17. Ceza Dairesi 2019/2785 E. , 2019/5667 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Hırsızlık, konut dokunulmazlığının ihlali
HÜKÜM : Mahkumiyet
Yerel mahkemece suça sürüklenen çocuk hakkında hırsızlık ve konut dokunulmazlığının ihlali suçlarından verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararlarn niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine,toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve hakimin takdirine göre, suça sürüklenen çocuk ..."ın temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan reddiyle, usul ve kanuna uygun bulunan hükümlerin tebliğnameye uygun olarak ONANMASINA, 17.04.2019 tarihinde oy çokluğuyla karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Ceza muhakemesinin en önemli ve evrensel nitelikteki ilkelerinden birisi de "suçsuzluk" ya da "masumiyet karinesi" olarak da ifade edilen "şüpheden sanık yararlanır" ilkesidir. Bu ilkenin özü bir ceza davasında sanığın cezalandırılmasına karar verilebilmesi bakımından göz önünde bulundurulması gereken herhangi bir soruna ilişkin şüphenin, mutlaka sanık lehine değerlendirilmesidir. Oldukça geniş bir uygulama alanı bulunan bu kural, dava konusu suçun işlenip işlenmediği, işlenmişse sanık tarafından işlenip işlenmediği ve gerçekleştirilme biçimi konusunda şüphe belirmesi durumunda da geçerlidir. Sanığın üzerine atılı bulunan suçlardan cezalandırılmasına karar verilebilmesinin temel şartı, suçun hiçbir şüpheye yer vermeyecek şekilde kesin olarak ispat edilebilmesidir. Gerçekleşme şekli şüpheli veya tam olarak aydınlatılamamış olay ve iddialar sanık aleyhine yorumlanarak mahkûmiyet hükmü kurulamaz. Yüksek de olsa ihtimale dayanılarak sanığın mahkûmiyetine karar vermek, ceza muhakemesinin en önemli amacı olan gerçeğe ulaşmadan hüküm kurmak anlamına gelecektir.
Somut olay incelendiğinde; 14/07/2013 günü gece 01:00 ile sabah 08:00 saatleri arasında, Çanakkale il merkezinde ikamet eden müştekinin evine açık bulunan balkon kapsından girilerek Nokia 112 model cep telefonu, 5 TL değerinde tişört, 15 TL değerinde pantolon ve cebindeki 150 TL para, nüfus cüzdanı, ehliyet, ptt maaş kartı, 17 FA 901 plakalı motosiklete ait ruhsatın çalınmasından sonra yapılan soruşturmada, olay yerinde herhangi bir parmak izi, DNA örneği, kamera kaydı vb. teknik bulgu veya görgü tanığının bulunmadığı, müştekinin evinden çalınan Nokia 112 model cep telefonunun, olaydan bir gün sonra 15/07/2013 tarihinde suç eşyasını satın almaktan yargılanan sanık ... tarafından bir gün süreyle hat takılıp kullanıldığı, 15/07/2013 ile 31/07/2013 tarihleri arasında telefonun kullanılmadığı, 31/07/2013 tarihinde gece saat 01:28 ile 02:58"e kadar hakkında kovuşturmaya yer olmadığı kararı verilen Abdullah Şahin adına kayıtlı hat ile kullanıldığı, aynı gece saat 03:34"den itibaren tekrar sanık ... tarafından kullanılmaya başlandığı, 11/08/2013 tarihi gece 01;47"den itibaren sanık ... tarafından kullanıldığı, 08/09/2013 tarihinde gece 02:25 ile 02:32 " arasında tekrar Abdullah Şahin adına kayıtlı hattın takılıp kullanıldığı olayda;
Sanık ..."ın ikiz kardeşi olan Turgay"a telefon ihtiyacı olduğunu söylediğini, Turgay"ın yanında SSÇ Muhammed"in bulunduğunu birlikte dolaştıklarını, daha sonra kardeşi Turgay"ın Muhammed"den aldığını söyleyerek suça konu telefonu verdiğini, hırsızlık malı olacağını düşünmediğini, sanık ..."ın ise suça konu telefonu SSÇ Muhammed"den aldığını, kendisinde olan Sibel Yerli"ye ait hattı takıp bir ay kadar bir süre kullandığını, telefonu SSÇ Muhammed"den aldığında Muhammed"in mahalleye yeni taşındığını, onu fazla tanımadığını, hırsızlık yaptığını bilmediğini, SSÇ Muhammed ise sanıklar Tuncay ve Turgay"ı tanıdığını, aralarında husumet olduğunu, sanık ..."a telefon satmadığını, suça konu telefonu çalmadığını ifade etmiştir.
SSÇ Muhammed"in tüm aşamalarda değişmeyen ve atılı suçu işlemediğine ve sanıklarla aralarında husumet bulunduğuna ilişkin savunması ile kendisi de suç eşyasını satın almaktan yargılanan ve cezalandırılma baskısı altında olan sanık ..."ın suça konu telefonu SSÇ Muhammed"den aldığına dair atfı cürüm niteliğindeki iddiaları dışında, olay yerinde herhangi bir parmak izi, DNA örneği, vücut izi, kamera kaydı vb. teknik bulgu veya görgü tanığının bulunmadığı dikkate alındığında, SSÇ Muhammed"in atılı suçu işlediğine dair mahkumiyetine yeterli, her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği ve şüpheden sanık yararlanır ilkesi gereğince atılı hırsızlık suçundan beraatine karar verilmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde sanığın hırsızlık suçundan cezalandırılmasına dair verilen kararın bozulması görüşünde olduğumuzdan onama yönündeki çoğunluk görüşüne katılmıyoruz.