11. Hukuk Dairesi 2018/3472 E. , 2019/5092 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İSTANBUL BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 1. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 08/12/2016 tarih ve 2015/234 E- 2016/904 K. sayılı kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesince verilen 16/05/2018 tarih ve 2018/7 E- 2018/441 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirketin ortağı ve eski yönetim kurulu üyesi olduğunu, davaya konu edilen 03.12.2014 tarihli genel kurul toplantısında alınan 3 nolu kararla, yeni yönetim kurulu üyelerinin seçilmesine karar verildiğini, bu karara müvekkilinin muhalefet ettiğini ve muhalefet şerhinin toplantı başkanlığına ibraz edildiğini, anılan kararın dürüstlük kurallarına açıkça aykırı olduğunu, zira daha önce seçilen yönetim kurulu üyelerinin görev süresinin dahi dolmadığını, ayrıca 5 nolu gündem maddesinde de 6102 sayılı TTK. 395. ve 396. maddeleri çerçevesinde yeni seçilen yönetim kurulu üyelerinin şirkette işlem yapması, şirkete borçlanabilmesi ve şirketle rekabet edebilmeleri bakımından izin verildiğini, anılan bu karara da muhalefet edilerek muhalefet şerhinin başkanlığa sunulduğunu, TTK. 436/1. maddesinde yer alan oydan yoksunluk kuralının ihlal edildiği gibi bu kararın da dürüstlük kurallarına aykırı olduğunu belirterek davalı şirketin 03.12.2014 tarihli genel kurul kararında alınan 3 ve 5 nolu maddelerinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince, 03.12.2014 tarihli genel kurulun 3 nolu maddesinde yönetim kurulu üyelerinin seçimine ilişkin kararın TTK. 364/1. maddesinde ifade edilen ""gündemde ilgili bir madde bulunması"" hükmüyle uyumlu olduğu, TTK. 408/2-b maddesi hükmü gereğince de yönetim kurulu üyelerinin seçimi, görev sürelerinin belirlenmesi ve azlinin genel kurulun devredilmez yetkileri arasında olduğu şeklindeki düzenlemeye de uygun bulunduğu, yönetim kurulu üyelerinin görev süresi sona ermeden yeniden yönetim kurulu üye seçiminin yapılması başka bir deyişle önceki yönetim kurulu üyelerinin görevden alınmasının, bu kararın dürüstlük kurallarına aykırı olduğunun kabulü için yeterli bulunmadığı, anılan kararın pay sahiplerinin %100
oranında toplantıya katılımıyla 6.000 olumsuz oya karşılık 114.000 olumlu oyla alındığı görülmekle toplantı ve karar nisabı bakımından da TTK hükümlerine ve ana sözleşmeye aykırı bir durumun gerçekleştiğinden söz edilemeyeceği, şirketin daha önceki tarihli 27.12.2013 tarihli kurul toplantısında da yönetim kurulu üyeleri bakımından rekabet yasağı ve borçlanma yasağının kaldırılarak bu konuda izin ve yetki verildiği, dolayısıyla davacının da yönetim kurulu üyesi olarak seçildiği 23.12.2013 tarihli yönetim kurulu toplantısında TTK 395 ve 396. maddeleri uyarınca yönetim kurulu üyelerine izin ve yetki verildiği dikkate alındığında dava konusu genel kurulda aynı yönde olan 5 nolu kararın dürüstlük kurallarına aykırılık teşkil ettiğinin kabul edilemeyeceği, davalı şirketin ortağı olan ve davaya konu genel kurulla yönetim kurulu üyesi olarak seçilen ...’ın yönetim kurulu üyelerine TTK’nın 395. ve 396. maddeleri çerçevesinde izin verilmesine ilişkin karara katılması TTK’nın 436/1. maddesine aykırı olsa da adı geçenin oylamaya katılmasının toplantı ve karar nisabını etkilemediği ve bu yönüyle sonucu değiştirmeyeceği, ...’ın söz konusu karar için vasisi olduğu ortak adına oy kullanmasında bir sakınca bulunmadığı zira kullanılan oyun vasinin değil kısıtlının iradesini yansıttığı, ...’ın vasisi olduğu ortak adına oy kullanamayacağı ve oydan yoksun olduğu kabul edilse dahi sonucun değişmeyeceği zira pay itibariyle alınan kararın sonucunu değiştirmeyeceği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davacı vekilince istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
İstinaf mahkemesince yapılan yargılama sonucunda, mahkeme kararının usul ve yasaya uygun olduğu gerekçesiyle, davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 8,50 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 09/09/2019 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.