
Esas No: 2020/2732
Karar No: 2020/1317
Karar Tarihi: 07.10.2020
Tefecilik yapma - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2020/2732 Esas 2020/1317 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Tefecilik yapma
Hüküm : Hükmün açıklanması sureti ile mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Sanık hakkında tefecilik suçundan mahkumiyet hükmü kurulmuş ise de; sanığın iş yerinde ele geçen kredi kartlarını nakite ihtiyaç duyduğunda kullandığını savunması, mağdurların da sanıktan komisyon karşılığı ya da faizle borç para almadıklarını beyan etmeleri karşısında, maddi gerçeğin hiçbir kuşkuya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkartılabilmesi ve suç vasfının belirlenebilmesi için, sanığın iş yerinde bulunan POS cihazına ilişkin suç dönemlerini kapsayan komisyon miktarının ilgili banka şubelerinden sorulmasından ve kredi kartı ile yaptığı çekimler karşılığında komisyon alıp almadığı ile almış ise miktarının bilirkişi marifetiyle belirlenmesinden sonra, komisyon almamış veya bankanın aldığı komisyon miktarını ya da daha azını almış ise herhangi bir mal teslimi veya hizmet ifası olmaksızın nakit ihtiyacının giderilmesi amacıyla başkalarına ait kredi kartları ile çekim işlemleri yapmak suretiyle gerçeğe aykırı harcama belgesi düzenlemesi şeklindeki eylemlerinin 5464 sayılı Kanunun 36. maddesine aykırılık teşkil edeceği gözetilerek, sonucuna göre bir karar verilmesi, UYAP üzerinden yapılan incelemede, sanık hakkında Kula Asliye Ceza Mahkemesi"ne 18/05/2010 tarihinde suç tarihi 20/05/2009 olan 5464 sayılı Yasa"ya muhalefet suçundan kamu davası açıldığı ve mahkemece 14/10/2014 tarihli ve 2010/130 Esas, 2011/127 sayılı Karar ile sanığın 5464 sayılı Yasa"ya muhalefetten dolayı mahkumiyetine karar verildiği, kararın temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 8.Ceza Dairesi"nin 24/06/2014 tarih ve 2013/7855 Esas, 2014/16142 Karar sayılı ilamı ile onanarak kesinleştiği anlaşılmakla; dava konusu eylemler arasında irtibat bulunup bulunmadığının, suç ve dava tarihleri itibarıyla hukuki kesinti olup olmadığının ve teselsül ya da mahsup hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının belirlenmesi bakımından söz konusu dosyanın getirtilerek incelenmesinden ve denetime imkan sağlayacak şekilde onaylı suretinin dosya içine konulmasından sonra TCK"nın 3/1 ve 61/1. maddeleri de gözetilerek hukuki durumunun takdir ve tayini gerektiği gözetilmeden, eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
a) Sanığın eyleminin farklı kişilere karşı birden fazla gerçekleştiğinin anlaşılması karşısında TCK 43.maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükmünün uygulanmaması,
b) Anayasa Mahkemesi"nin 08/10/2015 tarihli ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının Resmi Gazete"nin 24/11/2015 tarihli ve 29542 sayısında yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili olarak yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
c) Suç tarihinin dosya içerisinde bulunan Vergi Tekniği raporuna göre 2009 yılı Mayıs ayı olarak kabulü ile gerekçeli karar başlığında hatalı olarak 2009 yılı olarak gösterilmesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321 ve 326/son maddeleri uyarınca BOZULMASINA, 07/10/2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.