Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/4080
Karar No: 2017/9392
Karar Tarihi: 20.06.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2016/4080 Esas 2017/9392 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2016/4080 E.  ,  2017/9392 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Katkı Payı ve Katılma Alacağı

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne ve kısmen reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.06.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Avukat...ve karşı taraftan davalı vekili Avukat ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    K A R A R

    Davacı ... vekili, evlilik birliği içerisinde davalı erkek adına edinilen malvarlığı yönünden mal rejiminin tasfiyesi ile fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak 20.000,00 TL alacağın faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş, 30.11.2015 tarihli harcını yatırdıkları dilekçe ile talep miktarını 288.551,00 TL olarak açıklamıştır.
    Davalı Eyüp Sacid Aker vekili, davalının kazancının çok iyi durumda olduğunu, davacının davalıya ait malvarlığının edinilmesinde hiçbir katkısının bulunmadığını, dava konusu bir kısım malvarlığının davalıya ait olmadığını, bir kısmının ise taraflar arasındaki mal rejimi sona erdikten sonra davalı tarafından edinildiğini ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, katkı payı alacağı davasının reddine, davacının ıslah talepli davasının kısmen kabulü ile 240.532 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir. Hüküm, süresi içerisinde reddedilen kısım yönünden davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1- Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre davacı vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    2-Davacı vekilinin diğer temyiz itirazları incelendiğinde;
    Taraflar, 03.07.1984 tarihinde evlenmiş, 15.01.2009 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 12.01.2012 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden, 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (TKM. m.170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı Yasanın 10, TMK. m.202/1). Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı olduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (4721 s.lı TMK. m.179).
    a- 01.01.2002 tarihinden önce 743 sayılı Türk Kanunu Medenisi"nin (TKM) yürürlükte olduğu dönemde, eşler arasında yasal mal ayrılığı rejimi geçerliydi (TKM. m.170). TKM"de, mal rejiminin tasfiyesine ilişkin düzenleme mevcut olmadığından, eşlerin bu dönemde edindikleri malvarlığının tasfiyesine ilişkin uyuşmazlık, aynı Kanunun 5. maddesi yollamasıyla Borçlar Kanunu"nun genel hükümleri göz önünde bulundurularak "katkı payı alacağı" hesaplama yöntemi kurallarına göre çözüme kavuşturulmalıdır. Zira Borçlar Kanunu, Medeni Kanunun tamamlayıcısı olarak kabul edilmiştir (eBK. m. 544, TBK m. 646).
    Mal ayrılığı rejiminde; eşler kendi malları üzerinde tasarruf yetkisine ve intifa hakkına sahiptir ve mallarının idaresi kendisine aittir (TKM. m.186/1). Her birinin malları, geliri ve kendi kazançları yine kendilerine ait kişisel mallarıdır (TKM. m.189). Kadın veya kocanın, mal rejiminin devamı sırasında diğerinin edindiği malvarlığına katkısı nedeniyle katkı payı alacağı isteğinde bulunabilmesi için mutlaka para ya da para ile ölçülebilen maddi veya hizmet değeriyle katkıda bulunması gerekir.
    Mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde satın alınan tasfiyeye konu mala çalışma karşılığı elde edilen gelirlerle (maaş, gündelik, kâr payı vs gibi) katkıda bulunulduğunun ileri sürüldüğü durumlarda; çalışarak, düzenli ve sürekli gelire sahip eşin, aksi kanıtlanmadıkça, yapabileceği tasarruf oranında katkıda bulunduğunun kabulü gerekir. Yargıtay"ın ve Dairemizin devamlılık gösteren uygulamaları da bu yöndedir.
    Bu açıklamalar doğrultusunda; öncelikle evlenme tarihinden, malın edinildiği tarihe kadar, eşlerin çalışma sürelerine ve gelirlerine ilişkin belgeler bulundukları yerlerden eksiksiz olarak getirtilmelidir. Çalışmanın sabit olmasına rağmen, bir kısım döneme ilişkin belgelere ulaşılamaması durumunda, ilgili meslek kuruluşlarından ve/veya bilirkişilerden o döneme ilişkin yaklaşık gelir durumu sorulup öğrenilerek, malın edinildiği tarihe kadar ki eşlerin tüm gelirleri ayrı ayrı belirlenmelidir. Sonra, her bir eşin alışkanlıkları, ekonomik ve sosyal statüleri gözetilerek, kişisel harcamaları ile ayrıca kocanın 743 sayılı TKM"nun 152. maddesi gereğince evi geçindirme yükümlülüğü nedeniyle yapabileceği harcama, eşlerin kendi gelirlerinden düşülerek, gerçekleştirebilecekleri tasarruf miktarları ayrı ayrı tespit edilmeli, daha sonra her eşin tasarruf miktarının, birlikte yaptıkları toplam tasarruf miktarı içerisindeki oranı belirlenmelidir. Her bir eşin bulunan bu tasarruf oranı, çalışmaları karşılığı elde ettikleri gelirleriyle malın alımına yaptıkları katkı oranı olarak kabul edilerek, tasfiyeye konu malın dava tarihi itibariyle belirlenecek sürüm (rayiç) değeri ile çarpılmak suretiyle katkı payı alacak miktarları hesaplanır.
    Sözü edilen değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülmesi durumunda konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de yardım alınmalıdır. Tasfiyeye konu birden fazla malın bulunması durumunda, her biri için aynı yöntem uygulanır.
    Somut uyuşmazlığa gelince; tasfiyeye konu edilen 1412 parsel ve 1726 parsele kayıtlı taşınmazlar eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu sırasıyla 24.02.1994 ve 15.10.1996 tarihlerinde satış yolu ile davalı adına edinilmiş olup, davacı eş 1978 yılından itibaren emekli olduğu 2000 yılına kadar çeşitli kurumlarda memur ve sonrasında öğretmen olarak çalıştığını ve geliri ile dava konusu malların edinilmesine katkıda bulunduğunu belirterek katkı payı alacağı talep etmiştir.
    Mahkemece, tarafların evlilik tarihinden taşınmazların edinildiği tarihlere kadar çalıştıkları kurumlardan gelirlerini gösterir evraklar getirtilerek, yukarıda izah edilen ilke ve esalara uygun şekilde bu taşınmazlar yönünden davacının katkı payı alacağı hesaplanması gerekirken, yazılı şekilde davalının oldukça yüksek gelir sahibi olduğu, davacının katkısını somut olarak kanıtlayamadığı, katkı oranının belirlenmesi için mal varlığının edinildiği dönemde gelirine ilişkin bir belgenin dosyada yer almadığı gerekçesiyle talebin reddi yerinde değildir.
    b- Davacı vekilinin davalıya ait banka hesaplarındaki paralar yönünden diğer temyiz itirazlarına gelince;
    Dosya içinde yer alan davalının Akbank hesap kayıtları incelendiğinde mal rejiminin sona erdiği tarih itibariyle hesapta 25.289,90 TL para mevcut olduğu anlaşılmaktadır. Söz konusu para, aksi iddia ve ispat edilemediğine göre edinilmiş mal olarak kabul edilerek mal rejiminin tasfiyesine dahil edilmesi ve davacı lehine katılma alacağına hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde talebin reddine karar verilmesi hatalıdır.
    c- Davacı vekilinin, ... tarafından davalıya ödenen paraya ilişkin temyiz itirazları incelendiğinde;
    Kural olarak mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan edinilmiş mallar, tasfiye anındaki değerlenimle hesaba katılırlar (TMK. m.235/1). Eşlerin kişisel malları ile edinilmiş malları, mal rejiminin sona ermesi anındaki durumlarına göre ayrılır (TMK. m.228/1). Bu açıklamalara göre belirlenebilir, beklemeceli hakların da mal rejiminin tasfiyesi sırasında göz önünde bulundurulması gerekir. Yargıtay"ın ve Dairemizin uygulaması da bu yöndedir.
    ... yazı cevabına göre; sigortalı davalı olup, 15.02.1988 tarihinde başlayan sigorta sözleşmesi, 15.02.2009 tarihli talep üzerine sona erdirilerek sigortalıya 24.09.2009 tarihinde 36.879,85 TL ödenmiştir.
    Dava konusu yapılan ... bireysel emeklilik sisteminde biriken bedelin mal rejiminin sona erdiği tarihte belirlenmesi mümkün olduğu gibi sistemden çıkılmasını yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme de bulunmamaktadır. Mal rejiminin sona erdiği 15.01.2009 tarihi itibariyle davalı eşin sistemden ayrılması halinde ödenebilecek iştirak bedelinin ilgili sigorta şirketlerinden sorularak belirlendikten sonra bu miktar mevcut kabul edilerek mal rejiminin tasfiyesine dahil edilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile bu talebin reddi doğru olmamıştır.
    d- Davacı vekilinin tasfiye konusu edilen ... ...evi ve ... daireye ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
    Mahkemece, dava konusu edilen bu iki taşınmaz yönünden ilgili tapu müdürlüklerine davalının açık kimlik bilgileri yazılarak evlilik ve boşanma dava tarihleri arasında iddia edilen şekilde davalı adına kayıtlı taşınmaz bulunup bulunmadığı, kayıtlı ise edinme ve varsa satış sebep ve tarihlerini gösterir tedavül kayıtları sorulup verilecek cevaba göre talep hakkında bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde bu taşınmazlar yönünden tapu kayıtları davacı tarafından ibraz edilemediğinden talebin reddine karar verilmesi hatalıdır.
    Yukarıda açıklanan hususlar yönünden gerekli inceleme ve araştırma ile hesaplamaların yapılması ve davacının talep miktarıda gözetilerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2-a), (2-b), (2-c) ve (2-d) nolu bentlerde gösterilen nedenlerle davacı vekilinin yazılı temyiz itirazları yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollaması ile HUMK’nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, diğer temyiz itirazlarının yukarıda (1) nolu bentte gösterilen nedenle reddine, Yargıtay duruşmasının yapıldığı tarihte yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi hükümleri uyarınca 1.480,00 TL Avukatlık Ücreti"nin Eyüp Sacid Aker"den alınarak Yargıtay duruşmasında avukat marifetiyle temsil olunan ..."e verilmesine, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 20.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.









    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi