11. Hukuk Dairesi 2018/57 E. , 2019/5319 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu 6.Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 10/05/2017 tarih ve 2015/228-2017/482 sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 10.09.2019 günü başkaca gelen olmadığı yoklama ile anlaşılıp hazır bulunan davalı vekili Av.... dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davalı şirketin 17/12/2007 tarihinde yapılan 2005 ve 2006 faaliyet yıllarına ait olağan genel kurul toplantısına katılan hissedarlar hazirun cetveli incelendiğinde de görüleceği üzere davacı şirketin davalının toplam hissenin %40"ına denk gelen nominal değeri 100.000 TL olan 100.000 adet hissenin sahibi olduğunu, davacı şirketin sahip olduğu söz konusu hisselerin anonim şirket hisse devri sözleşmesi hisse devir ve temlik senedine dayanılarak dava dışı..."a devir ve temlik edildiğini, bu hususun 22/10/2008 tarihli Ticaret Sicil Gazetesi"nde ilan edildiğini, davalı şirketin ortağı olduğu dönemde davacının yaptığı ödemelerin kendisine ödenmediğini, alacağın her iki tarafın kayıtlarında da yer aldığını ileri sürerek, fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla şimdilik 466.030,97 TL alacağın 09/10/2008 tarihinden itibaren işleyecek avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, 6098 sayılı TBK"nın 147/4. maddesi gereğince dava konusu alacağın zamanaşımına uğradığını, davada, davalı şirketin husumet ehliyetinin bulunmadığını, davacının alacak taleplerinin yerinde bulunmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, uyulan bozma ilamı ve dosya kapsamına göre, tarafların karşılıklı ibraz edilen 2006, 2007 ve 2008 yıllarına ait kayıtlarının karşılaştırıldığı, tarafların, ticari ilişki kapsamında düzenledikleri faturaların karşılıklı kabul edilerek birbirlerinin ticari defterlerine borç ve alacak şeklinde kaydedildiği, davacı tarafın, davalıya yaptığı ödemelerin ve davalı tarafından, davacıya yapılan ödemelerin tamamının banka yoluyla yapıldığı, bunun haricinde elden nakit ödemelerin bulunmadığı, davacının ticari defter ve kayıtlarına göre 19/06/2013 dava tarihi itibariyle ticari ilişki çerçevesinde davalıdan 466.030,94 TL alacaklı olduğu, davalının ticari defter ve kayıtlarına göre hisse devrinden sonra (09/10/2008) davacıya 347.440,41 TL borçlu olduğu, davalı şirketin bu borcu hisse devri ile birlikte hisseyi devir alan..."ın hesabına alacak olarak kaydettiği, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmaksızın cari hesaba dayalı karz/ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki cari hesaba dayalı ticari ilişkide son işlem tarihinin davalı yönünden 09/10/2008 tarihi olduğu, bu tarihten itibaren ...K.125. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı, taraflar arasındaki ticari ilişki/karz kapsamında davacının, davalıdan 347.440,41 TL alacaklı bulunduğu, davacının, davalıdan bakiye alacağının varlığını kesin delillerle ispat edemediği, davalının, ticari kayıtlarında da bulunan, davacının yukarıda belirlenen alacağını/borcunu ödediğini yazılı delille ispat edemediği, davalı tarafından davanın reddine yönelik savunmanın kendi ticari defterlerinde bulunan miktar yönünden kesin delillerle ispat edilemediği, bu nedenlerle, davacının, alacağını tahsil için işbu davayı açmakta haklı ve hukuki yararının bulunduğu gerekçesiyle, davanın kısmen kabulüne, 347.440,41 TL"nin 19/06/2013 dava tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1-Dava, davacının davalı şirketin ortağı bulunduğu dönemde şirket ile arasındaki ticari ilişkiden doğan alacaklarının tazmini istemine ilişkin olup, dava dilekçesiyle 466.030,97 TL nin faiziyle birlikte tahsili talep edilmiştir. Mahkemece, taraflar arasında yazılı sözleşme bulunmaksızın cari hesaba dayalı karz/ticari ilişki bulunduğu, taraflar arasındaki cari hesaba dayalı ticari ilişkide son işlem tarihinin davalı yönünden 09/10/2008 tarihi olduğu, bu tarihten itibaren ...K.nın 125. maddesindeki 10 yıllık zamanaşımı süresinin dolmadığı gerekçesiyle, davalı şirketin, zamanaşımı def’i reddedilerek, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir. Ancak, cari hesap ilişkisinin düzenlendiği 6762 Sayılı TTK nın 87. maddesi (6102 Sayılı TTK nın 89. maddesi) uyarınca cari hesap sözleşmesinin yazılı olması gerekmektedir. Somut olayda taraflar arasında yazılı cari hesap sözleşmesi bulunmadığından cari hesap ilişkisinden söz edilemez. Ayrıca, mahkemece verilen 22/10/2013 tarihli davanın zamanaşımı nedeniyle reddine dair karar Dairemizce dava konusu edilen alacakların muaccel olduğu tarihler belirlendikten sonra davalının zaman aşımı def"inin buna göre değerlendirilmesi gerekirken, 2008 yılında yapılan hisse devrine dayalı olarak davalı şirkete karşı dava açıldığının kabulüyle karar verilmesinin yerinde bulunmadığı gerekçesiyle bozulmuştur. Bu nedenle dava konusu edilen alacakların kaynağı belirlenip somutlaştırılarak, davacının yaptığını iddia ettiği ödemelerin hukuki sebebi belirlenmeli, dava konusu edilen alacakların tek tek tespitinden sonra Dairemiz bozma ilamı gereği her bir alacak için zamanaşımının belirlenmesi gerekmektedir. Bu suretle, taraflarca düzenlenen tüm faturalar, banka kayıtları ve dekontalar da incelenerek, davacı tarafından yapılan ödemelerin yani dava konusu alacakların niteliğinin ve muaccel olduğu tarihlerin belirlenmesi, zamanaşımı def’inin buna göre incelenmesi gerekirken taraflar arasında yazı cari hesap sözleşmesi bulunmadığı halde taraflar arasında bir cari hesap ilişkisinin bulunduğu kabul edilerek defter kayıtlarına istinaden hesaplanan alacağa 10 yıllık zamanaşımı süresinin uygulanması ve zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin hisse devir tarihi olarak belirlenmesi yerinde görülmemiş, kararın davalı yararına bozulması gerekmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile kararın davalı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle taraf vekillerinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin, davacıdan alınarak davalıya verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 12/09/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.