8. Hukuk Dairesi 2016/19360 E. , 2017/9400 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup, hükmün duruşma yapılması suretiyle Yargıtay"ca incelenmesi davacı 3. kişi vekili tarafından istenilmiştir. Dosya incelenerek işin duruşmaya tabi olduğu anlaşılmış ve duruşma için 20.06.2017 Salı günü tayin edilerek taraflara çağrı kağıdı gönderilmişti. Duruşma günü temyiz eden davacı vekili Av. ... ve Av. ......vekili ve karşı taraftan davalı alacaklı vekili Av. ... geldiler. Duruşmaya başlanarak temyiz isteğinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan ve hazır bulunanların sözlü açıklaması dinlendikten sonra duruşmaya son verilerek dosya incelendi gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı 3. kişi vekili, 12.02.2015 tarihinde haczedilen malların davacı şirkete ait olduğunu, Kaş İcra Hukuk Mahkemesi"nin 2015/6 D. İş sayılı dosyası ile İİK. 97. maddesindeki prosedür uygulanarak kendilerine istihkak davası açmaları için süre verildiğini, kararın yasaya aykırı olduğunu, İİK 99. maddesine göre alacaklıya süre verilmesi gerektiğini, davacı şirket ile takip borçlusu arasında herhangi bir bağlantının olmadığını,haciz esnasında haciz adresinde borçlu şirkete ait bir kart, bir marka, bir fatura, bir resim, bir mal bulunmadığını iddia ederek davanın kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; borçlu şirket ortağı...in 12/02/2015 tarihli haciz esnasında haciz mahallinde hazır bulunduğu, aynı dosya kapsamında daha önce yapılan haciz esnasında da...in haciz mahallinde hazır bulunduğu, davacı şirket ortaklarının borçlu şirket yetkilisi....."in eşi ve oğlu olduğu, Sahilkent Belediye Başkanlığı Yazı İşleri Müdürlüğü"nce düzenlenen belgede 82 nolu iş yerinin 2004 - 2005 yıllarında borçlu şirkete tahsis edilmişken aynı iş yerinin 13/10/2006 tarihli encümen kararı ile davacı şirkete tahsis edildiği, davacının tabelasında dahi borçlu şirket “özmeyvacılar@hotmail.com” internet adresinin yazılı bulunduğu, yine borçlu şirket temsilcisinin aynı zamanda istihkak iddia eden şirket adına plaketler aldığı, onun temsilcisi ve ortağı gibi davrandığı, şirketlerin organik bağ içerisinde olduğu, daha önce alacaklı tarafından açılan istihkak davasında yapılan yargılama sonucunda her iki şirketin arasında organik bağ olduğuna kanaat getirilerek verilen 2013/48 Esas 2014/16 Karar sayılı kararın Yargıtay .... Hukuk Dairesi"nin 2014/19229 Esas 2015/22773 Karar sayılı ilamı ile onandığı gerekçesiyle davanın reddi ile takibin devamına, haczedilen malların değerinin %20"si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı 3. kişi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, üçüncü kişinin İİK’nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
1-Dava konusu 12.02.2015 tarihli haciz sırasında takip borçlusu şirketin ortağı olan...in hazır olduğu, icra heyetince adrese gelinip, yöneticiyle görüşmek istendiği söylendiğinde heyetin...e yönlendirildiği, daha önce 02.05.2013 tarihinde aynı yerde yapılan haciz sırasında da borçlu şirket ortağı...in haciz adresinde hazır bulunduğu, bu hacze ilişkin davacı tarafından açılan davanın kabulle sonuçlandığı ve bu kararın Dairemiz"in 2014/19229 Esas 2015/22773 Karar sayılı ilamı ile onandığı görülmekle bu durumda, İİK"nun 97/a maddesi gereğince mülkiyet karinesinin borçlu dolayısı ile davacı alacaklı yararına olduğunun kabulü gerekir. Her ne kadar temyize konu davada davacı 3. kişi vekili, 2015/6 D. İş sayılı dosya ile İİK. 97. maddesindeki prosedürün uygulanarak kendilerine istihkak davası açmaları için süre verildiğini, kararın yasaya aykırı olduğunu, İİK 99. maddesine göre alacaklıya süre verilmesi gerektiğini iddia etmişse de; dava açma külfeti taraflardan herhangi birine yükletilmiş olsa dahi istihkak davalarında mülkiyet karinesi ve ispat yükü sadece tarafların dosyada davalı veya davacı olup olmamasına göre değil, haczin yapıldığı yerin takip dosyasındaki adreslerle bağlantısı, haciz sırasında haciz mahallinde bulunan kişiler ve adresin borçluyla irtibatını kuracak bir takım bilgi ve belgelere rastlanması, takibin tarafı ve 3. kişi tüzel kişi ise adresleri ve ortaklık yapıları gibi bir çok veri birlikte değerlendirilerek ortaya konulmaktadır. Bu sebeple icra müdürünün veya...... İcra Hukuk Mahkemesi"nin hatalı işlemi veya kararı sonucu alacaklının ya da 3. kişinin dava açmak zorunda bırakılması ispat külfetinin yer değiştirmesine neden olmaz. Somut olayda da yukarıda izah edilen hususlar ve dosyada bulunan diğer bilgiler dikkate alındığında, mülkiyet karinesinin borçlu ve dolayısıyla alacaklı yararına olduğunun ve aksinin davacı 3. kişi tarafından güçlü ve inandırıcı delillerle ispatlanması gerektiğinin kabulü gerekir. Davacı 3. kişi ise dosya kapsamına sunduğu deliller ile bu karinenin aksini ispat edememiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı 3. kişinin aşağıdaki bendin dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davacı 3. kişi vekilinin tazminat miktarına, harç ve vekalet ücreti takdirine yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davanın esasına yönelik karar verildiğine göre; hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak tazminata, harca ve nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekir. Somut olayda, takip çıkışı toplam alacak miktarı 111.959,40 TL olup, toplam alacak miktarı hacizli malların değerinden az olduğundan anılan kalemlerin bu miktar üzerinden hesap edilmesi gerekirken Mahkemece alacaklı lehine fazla tazminata, nispi vekâlet ücretine ve harca hükmedilmesi doğru olmamıştır.
Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi, yeniden yargılama yapılmasını gerektirir nitelikte görülmediğinden 6100 sayılı HMK’nun ek Geçici 3. maddesi yollaması ile 1086 sayılı HUMK’nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı 3. kişi vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, kararın hüküm fıkrasının 3. bendindeki "Haczedilen malların değerinin %20"si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine," rakam ve sözcüklerinin çıkartılarak yerine "takip çıkışı toplam alacak miktarının %20"si oranında icra inkar tazminatının davacıdan alınarak davalıya verilmesine" ibaresinnin yazılmasına, 5. bendindeki "Alınması gerekli olan 13.249,55 TL harçtan peşin alınan 3.347,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 9.902,36 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına" rakam ve sözcüklerinin çıkartılarak yerine "Alınması gerekli olan 7.647,94 TL harçtan peşin alınan 3.347,19 TL harcın mahsubu ile bakiye 4.300,75 TL harcın davacıdan alınarak hazineye irat kaydına,"
ibaresinin yazılmasına, 7. bendindeki “ ...17.557,72 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine.” rakam ve sözcüklerinin çıkartılarak yerine "...toplam alacak miktarı olan 111.959,40-TL üzerinden karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hesaplanan 11.706,70-TL. vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine...” yazılmasına, hükmün düzeltilen bu şekli ile ONANMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, istek halinde peşin harcın temyiz edene iadesine, 20.06.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.