11. Hukuk Dairesi 2018/3261 E. , 2019/5020 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 01/03/2017 tarih ve 2014/791 E- 2017/147 K. sayılı kararın davacı-karşı davalı tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesince verilen 03/05/2018 tarih ve 2017/711 E- 2018/437 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı-karşı davalı tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı/karşı davalı, 04/10/2006 tarihinde yapılan genel kurul toplantısında davalı-karşı davacının ibra edilmemesine karar verildiğini, davalının aynı zamanda davacı şirketin kurucu ortağı olduğu ve 1999 yılından dava tarihine kadar davacı şirketin yönetim kurulu üyesi ve ilköğretim ve lise eğitim veren kurumun tüm iş ve işlemlerini tek başına yürüten kişi olduğunu, şirket adına işlemleri tek başına yürüten davalının 2005 denetim raporunda görüldüğü üzere pek çok hukuksuz işleme imza attığının tespit edildiğini ve şirketin zarara uğratıldığını ileri sürerek şimdilik 20.000,00 TL zararın doğduğu tarihten işleyecek en yüksek reeskont faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı/karşı davacı vekili, müvekkilinin herhangi bir borcu olmadığı gibi şirketi temsil ederken kayıtlarda 42.000,00 YTL alacağı bulunduğu, şimdilik fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak üzere 5.000,00 YTL alacağın faiz ve masraflarıyla birlikte davacı-karşı davalıdan tahsiline, asıl davanın reddine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece, takip edilmeyen karşı davanın işlemden kaldırılmasına karar verilmiş, yapılan yargılama, toplanan deliller neticesinde, alınan ikinci bilirkişi kurulunun 13/06/2016 tarihli muhalefetli ek raporunun çoğunluk görüşünün hükme esas alınması gerektiği, her ne kadar personelin ilişik kesme işlemleri için ihbarda bulunulması ve iş akdinin feshinde gecikilmesi sebebiyle şirketin fazladan zarara uğratıldığı hususunda ikinci bilirkişi heyetinin hazırlamış olduğu asıl rapor ile ek rapor arasında çelişki oluşmuş ise de, ek raporun 625 sayılı Özel Eğitim Kurumları Kanunu çerçevesinde detaylı hazırlandığı, bu nedenle yeni bir bilirkişi heyetinde rapor alınmasına gerek duyulmadığı gerekçeleri ile asıl davanın reddine, karşı davanın HMK 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına karar verilmiştir.
Kararı, davacı-karşı davalı istinaf etmiştir.
Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, davalının davaya konu işlemlerden ötürü sorumluluğu bulunmadığından asıl davanın reddine yönelik ilk derece mahkemesi kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı-karşı davalı temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı-karşı davalının temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacı-karşı davalıdan alınmasına, 01/07/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.