Abaküs Yazılım
15. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5670
Karar No: 2016/1976
Karar Tarihi: 29.03.2016

Yargıtay 15. Hukuk Dairesi 2015/5670 Esas 2016/1976 Karar Sayılı İlamı

15. Hukuk Dairesi         2015/5670 E.  ,  2016/1976 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :Ticaret Mahkemesi
    Vek.Av. ...

    Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
    - K A R A R -

    Uyuşmazlık, eser sözleşmesi ilişkisinden kaynaklanmakta olup, davada, 05.08.2013 tarihli KDV dahil 22.793,61 TL bedelli faturaya dayanılarak ve yapılan kısmi ödeme düşülerek kalan 20.789,66 TL asıl alacak, 158,81 TL işlemiş faiz ve 144,28 TL ihtar masrafından oluşan toplam 21.092,75 TL alacağın tahsili istemiyle başlatılan ilâmsız icra takibine davalı borçlu tarafından yapılan itirazın iptâli ile takibin devamı ve %20 oranından az olmamak üzere icra inkâr tazminatının tahsili istenmiş; mahkemece davanın kabulüne, davalının takibe yönelik itirazının iptâli ile takibin aynı şartlarla devamına, dava değeri üzerinden takdiren %20 oranında hesaplanan 4.218,55 TL icra inkâr tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmiş, karar, davalı borçlu vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalı borçlunun aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiş, reddi gerekmiştir.
    2- Davanın açılmasından sonra davalı şirket tarafından davacıya üzerinde “hidrotemel cari hesap ödemesi” şeklinde açıklama bulunan ... 03.03.2014 tarihli dekontu ile 10.369,67 TL ödeme yapıldığı, takip konusu faturanın anılan cari hesapta yer aldığı, davalı tarafından mahkemeye verilen 12.03.2014 tarihli dilekçeyle de bu ödemenin dava konusu borçtan mahsup edilmesinin istendiği anlaşılmaktadır. Davacı alacaklı, bu ödemenin takip ve dava konusu faturaya ilişkin olmadığını, aynı işle ilgili başka bir faturaya ait olduğunu savunmuşsa da, 6098 sayılı TBK"nın 100, 101, 102. maddelerinde, kısmî ödemede ve birden çok borçta mahsubun ne şekilde ve hangi sıra ile yapılacağı düzenlenmiş olup, 102. madde hükmüne göre, ödemesi yapılan borcun hangi borca ait olduğuna dair borçlu ya da alacaklı tarafından kanunen geçerli bir açıklama yapılmadığı, düzenlenen makbuzda bu yönde açıklık bulunmadığı, birden çok borcun da muaccel olduğu durumlarda ödemenin borçluya karşı ilk olarak takip edilen borç için yapılmış olduğunun kabulü gerekecektir. Bu madde hükmüne göre mahkemece, davalı borçlu tarafından 03.03.2014 tarihinde yapılan 10.369,67 TL"lik ödemenin takip ve dava konusu borç için yapıldığının kabulü gerekmektedir. Öte yandan itirazın iptâli davaları, itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla açılan davalar olduğundan davadaki haklılık durumu takip tarihi itibariyle belirlenir. Bu nedenle itirazın iptâli davası açıldıktan sonra borçlu tarafından
    ./..
    s.2
    ...
    yapılan ödemeler verilecek kararda dikkate alınmaz. Ancak infazda tereddüt hasıl olmaması için dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin tarih ve miktarları mahkemece tespit edilerek bu ödemelerin yargılama sonucu verilecek kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınacağı kararda belirtilir. Mahkemece, dava açıldıktan sonra 03.03.2014 tarihinde yapılan 10.369,67 TL"lik ödemenin takip konusu faturaya ait olduğuna dair banka dekontunda bir açıklama bulunmadığı, aksine ödemenin cari hesaba ilişkin olduğunun dekonta şerh edildiği, taraflar arasında yapılan işle ilgili düzenlenmiş başka faturaların da mevcut olup anılan ödemenin icra takibine yönelik yapıldığının davalı yanca kanıtlanamadığı gerekçeleriyle bu ödemenin icra takip dosyasında dikkate alınamayacağına karar verilmesi yukarıdaki açıklamalara ve yasa maddelerine aykırı olmuştur.
    Diğer yandan 2004 sayılı İİK"nın 67/II. maddesi uyarınca takibe itiraz eden borçlunun icra inkâr tazminatı ile sorumlu tutulabilmesi için itirazında haksız olması gerekir. Somut olayda, takip konusu fatura nedeniyle davacının alacaklı olup olmadığı ve talep edilen faiz alacağının miktarı yargılamada alınan bilirkişi raporuyla açıklığa kavuştuğundan davalı borçlunun takibe itirazında haksız olduğu kabul edilemez. Bu durumda mahkemece yasal koşulları oluşmayan icra inkâr tazminatı talebinin reddi yerine kabulü de doğru olmamıştır.
    Mahkemece yapılacak iş, takip talebindeki alacak kalemleri yönünden davayı kabul etmek, yasal koşulları oluşmadığından davacının icra inkâr tazminatı istemini reddetmek, dava tarihinden sonra...."nın 03.03.2014 tarihli dekontu ile yapılan 10.369,67 TL"lik ödemenin kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınacağına karar vermek olmalıdır.
    Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte yazılı nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, 2. bentte yazılı nedenlerle kararın davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 29.03.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
    ...

    - KARŞI OY YAZISI -

    ..... İcra Müdürlüğü"nün.... sayılı dosyasında davacı alacaklı ... tarafından davalı borçlu ....ve Tic. Ltd. Şti. aleyhine yapılan icra takibinde 05.08.2013 tarihli 22.793,61TL bedelli faturaya dayanılarak 20.789,66 TL asıl alacak 158,81 TL işlemiş faiz, 144,28 TL ihtar masrafı olmak üzere toplam
    ./..
    s.3
    ...

    21.092,75 TL talep edilmiş, davalı borçlunun itirazı üzerine takip durmuştur. Eldeki davada itirazın iptâli, takibin devamı ve %20"den az olmamak üzere icra inkâr giderimi istenmiştir.
    Yapılan yargılama sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş, davalı tarafın temyizi üzerine kararın oy çokluğu ile bozulmasına karar verilmiştir.
    Bozma kararında itirazın iptâli davalarının itiraz üzerine duran takibin devamını sağlamak amacıyla açılan davalar olduğu davadaki haklılık durumunun takip tarihi itibariyle belirlenmesi gerektiği, bu nedenle itirazın iptâli davası açıldıktan sonra borçlu tarafından yapılan ödemelerin verilecek kararda dikkate alınamayacağı ancak infazda tereddüt hasıl olmaması için dava açıldıktan sonra yapılan ödemelerin tarih ve miktarının mahkemece tespit edilerek bu ödemelerin yargılama sonucu verilecek kararın infazı sırasında icra müdürlüğünce dikkate alınacağına karar verilmesi gerektiği ifade edilmiştir. Ancak çoğunluk görüşüne katılma imkanı olamamıştır. Şöyle ki 6100 sayılı HMK"nın 297/2. maddesinde hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların sıra numarası altından; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir, düzenlenmesine yer verilmiştir.
    Mahkemece anılan yasal düzenleme gereğince kurulacak hükmün kapsamı belirlenmelidir.
    Dava konusu somut olayda 07.11.2013 günü yapılan icra takibinde asıl alacak ve ferîleri toplamı 21.092,28 TL istenmiş, itiraz üzerine takip durmuş, 12.12.2013 günü eldeki dava açılarak itirazın iptâli, takibin devamı ve icra inkâr giderimi istenmiştir. Yapılan yargılama sürecinde takipten ve dava açıldıktan sonra 03.03.2014 tarihinde ....asıtasıyla 10.369,67 TL tutarında bir kısmî ödeme yapılmıştır. Yapılan bu ödeme oranında dava konusuz kalmıştır. Bu durumda takip konusu asıl alacağa takip tarihinden kısmî ödemenin yapıldığı tarihe kadar, kısmî ödemenin takip konusu bedelden mahsubundan sonra geri kalan asıl alacağa ödeme tarihinden itibaren faiz yürütülmesine karar verilmesi ve bu yönde hüküm kurulması gerekir.
    Mahkemece infazda hiçbir tereddüt ve kuşkuya yer vermeyecek şekilde hüküm konulması icra memurluğunun ise buna göre infaz işlemini gerçekleştirmesi gerekir.
    Yapılan kısmî ödemelere ilişkin olarak dava konusu alacağın bütünü gözetilip takip tarihi - ödeme tarihi de dikkate alınıp asıl alacak ve fer"îleri bakımından hüküm oluşturulması gerekirken sadece ödeme tarihinin tespitine işaret edilmesi ve işin infaz aşamasında icra dairesine bırakılmasının usul yasaya uygun olmadığı görüş ve kanaatindeyim.
    Anılan nedenlerle çoğunluğun bozma düşüncesine katılmıyorum.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi