini gerektirmesi karşısında, her ne kadar sanığın şikayetten vazgeçmeyi kabul edip etmediğine ilişkin bir beyanı yok ise de yargılama sonucu sanığın atılı suçu işlediğinin sabit olması nedeniyle mahkumiyetine karar verildiği ve bu kararın kesinleşerek kanun yararına bozma talebiyle incelendiği dolayısıyla beraat etme ihtimalinin bulunmadığı, ancak TCK'nın 73. maddesinin dördüncü ve CMK'nın 223. maddesinin sekizinci fıkraları uyarınca, kovuşturma şartının ortadan kalkması ve bir düşme sebebi bulunduğundan davanın düşmesine karar verilmesi gerektiği kabul edilmelidir.
Kabule göre de;
Haksız tahrik hükmünün uygulanmaması hakimin kanaat ve takdirine bağlı olmakla, hakimin kanaat ve takdirine ait fiili sorunlardan dolayı olağanüstü bir yasa yolu olan kanun yararına bozma yoluna gidilemeyeceği, tebliğnamede ileri sürülen hususun da bu kapsamda olduğunun anlaşılması karşısında bu yöndeki kanun yararına bozma talebinin reddine karar verilmiştir.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce kısmen yerinde görüldüğünden,
1- Kabule göre, TCK 129/1 maddesinin uygulanmasına ilişkin talebiyle ilgili Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görülmediğinden, 5271 CMK'nın 309. maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE,
2- Dosya kapsamına göre, hakaret suçundan sanık ... hakkında,... Asliye Ceza Mahkemesi'nin ... tarihli ve ... sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
3- Aynı Kanunun 4-d fıkrası uyarınca karardaki hukuka aykırılık, hükmün Yargıtay tarafından düzeltilmesini gerektirmekle; sanık ... hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının, TCK’nın 73/4. ve CMK’nın 223/8. maddeleri gereğince DÜŞMESİNE,
4- Sanık hakkında hakaret suçundan açılan kamu davasının düşmesi nedeniyle bu suç için yapılan yargılama giderinin Hazine üzerinde bırakılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, ... tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.