
Esas No: 2021/35265
Karar No: 2022/6256
Karar Tarihi: 01.03.2022
Yargıtay 4. Ceza Dairesi 2021/35265 Esas 2022/6256 Karar Sayılı İlamı
4. Ceza Dairesi 2021/35265 E. , 2022/6256 K."İçtihat Metni"
K A R A R
Hakaret suçundan müşteki şüpheliler ..., ... haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen ... tarihli ve ... soruşturma sayılı ek kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı müşteki şüpheli ... müdafisi tarafından yapılan itirazın süre yönünden reddine dair ... Sulh Ceza Hâkimliğinin ... tarihli ve ...değişik iş sayılı kararının Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın ... gün ve ... sayılı tebliğnamesiyle dava dosyası Dairemize gönderilmekle incelendi:
İstem yazısında;
"Dosya kapsamına göre, ... Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen ... tarihli kovuşturmaya yer olmadığı kararına karşı müşteki şüpheli... müdafii tarafından yapılan itirazın süresinden sonra yapıldığı gerekçesi ile reddedine karar verilmiş ise de, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın ... tarihinde verilmesinden önce ... tarihinde adı geçen müşteki şüpheli müdafiinin dosyaya vekalet sunduğu, dolayısıyla bu tarihten sonra yapılacak tebligatların, 7201 sayılı Tebligat Kanunu’nun “Vekile ve kanuni mümessile tebligat” başlıklı 11. maddesindeki “Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır.” şeklindeki emredici düzenleme uyarınca, müşteki şüpheli müdafiine yapılması gerektiğinden, ... tarihinde müşteki şüphelinin adresine yapılan tebligatın usulüne uygun olmadığı, müşteki şüpheli müdafii tarafından verilen ... tarihli itiraz dilekçesinin öğrenme üzerine süresinde verilmiş olduğu gözetilmeden, esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken itirazın süre yönünden reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir." denilmektedir.
Hukuksal Değerlendirme:
Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 172. maddesinde, “(1) Cumhuriyet Savcısı, soruşturma evresi sonunda, kamu davasının açılması için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilememesi veya kovuşturma olanağının bulunmaması hâllerinde kovuşturmaya yer olmadığına karar verir. Bu karar, suçtan zarar gören ile önceden ifadesi alınmış veya sorguya çekilmiş şüpheliye bildirilir. Kararda itiraz hakkı, süresi ve mercii gösterilir.” hükmüne yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 6545 sayılı kanunla yapılan değişiklikten sonraki “Cumhuriyet savcısının kararına itiraz” başlıklı 173. maddesinde ise;
“1) Suçtan zarar gören, kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın kendisine tebliğ edildiği tarihten itibaren onbeş gün içinde, bu kararı veren Cumhuriyet savcısının yargı çevresinde görev yaptığı ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza hâkimliğine itiraz edebilir.(2)
(2) İtiraz dilekçesinde, kamu davasının açılmasını gerektirebilecek olaylar ve deliller belirtilir.
(3) (Değişik: 18/6/2014-6545/71 md.) Sulh ceza hâkimliği, kararını vermek için soruşturmanın genişletilmesine gerek görür ise bu hususu açıkça belirtmek suretiyle, o yer Cumhuriyet başsavcılığından talepte bulunabilir; kamu davasının açılması için yeterli nedenler bulunmazsa, istemi gerekçeli olarak reddeder; itiraz edeni giderlere mahkûm eder ve dosyayı Cumhuriyet savcısına gönderir. Cumhuriyet savcısı, kararı itiraz edene ve şüpheliye bildirir.
(4) (Değişik: 25/5/2005 - 5353/26 md.) Sulh ceza hâkimliği istemi yerinde bulursa, Cumhuriyet savcısı iddianame düzenleyerek mahkemeye verir.(2)
(5) Cumhuriyet savcısının kamu davasının açılmaması hususunda takdir yetkisini kullandığı hâllerde bu madde hükmü uygulanmaz.
(6) İtirazın reddedilmesi halinde; Cumhuriyet savcısının, yeni delil varlığı nedeniyle kamu davasını açabilmesi, önceden verilen dilekçe hakkında karar vermiş olan sulh ceza hâkimliğinin bu hususta karar vermesine bağlıdır.” hükümleri bulunmaktadır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu'nun "Vekile Ve Kanuni Mümesile Tebligat" başlıklı 11. maddesi;
"Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise, bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, Ceza Muhakemeleri Usulu Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmelerine ilişkin hükümleri saklıdır.
(Ek: 11/1/2011 - 6099/4 md.) Avukat tarafından takip edilen işlerde, avukatın bürosunda yapılacak tebligatlar, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.
Kanuni mümessilleri bulunanlara veya bulunması gerekenlere yapılacak tebligat kanunlara göre bizzat kendilerine yapılması icabetmedikçe bu mümessillere yapılır." şeklindedir.
Yine 05/01/2012 tarihli ve 28184 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tebligat Kanununun Uygulanmasına Dair Yönetmeliğin "Vekile Tebligat" başlıklı 18. maddesi;
"(1) Vekil vasıtasıyla takip edilen işlerde tebligat vekile yapılır. Vekile bürosunda yapılacak tebligat, resmî çalışma gün ve saatleri içinde yapılır.
(2) Vekil birden çok ise bunlardan birine tebligat yapılması yeterlidir. Eğer tebligat birden fazla vekile yapılmış ise bunlardan ilkine yapılan tebliğ tarihi asıl tebliğ tarihi sayılır. Ancak, 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, kararların sanıklara tebliğ edilmesine ilişkin hükümleri saklıdır." biçimindedir.
Bu düzenlemeler karşısında, vekil vasıtasıyla temsil edilen işlerde tebligatın vekile yapılması gerektiği açıktır. Yerleşik yargısal kararlar da bu yöndedir.
İnceleme konusu somut olayda;
... Cumhuriyet Başsavcılığının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararının müşteki ...’ya tebliğinden önce ... tarihinde müşteki vekilinin dosyaya vekaletname sunduğunun anlaşılması karşısında; kovuşturmaya yer olmadığına dair kararın müşteki vekiline tebliği gerekirken müştekiye tebliğ edilmesinin yasaya aykırı olduğu, müşteki vekili tarafından verilen ... tarihli itiraz dilekçesinin öğrenme üzerine süresinde verilmiş olduğu gözetilmeden, esas hakkında bir karar verilmesi gerekirken itirazın süre yönünden reddine karar verilmesinde isabet bulunmamaktadır.
Sonuç ve Karar:
Yukarıda açıklanan nedenlerle:
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, kanun yararına bozma isteği doğrultusunda düzenlediği tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden,
1-...Sulh Ceza Hakimliğinin ... tarihli ve ... değişik iş iş sayılı kararının, 5271 sayılı CMK'nın 309. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
2-CMK'nın 309. maddesinin 4-b fıkrası gereğince sonraki işlemlerin mahallinde tamamlanmasına, dosyanın Adalet Bakanlığı'na sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'na TEVDİİNE, ... tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.