
Esas No: 2013/440
Karar No: 2013/2047
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2013/440 Esas 2013/2047 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
... ...
DAVA : Davacı, işçilik alacaklarının faizlerinin tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, isteğin reddine karar vermiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dava, davacının kesinleşen mahkeme kararında geçen işçilik alacaklarının faizlerinin tahsili istemine istemine ilişkindir.
Davalı davacının ıslah ettiği alacaklarına faiz istemediğinden ve yapılan ödemleri kayıtsız ve şartsız aldığından davanın reddine karar verilmesini istemiştir
Mahkemece davacının alacağının, dava dışında kalan başka bir kesimi bulunsa bile, dava açarken fazlaya ilişkin haklarını saklı tutmamış olan (kısmi dava açtığı dava dilekçesinden açıkça anlaşılmayan) davacı (alacaklı) bununla (tam dava ile) alacağının dava dışı bıraktığı kesiminden zımmen feragat etmiş sayılacağından ve 2010/657 esas sayılı dosyasında davacının davasını 07.05.2009 tarihinde ıslah ettiği, ıslah dilekçesinde fazlaya ilişkin hakları saklı tutmadığı böylelikle faize ilişkin haklarından feragat ettiği anlaşılmakla davacının davasının reddine karar verilmiştir.
Karar davacı tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
Somut olayda davacı işçinin, işçilik alacaklarının tahsili için karar verilmek üzere davalı şirket aleyhine Serik .... Asliye Hukuk Mahkemesine açılan davada verilen kabul kararı davalı vekilinin temyizi üzerine Yargıtay .... Hukuk Dairesince bozulduğunu, bozma gerekçesinde 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanun"nun 74. maddesinde öngörülen taleple bağlılık kuralına aykırılık oluşturmaması için, ıslah dilekçesinde faiz talep edilmediğinden, ıslah tarihinden itibaren faizsiz olarak hüküm kurulması gerektiğinin belirtildiği, bu doğrultuda ıslah tarihinden itibaren olan alacaklara faiz yürütülmemesine dair verilen kararın bu defa davacı temyizi üzerine ... Hukuk Dairesinin ........2011 tarihli kararı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmaktadır. Davacı henüz temyiz incelemesinden önce fazlaya ilişkin haklarını saklı tutuğunu belirterek işlemiş faizleri ile birlikte ilk karardaki alacaklarını icra takibine koyduğu davalının bu dosyaya farklı tarihlerde ödemlerde bulunduğu da görülmektedir.
Uyuşmazlık ıslah dilekçesi ile artırılan ve faiz talep edilmeyen bu miktarlar için ayrı bir dava ile faiz talep edilip edilmeyeceği noktasındadır. Davacının alacak davasında fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak dava açtığı ancak ıslah ile artırdığı miktarlar için faiz talebi bulunmadığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Yargıtay .... hukuk Dairesinin bozması taleple bağlılık kuralı gereği olup davacının ayrı bir dava ile faiz istemesine engel bir durum değildir. Davacı henüz karar kesinleşmeden ve herhangi bir ödeme yapılmadan önce fazla haklarını saklı tutup, faiz de talep ederek icra takibine geçtiğinden ayrıca ihtirazi kayıt aranmaksızın, (halin icabına göre ) ayrı bir dava ile faiz istemesi mümkündür. Mahkemece yapılan faiz hesaplamalarına dair bilirkişi raporlarının değerlendirilerek davacının faiz alacağı konusunda bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde verilen karar hatalı olup bozulması gerekir.
SONUÇ:Temyiz olunan mahkeme kararının yukarıda açıklanan sebeplerden BOZULMASINA, peşin alınan temyiz temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 07.02.2013 gününde oybirliği ile karar verildi.