15. Hukuk Dairesi 2015/5738 E. , 2016/2007 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hükmün temyizen tetkiki davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış, eksiklik nedeniyle mahalline iade edilen dosya ikmâl edilerek gelmiş olmakla dosyadaki kağıtlar okundu gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Dava, eser sözleşmesinden kaynaklanan iş bedelinin ödenmemesinden doğan alacağın tahsili amacıyla yürütülen icra takibine itirazın iptâli davasıdır. Davacı şirket yüklenici, davalı ise iş sahibidir. Davacı yüklenici şirket vekili müvekkilinin ... .... yetkili bayisi olduğunu, davalıya ait ...Sokak No: adresindeki dairelere kombi tesisatı döşediğini, teslim edilen ve işçiliği de dahil döşenen kombilerin bedellerinin ödenmediğini, müvekkiline icra dosyasındaki diğer borçlu... Akgün tarafından borca karşılık vadeli senetler verdiğini, ancak senetteki imzalarla senetteki şahıslar arasında illiyet olmadığından tüm senetlerle ilgili olarak evrakta sahtecilikten ve dolandırıcılıktan .... Cumhuriyet Başsavcılığı"nın ... Esas sayılı dosyası ile suç duyurusunda bulunulduğunu, davalı aleyhine ...... İcra Müdürlüğü"nün... Esas sayılı dosyası ile 27.000,00 TL"lik icra takibi yaptıklarını, davalının bu ödeme emrine itiraz ettiğini, haksız ve mesnetsiz olarak itiraz edilen icra takibinin durduğunu belirterek haksız ve dayanaksız olan borçlu itirazın iptâline ve icra takibinin devamına, takibe kötü niyetli olarak itiraz eden davalının % 40"dan az olmamak üzere icra inkâr tazminatına hükmedilmesine, fazlaya dair her türlü talep ve dava haklarının en geniş anlamda saklı tutulmasına, yargılama giderleri ile vekalet ücretinin davalıya yükletilmesine karar verilmesini talep etmiş, davalı iş sahibi vekili ise müvekkilinin davaya konu inşaatın sahibi olduğunu, inşaatın müteahhidi olan ... .... ile yapılan anlaşma uyarınca inşaatın kaba ve ince işlerini malzemeli olarak olarak yapılacağını, müteahhit ... inşaatlarını malzemeli olarak yapıp kendilerine teslim ettiğini, davacı tarafın..... İcra Müdürlüğü"nün ... Esas sayılı dosyasıile ilâmsız icra takibi açarak müvekkilinden 27.000,00 TL"yi talep ettiğini, alacaklı görünen tarafa böyle bir borçlarının bulunmadığını, buna rağmen davacı alacaklı tarafın muhatabı olan müteahhide gitmeyerek aleyhlerine takip yapmasının haksız ve kötü niyetli bir davranış olduğunu, bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuş, mahkemece yapılan yargılama sonucunda davanın kısmen kabulüne ve icra inkâr tazminatına karar verilmiş, verilen karar davalı vekili tarafından yasal süresi içerisinde temyiz edilmiştir. ....2. İcra Müdürlüğü"nün.... Esas sayılı takip dosyası incelendiğinde; alacaklı davacı tarafından borçlu davalı aleyhine 27.000,00 TL asıl alacak ve 1.457,25 TL işlemiş faiz olmak üzere 28.657,25 TL üzerinden ilâmsız takip yapıldığı, ödeme emrinin borçluya usulüne uygun tebliğ edildiği ve borçlu davalının borca itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durdurulduğu ve 1 yıllık yasal süresi içerisinde itirazın iptâli davasının açıldığı anlaşılmıştır.
Davada, davalı taraf husumet itirazında bulunmuştur. Bu noktada husumet kavramı bir başka deyişle taraf sıfatı kavramı açıklanmalıdır. Taraf sıfatı, ise bir başka deyişle husumet ehliyeti, dava konusu hak ile kişiler arasında ki ilişkiyi ifade eder. Sıfat, bir maddi hukuk ilişkisinde tarafların o hak ile ilişkisinin olup olmadığının belirlenmesi anlamına gelir. Davacı sıfatı, dava konusu hakkın sahibini, davalı sıfatı ise dava konusu hakkın yükümlüsünü belirler. Uygulamada davacı sıfatı, aktif husumeti davalı sıfatı ise pasif husumeti karşılayacak şekilde değerlendirilmektedir. Dava konusu şey üzerinde kim ya da kimler hak sahibi ise, davayı bu kişi veya kişilerin açması ve kime karşı hukuki koruma isteniyor ise o kişi veya kişilere davanın yöneltilmesi gerekir. Bir kimsenin davacı veya davalı sıfatına sahip olup olmadığı tıpkı hakkın mevcut olup olmadığının tayininde olduğu gibi maddi hukuka göre belirlenir. Taraf sıfatının bu anlamda önemli özelliği ise, def"i değil itiraz niteliğinde olması nedeniyle taraflarca süreye ve davanın aşamasına bakılmaksızın her zaman ileri sürülebileceği ve taraflar ileri sürmemiş olsalar bile mahkemece re"sen nazara alınmasıdır. 6100 sayılı HMK 114/1-d maddesinde açıkça düzenlendiği üzere dava ve taraf ehliyeti dava şartlarındandır. Bu düzenlemeye göre husumet yada bir başka deyişle taraf sıfatı dava şartlarından değildir. Dava şartının özelliği tıpkı taraf sıfatı gibi, davanın esastan görülüp karara bağlanabilmesi için, varlığı yada yokluğu hakim tarafından davanın her aşamasında kendiliğinden gözetilen ve taraflarca noksanlığı davanın her aşamasında ileri sürülen nitelikte olmasıdır.
Bu açıklamalar ışığında somut olayımıza gelince; davalı tarafın husumet itirazına rağmen mahkemece, akdî ilişkinin kurulduğu kabul edilerek kısmen kabul kararı verilmiştir. Akdî ilişkinin kurulduğunu ispât yükü davacıda olup, akdî ilişkinin kurulduğu hususu usulünce ispatlanamamıştır. Ne var ki davacı taraf dava dilekçesinde ve 04.10.2010 tarihli delil dilekçesinin 6. bendinde açıkça yemin deliline dayanmış olup, davacının bu delilinin de toplanması ve bundan sonra husumet hususunun değerlendirilmesi gerekir..
O halde, mahkemece yapılacak iş davacı tarafın açıkça yemin deliline dayanmış olması nedeniyle, dayanılan bu delilin değerlendirilmesi, davacı tarafından davalı tarafa yemin teklif edilmesi halinde 6100 sayılı HMK "nın 225. ve devamı maddelerine uygun şekilde yemin delilinin de toplanması, akdî ilişkinin varlığı konusu açıklığa kavuştuktan sonra hüküm kurmaktan ibarettir. Açıkça dayanılan yemin delili toplanmadan verilen kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın temyiz eden davalı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcının istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 30.03.2016 gününde oybirliğiyle karar verildi.