8. Hukuk Dairesi 2015/19886 E. , 2017/9838 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tespit
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün ... vekili ve dahili davaılı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, duruşma istemi gider olmadığından reddedilmiş olmakla, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacılar vekili, ortaklığın giderilmesi davasına konu 405 ada 93 parsel sayılı taşınmaz ile ilgili olarak, davalı .... ile arsa sahipleri arasında Kat Karşılığı İnşaat Sözleşmesi imzalandığını, şirketin kaba inşaatı tamamladığını ve arsa sahiplerinin hisse devir yükümlülüğü doğduğunu, davalı ..."ın hisse devrinden kaçındığını, diğer hissedarların müteahhit şirkete hisse devri yaparak inşaatın tamamlanmasını sağladıklarını, müteahhitten daire satın alanların ise bedel ödediğini açıklayarak, 93 parsel üzerindeki binanın davalı ... dışındaki paydaşlara ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, mütaahhit şirketin edimlerini yerine getirmemekle hak sahibi olamadığını, binanın kaçak yapı durumunda olduğunu, vekil edeninin taşınmazda hisse sahibi olmakla üzerindeki binada da hak sahibi olduğunu beyanla davanın reddini savunmuş, dahili davalı ... vekili, vekil edeninin 6 nolu daireyi satın almakla hak sahibi olduğunu, davalılar arasında gösterilmesinin doğru olmadığını beyan etmiş, davalı ..., dava konusu taşınmazın satılarak hakkının verilmesini istediğini beyan etmiş, davalı .....i ise tarafların anlaşıp haklarını almalarını istediklerini beyan etmiştir.
Mahkemece davanın reddine ilişkin olarak verilen kararın, mahkemece muhdesatın aidiyetinin tespitine karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir gerekçesi ile, Dairenin 24.06.2014 tarih ve 2014/3583 Esas, 2014/13293 Karar sayılı ilamı ile bozulması üzerine Mahkemece davanın kabulüne dair verilen karar, davalı ... vekili ve dahili davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece; her ne kadar, Davanın kabulü ile,...i mevkinde bulunan 405 ada, 93 parsel sayılı, 183,47 m2 miktarlı "kargir ev" nitelikli taşınmaz üzerinde bulunan muhtesatın davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, yapılan inceleme ve araştırma hüküm vermeye yeterli olmadığı gibi, tesis edilen hüküm de H.M.K"nın 26, 297 ve 298.maddelerine aykırıdır.
Şöyle ki;
1-Davacılar vekilinin dava dilekçesindeki talebi, “davaya konu taşınmaz üzerindeki binanın ... dışındaki paydaşlara ait olduğunun tespitine” şeklinde olmasına rağmen, mahkeme tarafından muhdesatın davacılar ..., ..., ..., ... ve ..."a ait olduğunun tespitine karar verilmiştir. HMK"nın 26. maddesi uyarınca, Hakim taleple bağlı olup talepten fazlasına hüküm veremez. Davacılar vekili, muhdesatın ... dışındaki paydaşlara ait olduğunun tespitine karar verilmesini istediğine göre, Mahkemece yapılması gereken iş, diğer paydaşların davacı yanında yer almasının sağlanması açısından davacıya süre ve imkan verilmesidir.
2-Ayrıca davacılar vekili, dava konusu parsel üzerindeki binanın kaba inşaatının davalı..... tarafından yapıldığını beyan etmesi nedeniyle .....de davada davalı gösterilmiştir. Ancak dava dosyası arasında bulunan kayıtlardan davalı şirketin münfesih durumda bulunduğu anlaşılmaktadır.
Davada husumet ve sıfat kamu düzenine dair olup, yargılamanın her aşamasında resen gözetilir. Bir sermaye şirketi davadan önce tasfiyesini tamamlamış, ticaret sicilinden terkin edilmiş ve keyfiyet ilan edilmiş ise artık şirket temsilcileri veya tasfiye memurları şirket adına dava açamayacak veya açılan davada şirketi temsil edemeyecek, dava açmış veya aleyhine dava açılmış olsa bile dava ve/veya karar tarihi itibariyle tüzel kişiliği bulunmayan şirket hakkında yargılama yapılıp hüküm verilemeyecektir. Eğer ki, somut olayda olduğu gibi, aleyhine dava açılmışsa, mahkemenin tüzel kişiliğin yeniden ihyası (ek tasfiye) amacıyla dava açılması için süre vermesi, bu davanın açılması halinde sonucunu beklemesi ve yeniden ihya kararı verilmesi halinde ise buna göre davanın yeniden görülmesi, davalı şirketin kayıt maliki olmadığı hususun da gözönünde bulundurulması gerekir.
3-H.M.K"nun 297/2 maddesi gereğince, hükmün sonuç kısmında taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir. Mahkemece, muhdesatın davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiş ise de, tespit edilen muhdesatın ne olduğu kararda açıklanmadığı gibi, bilirkişiye kroki çizdirilmek suretiyle, krokili rapor kararın eki de yapılmamıştır. Bu haliyle tespit edilen muhdesatın ayırdedici özelliği bulunduğundan bahsedilemez. Ayrıca, muhdesatın davacılara ait olduğunun tespitine karar verilmiş ise de hangi davacıya hangi muhdesatın, ne nispette ait olduğunun tespiti de yapılmamıştır. Hükmün bu haliyle H.M.K 297/2 maddesine uygun olduğundan bahsedilemez.
Mahkemece az yukarıda değinilen tüm bu eksiklikler giderildikten sonra yapılması gereken iş, taraf delilleri toplanarak, toplanacak delillere ve taşınmaz başında yapılacak keşfe göre muhdesatın kim tarafından, ne şekilde, ne nispette meydana getirildiğinin tespiti ile, muhdesatın belirlenmesi açısından Fen bilirkişisinden krokili rapor alınması, raporda hangi muhdesatın kime ait olduğunun işaretlettirilerek kararın eki sayılmasıdır.
Yukarıda açıklanan hususlar gözardı edilerek Mahkemece kabul kararı verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Davalı ... vekili ile dahili davalı ... vekilinin temyiz itirazları yukarıda açıklanan nedenle yerinde olduğundan kabulüyle, usul ve yasaya uygun bulunmayan hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3.maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edenlere ayrı ayrı iadesine 4.7.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.