Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/2715
Karar No: 2020/1243

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/2715 Esas 2020/1243 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/2715 E.  ,  2020/1243 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 13. HUKUK DAİRESİ

    Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 2. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 20/09/2017 tarih ve 2010/834 E- 2017/874 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin kabulüne dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 13. Hukuk Dairesi"nce verilen 20/03/2019 tarih ve 2018/625 E- 2019/419 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, tasfiyesi istenen davalı şirketin davacı ve müteveffa ...tarafından 1993 yılında %50’şer oranında hisse ile kurulduğunu, her iki ortağın da şirketi münferiden temsile yetkili olduğunu, aralarında çıkan ihtilaf sonucu birbirlerine karşı sorumlu müdürlükten azil ve şirketin tasfiyesi gibi davalar açtıklarını, ortaklardan ..."ın 2007 yılında vefat ettiğini, ancak varislerin hisselerin kendilerine intikalini henüz yapmadıklarını, Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2009/873-2010/614 sayılı kararı ile şirketin fesih ve tasfiye talebinin reddedildiğini, davacının müdürlük görevinden azline karar verildiğini, kayyımın görevinin de 2009 yılında Yargıtay bozma kararı ile sona erdiğini, şirketin organsız kaldığını, ayrıca şirketin uzun yıllar süren davalar nedeniyle gayrı faal olduğunu, faaliyet konusunda çalışmasının imkansız hale geldiğini ileri sürerek davalı şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemiştir.
    Davalılar vekili, davacının kendi kusurlu eylem ve işlemlerine dayanarak şirketin fesih ve tasfiyesini talep edemeyeceğini, davacının davalı şirkete ait tüm malları düşük bedelle kendi şirketi üzerine fatura etmesi nedeniyle açılan davada davacı aleyhinde tazminata hükmedildiği ve davacının şirketi işlemez hale getirdiğinin sabit olduğunu, davalı şirkete ait TPMK nezdinde 2001 yılında tescilli markayı davacının tek taraflı iptal ettirerek sahibi olduğu Metrans Makine şirketi üzerine 2004/36136 sayı ile tescil ettirdiğini, açılan davada mahkemece tescilin hükümsüzlüğüne karar verildiğini ve davacı aleyhinde ceza kararı verildiğini, davacının şirkette hiçbir malvarlığı bırakmadığını, şirkete ait bilgisayar kayıtları ile müşteri portföyünü kendi şirketine taşıdığını, TTK 540/1 (yeni TTK m, 623) maddesi hükümlerine göre organ boşluğu söz konusu olamayacağını savunarak davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, şirket müdürü ..."nin mahkeme kararı ile azli, diğer şirket müdürü ..."ın ise 26/11/2007 tarihinde ölümü nedeniyle müdürlük görevinin sona erdiği ve davalı şirketin organsız kaldığı, mahkemece re’sen atanan kayyum tarafından ibraz olunan raporlarda genel kurul toplantısı yapılmak suretiyle şirketin kanuna uygun hale ifrağ için organlarının oluşturulamadığının belirtildiği, organsızlık nedeniyle açılan fesih ve tasfiye davasında husumetin şirkete tevcih edileceği gerekçesiyle davalı şirket aleyhine açılan davanın kabulü ile, şirketinin fesih ve tasfiyesine, tasfiye memuru olarak resen ..."ün tayinine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle usulden reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davalılar vekili istinaf etmiştir.
    İstanbul Bölge Adliye Mahkemesince tüm dosya kapsamına göre, dava tarihinde ve şirket ortağının ölüm tarihinde yürürlükte bulunan 6762 sayılı TTK"nın 521 maddesine göre payın miras yoluyla iktisabı için ortakların muvafakatine gerek olmadığı, mirasçıların kendiliğinden ortaklık payını iktisap ettiği, şirket ana sözleşmesinde aksi düzenleme bulunmadığı, mirasçıların şirket ortağı olarak şirketi temsil ve ilzama yetkili oldukları, şirketin organsız kaldığından bahsedilemeyeceği, davacının şirket müdürlüğünden azline dair Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/873-2010/614 sayılı kararının dava açıldıktan sonra 08/05/2013 tarihinde kesinleştiği, buna göre davanın açıldığı tarihte davacının şirket müdürü olduğu ve organ boşluğundan söz edilemeyeceği, dava tarihinden sonra yürürlüğe giren 6102 sayılı TTK hükümleri gereğince de davalı limited şirketin tek ortaklı olarak devam edebileceği gözetilerek şirketin feshi yerine uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme de hükmedilebileceğinden şirketin feshine karar verilmiş olmasının hatalı olduğu, kesinleşen Kadıköy 4. Asliye Ticaret Mahkemesinin 2009/873-2010/614 sayılı kararı ile şirketin feshini gerektirir haklı nedenlerin ortaya çıkmasında davacının kusurlu tutum ve davranışlarının etkili olduğu sabit olduğundan ve diğer ortağın bu duruma kusurlu davranışları ile sebebiyet verdiği ispatlanamadığından fesih isteminde bulunamayacağı gerekçesiyle davalılar vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ilk derece mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi HMK"nın 369/1. ve 371. maddelerinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre usul ve yasaya uygun Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 10,00 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davacıdan alınmasına, 12/02/2020 tarihinde kesin olarak oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi