Abaküs Yazılım
2. Daire
Esas No: 2016/7242
Karar No: 2021/4999
Karar Tarihi: 16.12.2021

Danıştay 2. Daire 2016/7242 Esas 2021/4999 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2016/7242
Karar No : 2021/4999

DAVACI : … Derneği

DAVALILAR : 1- … Bakanlığı
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri Sevgi Şafak
2- … Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Hukuk Müşaviri …

DAVANIN KONUSU :
Dava, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 12/07/2014 günlü, 29058 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik'le değişik 9. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''20 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki öğrenim şartını haiz olmak kaydıyla kamu kurum ve kuruluşlarında denetim hizmetleri ile ilgili görevlerde en az on yıl hizmeti bulunanlar ile daire başkanlığı, dengi veya üstü görevleri yapmış olanlar arasından Başkanlığa atama yapılabilir.'' ibaresinin iptali istemiyle açılmıştır.

DAVACININ İDDİALARI :
Dava konusu düzenlemenin; Devlet Memurları Kanunu'nun sınıflandırma, kariyer ve liyakat ilkelerine aykırı olduğu; haklı ve geçerli sayılabilecek herhangi bir gerekçeye dayanmadığı; hizmet gereklerinden veya ihtiyaçtan kaynaklanmadığı; düzenlemeyle Teftiş Kurulunun hiyerarşik yapısının ve kültürünün bozulacağı; müfettişlik mesleğine yarışma sınavı ile intisap eden ve üç yıllık yetişme dönemi sonunda, yazılı ve sözlü olarak yapılan yeterlik sınavında başarı gösterdikten sonra müfettiş sıfatını kazanan müfettişlerin hak ve menfaatlerinin ihlal edileceği, tarafsızlık, itibar ve güvenilirliklerine gölge düşürüleceği ve kıdemleri açısından da olumsuz sonuçlara sebebiyet verileceği gibi, yasal prosedür ve mutat usuller dışında, bazı kimselerin, haksız biçimde Teftiş Kurulu Başkanı sıfatını kazanmalarına imkan sağlanacağı, bundan dolayı, diğer idari görevlerden ayrı bir kariyer olarak düzenlenen teftiş hizmetlerinde, herşeyden önce kamu yararı ile müfettişlerin hak ve menfaatlerinin korunamayacağı anlaşıldığından, söz konusu düzenlemenin hukuka aykırı olduğu ve iptaline karar verilmesi gerektiği ileri sürülmüştür.

DAVALI İDARELERİN SAVUNMALARI :
Dava konusu düzenleyici işlem ile davacı Dernek arasında meşru, kişisel ve güncel bir menfaat bağı bulunmadığından davanın öncelikle ehliyet yönünden reddinin gerektiği; kamu hizmetlerinin daha verimli, rasyonel ve nitelikli bir şekilde sunulması bakımından kamu görevlilerinin niteliklerini belirlemede idarelerin takdir ve düzenleme yetkilerinin bulunduğu; 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 6. maddesinin 2. fıkrasında daire başkanı ve üstü görevlere atanmak için en az dört yıllık yükseköğretim görmüş olma şartı getirildiği, 9. maddesinin 2. fıkrasında da teftiş kurulunun çalışma usul ve esaslarının yönetmelikle düzenleneceği hususuna yer verildiği, böylelikle Teftiş Kurulu Başkanı atanma şartlarının düzenlemesinin Yönetmelik'e bırakıldığı; dava konusu düzenleme ile diğer kurum ve kuruluşlarda görev yapan personel arasından da atama yapılabilmesi yönünde idareye takdir hakkı tanındığı; dava konusu Yönetmelik hükmü ile sınıflandırma, kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak, daire başkanı ve üstü görevlerde bulunanların, tecrübelerinden de faydanılması amacıyla idari bir görev olan Teftiş Kurulu Başkanlığına atanmalarının düzenlendiği, anılan idarecilerin bilgilerinden ve temsil kabiliyetlerinden faydanılacağı hususlarının da gözetilmesi gerektiği; dava dilekçesinde ileri sürülen iddiaların varsayıma dayandığı ve gerçeği yansıtmadığı, hukuki dayanaktan yoksun davanın reddine karar verilmesi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Danıştay İkinci Dairesinin 16/12/2021 günlü, E:2018/2268, K:2021/4997 sayılı kararıyla; dava konusu düzenleyici işlemin iptaline hükmedildiğinden karar verilmesine yer olmadığına hükmedilmesi gerektiği düşünülmüştür.

DANIŞTAY SAVCISI : …
DÜŞÜNCESİ : Davacı Dernek, Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 12/07/2014 günlü, 29058 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik'le değişik 9. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''20. maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki öğrenim şartını haiz olmak kaydıyla kamu kurum ve kuruluşlarında denetim hizmetleri ile ilgili görevlerde en az on yıl hizmeti bulunanlar ile daire başkanlığı, dengi veya üstü görevleri yapmış olanlar arasından Başkanlığa atama yapılabilir'' ibaresinin iptalini istemektedir.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 124. maddesinde; Başbakanlık, bakanlıklar ve kamu tüzel kişilerinin, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanunların ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak üzere ve bunlara aykırı olmamak şartıyla yönetmelikler çıkartabileceği hüküm altına alınmıştır.
657 sayılı Devlet Memurları Kanunu'nun 3. maddesinde, "sınıflandırma", "kariyer" ve "liyakat" ilkeleri bu Kanun'un temel ilkeleri olarak belirlenmiş; kariyer ilkesi, Devlet memurlarına yaptıkları hizmetler için lüzumlu bilgilere ve yetişme şartlarına uygun şekilde, sınıfları içinde en yüksek derecelere kadar ilerleme imkanı sağlamak; liyakat ilkesi ise Devlet kamu hizmetleri görevlerine girmeyi, sınıflar içinde ilerleme ve yükselmeyi, görevin sona erdirilmesini yeterlik sistemine dayandırmak ve sistemin eşit imkanlarla uygulanmasında Devlet memurlarını güvenliğe sahip kılmak olarak tanımlanmıştır.
Kamu idarelerinde denetim hizmetlerinin diğer idari hizmetlerden farklı olduğu göz önünde bulundurulup kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak müfettiş yardımcılarının gerekli nitelikleri taşıyan adaylar arasından yarışma sınavıyla atanmaları, hizmet içinde yetiştirilmeleri, yeterlik sınavından sonra müfettişliğe atanmaları öngörülmüş, böylelikle ayrı bir kariyer düzenine kavuşturulmuştur.
Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü müfettiş yardımcılarının yarışma ve yeterlik sınavlarının şekli ve uygulaması, müfettişlerin yetiştirilme, atanma, yükselme, görevlerini yerine getirme, yetkilerini kullanmalarını düzenlemek amacıyla 6083 sayılı Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 7. maddesinin 9. fıkrası ve 9. maddesinin 2. fıkrasına dayanılarak hazırlanan ve 09/11/2012 günlü, 28462 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin, davaya konu 12/07/2014 günlü, 29058 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik'le değişik 9. maddesinin 1. fıkrasında; teftiş kurulu başkanının, teftiş kurulunda görev yapmakta olan başmüfettişler arasından atanacağı, 20. maddenin 1. fıkrasının (b) bendindeki öğrenim şartını haiz olmak kaydıyla kamu kurum ve kuruluşlarında denetim hizmetleri ile ilgili görevlerde en az on yıl hizmeti bulunanlar ile daire başkanlığı, dengi veya üstü görevleri yapmış olanlar arasından Başkanlığa atama yapılabileceği hükmü getirilmiştir.
Olayda, dava konusu düzenleme ile getirilen bu atama yöntemiyle teftiş kurulu bünyesindeki kıdem ve hiyerarşik yapının tümüyle bozulacağı açık olup, kariyer bir meslek olarak teftiş hizmetlerini yürüten müfettiş yardımcıları, müfettişler ve başmüfettişlerin, denetim hizmetleri kapsamında üstlenmiş oldukları görev, yetki ve sorumluluklarının özelliği ve niteliği dikkate alındığında, söz konusu görevlere diğer kadro ve görevlerden atanma imkanının ancak kanunla yapılacak olan bir düzenleme ile sağlanması gerektiğinden, Yönetmelik'le getirilen kurallarda hukuka ve teftiş hizmetlerinin gereklerine uyarlık görülmemiştir.
Açıklanan nedenlerle, davaya konu Yönetmelik maddesinin iptaline karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince; 29/10/2021 günlü, 31643 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan 85 sayılı Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi uyarınca Çevre ve Şehircilik Bakanlığı yerine Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı hasım mevkiine alınmak suretiyle, davalı idarelerin husumete ilişkin itirazları yerinde görülmeyerek uyuşmazlığın esasına geçildi, dosyadaki bilgi ve belgeler incelendikten sonra işin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE :
Maddi Olay :
12/07/2014 günlü, 29058 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik'in 1. maddesi ile Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 9. maddesinin 1. fıkrasında yapılan değişiklikle; Teftiş Kurulunda görev yapmakta olan başmüfettişlerin yanı sıra, 20. maddesinin 1. fıkrasının (b) bendindeki öğrenim şartını haiz olmak kaydıyla kamu kurum ve kuruluşlarında denetim hizmetleri ile ilgili görevlerde en az on yıl hizmeti bulunanlar ya da daire başkanlığı, dengi veya üstü görevleri yapmış olanlar arasından Teftiş Kurulu Başkanı atanabileceği yolunda düzenleme yapılması üzerine, anılan düzenlemenin iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

Dava konusu düzenleyici işlemin incelenmesi :
Danıştay İkinci Dairesinin 16/12/2021 günlü, E:2018/2268, K:2021/4997 sayılı kararıyla;
Kamu kurum ve kuruluşları tarafından çıkarılan teftiş kurulu düzenlemelerinde, yasallık ilkesinin yanı sıra, denetim hizmetlerinin diğer idari hizmetlerden farklı olduğunun göz önünde bulundurulduğu, kariyer ve liyakat ilkelerine uygun olarak, müfettiş yardımcılarının gerekli nitelikleri taşıyan adaylar arasından yarışma sınavıyla ve başarı derecelerine göre atanmalarının, hizmet içinde yetiştirilmelerinin, yeterlik sınavından sonra yine başarı derecelerine göre müfettişliğe atanmalarının öngörüldüğü, böylelikle denetim hizmetlerinin diğer idari görevlerden ayrı bir kariyer düzenine kavuşturulduğu,
Türk İdari yapısı içerisinde yer alan diğer kamu kurumlarında olduğu gibi, davalı idarenin Teftiş Kurulu bünyesinde de müfettiş yardımcılığı, müfettişlik ve başmüfettişlik görevlerinin kariyer bir meslek olarak öngörüldüğünün, sistematik bir yapı içerisinde her aşamasının kendine özgü mevzuatla belirlendiğinin ve bu yapının belli kurallar içerisinde sıkı bir şekilde korunduğunun anlaşıldığı,
Dava konusu düzenleme ile kamu kurum ve kuruluşlarında denetim hizmetleri ile ilgili görevlerde en az on yıl hizmeti bulunanlar ile daire başkanlığı, dengi veya üstü görevleri yapmış olanların kurul başkanlığına atanmalarına olanak sağlanmakta ise de; bu atama yöntemiyle teftiş kurulu bünyesindeki kıdem ve hiyerarşiye dayalı sistematik yapının tümüyle bozulacağının tartışmasız olduğu,
Buna göre; kariyer bir meslek olarak teftiş hizmetlerini yürüten müfettiş yardımcıları, müfettişler ile başmüfettişlerin, denetim hizmetleri kapsamında üstlenmiş oldukları görev, yetki ve sorumluluklarının özelliği ve niteliği dikkate alındığında, söz konusu görevlere diğer kadro ve görevlerden atanma imkanının, ancak kanunla yapılacak olan bir düzenleme ile sağlanması gerekirken, Yönetmelik'le yapılan dava konusu düzenlemede hukuka ve teftiş hizmetlerinin gereklerine uyarlık görülmediği gerekçesiyle, dava konusu düzenleyici işlem iptal edilmiştir.
Bu durumda, dava konusu düzenleyici işlemin iptali istemi hakkında ayrıca bir karar verilmesine yer olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Teftiş Kurulu Yönetmeliği'nin 12/07/2014 günlü, 29058 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Yönetmelik'le değişik 9. maddesinin 1. fıkrasında yer alan ''20 nci maddenin birinci fıkrasının (b) bendindeki öğrenim şartını haiz olmak kaydıyla kamu kurum ve kuruluşlarında denetim hizmetleri ile ilgili görevlerde en az on yıl hizmeti bulunanlar ile daire başkanlığı, dengi veya üstü görevleri yapmış olanlar arasından Başkanlığa atama yapılabilir.'' ibaresinin iptali istemi yönünden KARAR VERİLMESİNE YER OLMADIĞINA,
2. Aşağıda dökümü yapılan … TL yargılama giderinin davalı idarelerden alınarak davacıya verilmesine,
3. Bu kararın tebliğ tarihini izleyen 30 (otuz) gün içerisinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kuruluna temyiz yolu açık olmak üzere, 16/12/2021 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.


(X) KARŞI OY :
Kesin hüküm, yargı yerince yasada gösterilen usullerle verildikten; olağan kanun yollarından geçerek veya kanun yollarına başvurma süreleri geçirilmek suretiyle uyuşmazlığı nihai olarak sonuçlandırıp kesinleştikten sonra, anılan kararın kimse tarafından değiştirilemeyeceğini ifade eden kanuni bir gerçekliktir.
Hukuk düzeninde istikrarı ve hukuk güvenliğini sağlama amacı taşıyan kesin hüküm, doktrinde de şekli ve maddi anlamda kesin hüküm olmak üzere iki başlıkta ele alınmaktadır. Şekli anlamda kesin hüküm, yargı yerince verilen karara karşı olağan kanun yollarına başvurulamayacağını ifade etmektedir. Dolayısıyla söz konusu terim ile görülmekte olan davanın şeklen sona ermesi kasdedilmektedir.
Maddi anlamda kesin hüküm ise; uyuşmazlığın esasını çözen nihai yargı kararlarının, kimse tarafından değiştirilememesini ve daha sonra açılan dava bakımından bağlayıcı olmasını, diğer bir anlatımla taraflar arasındaki uyuşmazlığın bir daha dava konusu yapılamamasını ifade etmektedir. Buna göre, bir kararın maddi anlamda kesin hüküm niteliği taşıması halinde tarafları, sebebi ve konusu aynı olan yeni bir dava açılması hukuken mümkün bulunmamaktadır.
Olayımızda öncelikle, sebebi ve konusu aynı olmakla birlikte tarafları farklı bir uyuşmazlık bahis konusudur.
Ayrıca bu davada karar vermeye yer olmadığı kararı verilmesine gerekçe olarak alınan E:2018/2268 sayılı esasa kayıtlı dosyada verilen iptal kararı, yukarıda izah edildiği üzere ne şeklen ne de maddi olarak kesinleşmiştir.
Öte yandan, gerek yargısal içtihatlarda gerekse doktrinde, iptal kararlarının, işlemin hukuka aykırı olduğunu ortaya koymak suretiyle işlemi hukuken ortadan kaldırdığından; daha önce verilen ve kesinleşen iptal kararının, işlemle ilişkisi bulunan kişilerin, aynı işlemin iptali istemiyle açacakları davalarda kesin hüküm etkisini gösterdiği kabul edilmektedir.
Ancak önceki dosyada verilen iptal kararının henüz kesin hüküm halini almamış olması durumunda anılan kararın bağlayıcılığından söz etmek mümkün değildir. Örneğimizde sözü edilen E:2018/2268 sayılı esasa kayıtlı dosyada verilen kararın temyiz edilmesi ve temyiz incelemesi neticesinde bozulması ya da davacı tarafından davadan feragat edilmesi durumunda, anılan karara bağlı olarak verilen karar vermeye yer olmadığına dair karar dayanaksız ve anlamsız hale gelecektir.
Tarafların iradesine bağlı olarak kullanılan ya da kullanılmayan kanun yolları nedeniyle sonucun bir dosyada değişip diğerinde değişmemesinin yaratacağı hukuki sakıncalar gözetilerek işbu dosyada da işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerektiği görüşüyle Dairenin karar vermeye yer olamadığına dair kararına katılmıyorum.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi