11. Hukuk Dairesi 2018/84 E. , 2019/5198 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ (DENİZCİLİK VE İHTİSAS MAHKEMESİ SIFATIYLA)
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 03/10/2017 tarih ve 2016/464 Esas, 2017/298 Karar sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 10/09/2019 günü hazır bulunan davacı vekili Av....ile davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili ile davalı arasında 20.08.2009 tarihinden itibaren devam eden sözleşme gereğince, davalıya ait “Zeynep3” adlı teknenin müvekkili tarafından işletilen “Marintürk İstanbul City Port”dan bağlama hizmeti aldığını, sözleşmenin bitim tarihi olan 21.11.2011 tarihinden sonra da davalının, teknesini 15.11.2012 tarihine kadar marinada bulundurulduğunu, bağlama hizmeti almayı sürdürdüğünden marinada o tarihte geçerli bulunan tarife üzerinden hizmet faturası düzenlendiğini ve faturanın davalıya gönderildiğini, söz konusu hizmet bedeli miktarına taraflar arasında uzlaşma bulunmadığı gerekçesi ile davalının itiraz ettiğini, oysa davalının teknesini önceki dönem bitim tarihinden sonra da marinada bulundurmasının yeni dönem ücretini kayıtsız şartsız kabul ettiğini gösterdiğini, davalının, takibe itirazında aldığı hizmete ilişkin bir itirazının bulunmadığını, miktara itiraz ettiğini, borçlunun aldığı hizmeti ikrar ettiğinden bu hizmetin bedelini de önceki dönemlerde olduğu gibi marinadaki cari olan tarife üzerinden ödemek durumunda olduğunu ileri sürerek davalı hakkında başlatılan takibe itirazın iptali ile takibin devamına, davalının %20’den aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına mahkumiyetine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin sözleşmenin yenilenmeyeceğini beyan etme zorunluluğunun bulunmadığını, zira sözleşmede süre bitiminde tarafların sessiz kalması ile sözleşmenin zımnen yenileneceğine dair hiçbir ibare bulunmadığını, sözleşmenin yenilenmesi hususunda davalı şirkete herhangi bir yazı dahi gönderilmediğini, tarafların şifahen yapmış oldukları görüşmeler neticesinde, müvekkili şirketin tekneyi bir sonraki dönem için marinada bulundurmayacağını beyan ettiğini, davacı şirket tarafından teknenin kötü niyetli olarak teslim edilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında 20.08.2009 tarihinden itibaren devam eden hizmet sözleşmesi uyarınca davalıya ait “Zeynep3” teknesine davacı tarafından bağlama hizmeti verildiği, söz konusu teknenin 15.11.2012 tarihine kadar marinada yer aldığı, taraflar arasında en son 21.11.2010 tarihli hizmet sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmenin süresinin bir yıl olduğu, bu sürenin sona erme tarihi olan 21.11.2011 tarihinden sonra da davalının teknesinin bir yıl daha (15.11.2012 tarihine kadar) marinada bulunduğu, davalının hizmet sözleşmesinin bitim tarihi olan 21.11.2011 tarihinden bir yıl sonra 15.11.2012 tarihinde teknesini almak istediği, bu tarihten önce teknesini almak istediğine ilişkin herhangi bir yazılı delil sunmamış olması, göndermiş olduğu 06.03.2012 tarihli ihtarnamede “makul bir sözleşme bedeli tayin edilmesi koşulu ile kiracılığını devam ettirmek istemekte” olduğunu bildirmesi yine icra dosyasına sunmuş olduğu 22.11.2012 tarihli itiraz dilekçesinde “taraflar bedelde anlaşamamışlardır” ifadesine yer vererek asıl ihtilafın teknenin davacı tarafından zorla tutulmasından değil bedelden kaynaklandığını ifade etmiş olması gibi hususlar birlikte değerlendirildiğinde, davalının, davacının tekneye zorla el koymuş olduğu iddiasının yerinde olmadığı, davalının 21.11.2011-21.12.2012 tarihleri arasındaki hizmet bedelini ödemekle yükümlü olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile takip dosyasında davacının davalıdan 40.233,00 TL alacaklı olduğunun tespitine, bu miktara vaki itirazın iptaline, bu miktara takipten itibaren değişebilir oranlarda avans faizi uygulanmak suretiyle takibin diğer kayıt ve şartlarda devamına, fazlaya ilişkin istemin reddine, alacağın % 20’si oranındaki 8.046,60 TL icra inkar tazminatının davalıdan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir.
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, aşağıda yazılı bakiye 2.060,92 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 10/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.