Abaküs Yazılım
6. Daire
Esas No: 2019/13443
Karar No: 2021/13398
Karar Tarihi: 07.12.2021

Danıştay 6. Daire 2019/13443 Esas 2021/13398 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ALTINCI DAİRE
Esas No : 2019/13443
Karar No : 2021/13398

TEMYİZ EDEN : I- (DAVALI) … Bakanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
II- (DAVALI YANINDA MÜDAHİL) … Belediye
Başkanlığı / …
VEKİLİ : Av. …
III-(DAVACI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı /…
VEKİLİ : Av. …

KARŞI TARAF : I-(DAVACI) … Büyükşehir Belediye Başkanlığı
II-(DAVALI) … Bakanlığı
III-(DAVALI YANINDA MÜDAHİL) … Belediye Başkanlığı

İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın, usul ve hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Kültür ve Turizm Bakanlığı Plan İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun … tarihli, … sayılı kararı doğrultusunda 27.01.2016 tarihinde 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunun 7.maddesi uyarınca onaylanan Muğla ili, Marmaris ilçesi, Armutalan Mahallesi 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı Revizyonunun iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … İdare Mahkemesince verilen … günlü, E:…, K:… sayılı kararda; dosyanın ve yerinde yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucu düzenlenen raporun birlikte değerlendirilmesinden, her ne kadar davalı Bakanlıkça davacı idarenin bu yöndeki itirazlarının kabul edildiği, revizyon plan onama sınırlarının Milli Park sınırları dikkate alınarak yeniden düzenlenmesinin uygun bulunduğu belirtilmiş ise de mevcut durumda dava konusu 1/5000 ölçekli nazım ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı revizyonlarında, milli park sınırlarının orman alanı olarak belirlendiği, konu ile ilgili ilgili kurum görüşlerinin alınmadığı, 1/5000 ölçekli nazım imar planının gösterimlerinde Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine uygun olmayan gösterimlerin yer aldığı, otopark alanlarının yer seçimine, büyüklük ve kapasitesine ilişkin herhangi bir strateji ve kararın belirlenmediği, dava konusu plan değişikliğiyle mevcut 1507 m2 olan belediye hizmet alanın, umumi bina alanı olan 1545 m2 lik alana taşındığı ve belediye hizmet alanına dönüştürülen umumi bina alanı için eşdeğer bir yer gösterilmediği, çocuk parkı alanının bir kısmının konut alanına dönüştürüldüğü, mülkiyet ve kamulaştırma sorunlarının çözümü için yapılan plan değişikliğinde nesnel ve teknik gerekçeler bulunmadığı, yapılan değişiklikle sürekliliği olan yeşil alan koridorunun kesintiye uğradığı, imar planı açıklama raporunun kademesine ve yapılış amacına göre hazırlanmadığı, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı revizyonuna ilişkin plan açıklama raporu bulunmadığı, mevcut plan açıklama raporunda plan değişikliklerinin gerekçeleri ve yapılan analizlerin ayrıntılı biçimde açıklanmadığı, plan revizyonlarında planlama alanının yakın çevresinde daha önceden onaylı olan imar planlarının gösterilmediği, 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile sıvılaşma riski bulunan alanlarda 3 kat yapılaşmaya olanak veren plan kararının geliştirildiği, karayolları bölge müdürlüğünden görüş alınmadığı, orman alanlarının kent içi yeşil alan gibi tanımlandığı, plan açıklama raporunda Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine uygun olarak belediye hizmet alanı, resmi kurum alanı ve idari hizmet alanı gibi alanların kullanım miktarlarının ayrı ayrı belirlenmediği, dava konusu 1/1000 ölçekli Armutalan Uygulama İmar Planı Revizyonunda kıyı kesiminde bulunan hali hazır haritalar üzerinde kıyı kenar çizgisinin işlenmediği ve 1.16 ve 1.21 sayılı plan notlarının birleştirilmemesinin uygulama aşamasında kamuya terk işlemleri konusunda soruna neden olabileceği hususları dikkate alındığında dava konusu plan revizyonlarında, planlama ilkelerine, şehircilik esaslarına, planlar hiyerarşisine, kamu yararına ve ilgili mevzuata uyarlılık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesi kararının özeti: İstinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının hukuka ve usule uygun olduğu ve istinaf dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENLERİN İDDİALARI :
Davacı tarafından, … parsel sayılı taşınmazın yer aldığı imar adasının ticaret alanı olarak planlı olduğu ancak parselin park alanı olarak değiştirildiği ve bu şekilde ada bütünlüğünün bozulduğu, … ile …parsel sayılı ve kuzeyde park alanı olarak planlanan taşınmazların … Bulvarından giriş, … sokaktan çıkış olmak üzere yer altında 2 katlı otopark alanı olarak düzenlenmesine ilişkin plan notları eklenerek genel otopark ihtiyacı karşılanabilecekken bu ihtiyaca yönelik düzenleme yapılmadığı, … parsel sayılı taşınmaz için komşu parsellerden farklı olarak daha düşük yapılaşma koşulu getirilmesinin plan kararlarının bütünlüğünü bozduğu, … sayılı parsel belediye hizmet alanı iken park alanı olarak belirlenmesinin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26.maddesinin 3.fıkrasının (a) ve (b) bentlerine (zorunluluk olmadan ve kurum görüşü alınmadan yapılması sebebiyle) aykırı olduğu ileri sürülerek karar gerekçe yönünden temyiz edilmektedir.
Davalı idare ve davalı yanında müdahil tarafından, milli park sınırları dikkate alınarak yeniden düzenleme yapıldığı, bilirkişi raporunda imar planı değişikliği ile plan revizyonunun arasındaki farklılığın göz ardı edildiği ve bu sebeple yanlış değerlendirmeler yapıldığı, 2634 sayılı Kanunun göz ardı edildiği, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğünden görüş alındığı, müktesep haklar çerçevesinde ve 3194 sayılı Kanundaki istisnalar kapsamında turizm ve konut kullanımlarının tek bir adada gösterildiği, revizyon imar planının hazırlanma gerekçesinin uygulamada yaşanan kadastro kaymaları nedeniyle kamu alanlarına yönelik ihdas veya yeniden terk işlemlerine yönelik çözüm üretilmesi olduğu 1982 yılında başlayan planlama sürecinde bölgenin %85'inin yapılaştığı ve kalan alanların tamamına yakının özel mülkiyette olduğu, otopark ihtiyacı doğuracak herhangi bir kullanım kararı artışı önerilmediği, umumi bina alanına eşdeğer yer ayrılmadığı yolundaki değerlendirmenin umumi binanın bir sosyal ve teknik altyapı alanı olmaması sebebiyle yerinde olmadığı, çocuk parkının bir kısmının konut alanına dönüştürülmesinin özel mülkiyete %50 oranda yapılaşma hakkı tanınarak kamuya ayrılan yol ve yeşil alan terkinin sağlanması amacıyla yapıldığı böylece plan bütününde 600 m2 park alanı artışı sağlandığı, plan açıklama raporunun bulunduğu ve açıklama raporunda plan ölçeğine uygun detaylandırmaların yapıldığı, plan onama sınırı dışındaki alanların gösterilmemesinin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 7.maddesine uygun hazırlanmadığı anlamına gelmediği, sıvılaşma riski bulunan alanlarda jeofizik, jeoloji ve jeoteknik etüd raporunda 3 kata kadar yapılaşma hakkı tanındığından bu alanlarda 3 kat yapılaşma öngörülmesinin aykırılık taşımadığı, karayollarına ilişkin değişiklik yapılmadığından görüş alınmamasının imar planını sakatlamayacağı, orman alanlarının park alanı başlığı altında gösterilmesinin park alanını azaltmadığı, 27.12.2016 tarihinde alan kullanım tablosunda sehven yapılan düzenlemelerin düzeltilerek tekrar dağılımının yapıldığı, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine uygun olarak belediye hizmet alanı, resmi kurum alanı ve idari hizmet alanı gösteriminin ayrı ayrı yapılmadığı ve bu gösterimlerin donatı alanı olarak kabul edilemeyeceği, dava konusu plan paftasında kıyı kenar çizgisinin uygun görüldüğüne dair Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün mührünün bulunduğu, 1.16 ve 1.21 sayılı plan notlarının ayrı ayrı yazılması ile birlikte yazılması arasındaki farkın bilirkişilerce bilimsel gerekçelerle ortaya konulamadığı ve davalı yanında müdahil tarafından, 03.09.1989 tarih ve 20281 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren Marmaris ve Çevresi Turizm Alanı sınırlarının içerisinde yer alan Armutalan yerleşiminde yapılaşmanın yaklaşık 30 yıllık süreçte tamamlandığı, bu bölgede herhangi bir emsal artışı yapılmadığı, daha önce planlanmış alanlara ilave bir alanın eklenmediği, mülga Armutalan Belediyesinin talebi doğrultusunda başlatılan ve Marmaris Belediyesince devam ettirilen kadastral kaymaların, uygulamadan kaynaklı sorunların tamamının giderilmesine yönelik 10 yıllık süreç içerisinde onaylanan imar planı değişikliklerinin işlenmesi suretiyle hazırlanan dava konusu plan revizyonunun hukuka uygun olduğu gerekçeleriyle kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI :
Davalı idare ve davalı yanında müdahil tarafından, savunma verilmemiştir.
Davacı tarafından, temyiz dilekçelerinde imar planı revizyonu yapıldığı ve bu sebeple Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26.maddesine uygunluk yönünden değerlendirme yapılmasının uygun olmadığı iddia edilmiş ancak dava konusu işlemin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 25.maddesinde yer alan imar planı revizyonu tanımına uygun olmadığı, işlemin içeriğinin imar planı değişikliği olduğu halde isminin revizyon olmasının bile işlemi hukuka aykırı kılacağı, 2634 sayılı Kanun kapsamında imar planı yapılmasının ilgili imar mevzuatına uyarlık taşımaması veya bu mevzuat hükümlerinin uygulanmayacağı anlamına gelmediği, davalı ve müdahil idarelerin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen iddiaların yerinde olmadığı savunulmaktadır.

DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ …'IN DÜŞÜNCESİ : Temyize konu kararın 4427 parsel sayılı taşınmazın yapılaşma koşulları, özel eğitim alanının tercihli kullanım alanına dönüştürülmesi ve belediye hizmet alanı kullanımı yönünden yönlerinden aşağıda yer verilen gerekçeyle onanması, diğer hususlar yönünden ise temyiz isteminin reddine karar verilmesi gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Altıncı Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
Duruşma yapılmasına gerek görülmedi.

İNCELEME VE GEREKÇE:
MADDİ OLAY :
Kültür ve Turizm Bakanlığı Plan İnceleme ve Değerlendirme Kurulunun ...tarihli, ... kararı doğrultusunda 27.01.2016 tarihinde 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunun 7.maddesi uyarınca onaylanan Muğla ili, Marmaris ilçesi, … Mahallesi 1/5000 ölçekli Nazım ve 1/1000 ölçekli Uygulama İmar Planı revizyonuna karşı askı süresi içerisinde davacı idare tarafından yapılan itirazların zımnen reddedilmesi üzerine anılan plan revizyonlarının iptali istemiyle bakılmakta olan davanın açıldığı anlaşılmaktadır.

İLGİLİ MEVZUAT ve HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Uygulanacak Hükümler Yönünden;
3194 sayılı İmar Kanununun "İstisnalar" başlıklı 4. maddesinde; 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, bu Kanunun özel kanunlara aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, 5. maddesinin dava konusu işlemin tesis edildiği tarihte yürürlükte olan halinde, nazım imar planı; varsa bölge ve çevre düzeni planlarına uygun olarak hali hazır haritalar üzerine, yine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak çizilen ve arazi parçalarının; genel kullanış biçimlerini, başlıca bölge tiplerini, bölgelerin gelecekteki nüfus yoğunluklarını, gerektiğinde yapı yoğunluğunu, çeşitli yerleşme alanlarının gelişme yön ve büyüklükleri ile ilkelerini, ulaşım sistemlerini ve problemlerinin çözümü gibi hususları gösteren ve uygulama imar planının hazırlanmasına esas olmak üzere düzenlenen detaylı bir raporla açıklanan ve raporu ile beraber bir bütün olan plan, uygulama imar planı ise tasdikli halihazır haritalar üzerine varsa kadastral durumu işlenmiş olarak nazım plan esaslarına göre çizilen ve çeşitli bölgelerin yapı adalarını, bunların yoğunluk ve düzenini yolları ve uygulama için gerekli imar uygulama programlarına esas olacak uygulama etaplarını ve diğer bilgileri ayrıntıları ile gösteren plan olarak tanımlanmıştır.
2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanununun 1.maddesinde, kanunun amacının, turizm sektörünü düzenleyecek, geliştirecek, dinamik bir yapı ve işleyişe kavuşturacak tertip ve tedbirlerin alınmasını sağlamak olarak belirlendiği, 3. maddesinin (j) bendinde; kültür ve turizm koruma ve gelişim alt bölgesi, 1/25.000 veya daha alt ölçekli plan ile belirlenen, içinde turizm türleri ile kültür, eğitim, eğlence, ticaret, konut ve her türlü teknik ve sosyal alt yapı alanlarından bir veya daha fazlasını kapsayan, kendi içinde alt alanlara ayrıştırılabilen araziler biçiminde tanımlanmıştır.
Aynı Kanunun 7. maddesinde; "Bakanlık; kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezleri içinde her ölçekteki plânları yapmaya, yaptırmaya, re’sen onaylamaya ve tadil etmeye yetkilidir. Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinde Bakanlıkça yapılacak alt yapı ve plânlama işlemlerine esas olmak üzere diğer kamu kurum ve kuruluşlarından istenilen bilgi, belge ve görüş 3 ay içinde verilir. Bu süre sonunda istenilen bilgi, belge ve görüşün verilmemesi durumunda ilgili iş ve işlemler Bakanlıkça re’sen tesis edilebilir. Kültür ve turizm koruma ve gelişim bölgeleri ve turizm merkezlerinde diğer kamu kurum ve kuruluşlarınca yapılacak satış, tahsis, kiralama, sınır ilânı ve değişikliği işlemleri ile çevresel etki yaratacak alt yapı ve üst yapı projelerinden önce Bakanlığın olumlu görüşünün alınması gereklidir.Bu maddenin uygulanması ile ilgili usul ve esaslar Bakanlıkça çıkarılacak yönetmelikle düzenlenir." hükmü yer almaktadır.
Belediye ve mücavir alan sınırları içinde ve dışında kalan yerlerde yapılacak planlar ile inşa edilecek resmi ve özel bütün yapıların 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen hukuki rejime tabi olacağı, ancak 2634 sayılı Turizmi Teşvik Kanunu, 2863 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu, bu Kanunun ilgili maddelerine uyulmak kaydı ile 2960 sayılı İstanbul Boğaziçi Kanunu ve 3030 sayılı Büyük Şehir Belediyelerinin Yönetimi Hakkında Kanun ile diğer özel kanunlar ile belirlenen veya belirlenecek olan yerlerde, İmar Kanununun özel kanunlara aykırı olmayan hükümlerinin uygulanacağı, dolayısıyla İmar Kanununun genel kanun olduğu, özel kanunlarda hüküm bulunması halinde özel yasa kurallarının da uygulanması gerektiği anlaşılmaktadır.
Diğer taraftan, uygulama imar planı bulunan alanlarda, plan, fen, sağlık ve sürdürülebilir çevre şartlarına uygun yapı ve yapılaşma ile projelendirmeye ve denetime ilişkin usul ve esasların 3194 sayılı İmar Kanunu ve 10/7/2018 tarihli ve 30474 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan 1 sayılı Cumhurbaşkanlığı Teşkilatı Hakkında Cumhurbaşkanlığı Kararnamesinde Çevre ve Şehircilik Bakanlığının Teşkilat ve Görevlerini düzenleyen hükümlerine dayanılarak hazırlanan Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliği ve Planlı Alanlar İmar Yönetmeliği ile belirlendiği görülmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, 30.08.1989 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla Muğla Marmaris ve çevresinin turizm alanı olarak belirlendiği, bu kararın 13.09.1989 tarih ve 20281 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girdiği, dava konusu alanın da bu turizm alanı sınırları içinde kaldığı, 1982 yılında başlayan planlama sürecinde bölgenin %85'inin yapılaştığı, Kültür ve Turizm Bakanlığınca yapılan planlama işleminin mülga Armutalan Belediyesinin talebi doğrultusunda başlatıldığı ve Marmaris Belediyesince devam ettirildiği, dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının açıklama raporunda revizyonun gerekçelerinin düzenlemeler (onaylı imar planının uygulanması aşamasında çıkan sorunlara çözüm bulma) ve dönüşümler (onanlı imar planındaki fonksiyon atamalarının yeniden değerlendirilmesine yönelik değişiklikler) şeklinde iki başlık altında toplandığı, davalı ve davalı yanında müdahil idarece, kadastral kaymaların, uygulamadan kaynaklı sorunların giderilmesi ve 10 yıllık süreç içerisinde onaylanan imar planı değişikliklerinin işlenmesi suretiyle dava konusu nazım ve uygulama imar planı revizyonunun onaylandığı görülmüştür.
Yukarıda yer verilen mevzuat hükümleri kapsamında turizm alanı veya merkezi olarak belirlenen bir alanda Kültür ve Turizm Bakanlığının her ölçekteki plânları yapmaya, yaptırmaya, re’sen onaylamaya yetkili olduğu ancak bu yetkinin sınırsız ve imar mevzuatından bağımsız olmadığı, 2634 sayılı Kanun ve Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgelerinde ve Turizm Merkezlerinde Planlamaya ve Uygulamaya İlişkin Yönetmelik hükümlerinin uygulanmasının 3194 sayılı Kanun ve bu Kanuna göre çıkarılan yönetmeliklerin uygulanmayacağı anlamına gelmediği, bu kapsamdaki planların da imar mevzuatı, şehircilik ilkeleri ve planlama esasları yönünden değerlendirmeye tutulacağı tabidir.
Bu açıklamalar ışığında yapılan değerlendirmeler;
-Davalı idare ve müdahil idare tarafından imar planının 3194 sayılı Kanundaki istisnalar kapsamında 2634 sayılı Kanuna istinaden bölgenin niteliğine göre yapıldığı ve istisna olması sebebiyle imar mevzuatına uygunluk aranamayacağı iddia edilmekteyse de yukarıda açıklanan gerekçelerle imar planının 2634 sayılı Kanun kapsamında yapılmış olmasının imar mevzuatından muaf tutulması anlamına gelmeyeceği, bu nedenle dava konusu planın gösterimlerinin imar mevzuatına ve planlama tekniklerine uygunluğu açısından yapılan değerlendirme neticesinde, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde bulunmayan gösterim biçimlerinin yer almasının mevzuatına ve planlama tekniklerine aykırı olduğu görüldüğünden bu iddiaya itibar edilmediği,
-İdare Mahkemesince yaptırılan keşif ve bilirkişi incelemesi sonucunda düzenlenen bilirkişi raporunda, plan raporlarının imar mevzuatı ve şehircilik ilkelerine uygunluk açısından değerlendirilmesinden, dava konusu imar planı açıklama raporunun kendi kademesine ve yapılış amacına göre hazırlanmaması ve 1/1000 ölçekli uygula imar planı revizyonuna ilişkin ayrı bir plan açıklama raporu bulunmamasının planlama ilkelerine aykırı olduğu ifade edilmişse de; nazım ve uygulama imar planının birlikte hazırlanması ve bu planlara tek açıklama raporu düzenlenmesinde aykırılık bulunmadığı ancak imar planları için ölçeğine uygun olarak mevzuat hükümleri kapsamında açıklama raporunda gerekli analizlerin ve değerlendirmelerin bulunması gerektiği anılan bilirkişi raporunda da tespit edildiği üzere dava konusu planların plan açıklama raporunda plan değişikliklerinin gerekçeleri ve yapılan gereklilik analizlerinin ayrıntılı biçimde açıklanmadığı, bu nedenle imar planlarının 3194 sayılı Kanuna, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine, şehircilik ilkelerine, planlama tekniklerine uygun olmadığı,
-Dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli revizyon imar planlarının bütüncül olarak hazırlanması ilkesi çerçevesinde planlama alanının yakın çevresinde daha önceden onaylı olan imar planlarının gösterilmemiş olmasının plan bütünlüğünün korunması ve planların yakın çevreleri ile birlikte değerlendirilmesi gereği yönündeki planlama esasına ve Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine uygun olmadığı,
-Dava konusu planların kentsel ve sosyal alt yapı alanlarına ilişkin plan kararlarının imar mevzuatı çerçevesinde değerlendirilmesinden; dava konusu revizyon imar planında 39625 m2 orman alanının, yeşil alan sınıflandırılması içerisinde kent içi yeşil alan gibi tanımlamasının Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine uygun olmadığı, davalı idare ve müdahil idare tarafından dava konusu imar planlarına yapılan itirazın değerlendirilmesi üzerine bu konudaki aykırılığın giderildiği iddia edilmekteyse de bu durumun dava konusu işlemin hukuka aykırılığını ortadan kaldırmayacağı, mahkeme kararının bu hususlar yönünden bozulmasını gerektirecek bir neden bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır.
Dava konusu planların, imar planı revizyonu şeklinde hazırlanıp hazırlanmadığı yönünden,
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "İmar Planlarına Dair Esaslar" başlıklı 25. maddesinde, imar planlarının ihtiyaca cevap vermediği veya uygulamasının mümkün olmadığı durumlar ile üst kademe plan kararlarına uygunluğunun sağlanması amacıyla planın tamamının veya plan ana kararlarını etkileyecek bir kısmının yenilenmesi için bu Yönetmelikte belirtilen ilke, esas ve standartlara uygun olarak imar planlarında revizyon yapılabileceği hükmüne, 26. maddesinde, "İmar planı değişikliği; plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılır. İmar planlarında sosyal ve teknik altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesi esastır. Yürürlükteki imar planlarında öngörülen sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren plan değişikliği yapılamaz. İmar planlarında bulunan sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmaz. Zorunlu hallerde böyle bir değişiklik yapılabilmesi için: a) İmar planındaki durumu değişecek olan sosyal ve teknik altyapı alanındaki tesisi gerçekleştirecek ilgili yatırımcı Bakanlık veya kuruluşların görüşü alınır. b) İmar planında yer alan yol hariç sosyal ve teknik altyapı alanlarının ve kamuya ait sosyal ve kültürel tesis alanlarının kaldırılabilmesi veya küçültülmesi ancak bu tesislerin hitap ettiği hizmet etki alanı içinde eşdeğer yeni bir alanın ayrılması suretiyle yapılabilir. Eşdeğer alanın ayrılmasında yüzölçümü ve konum özellikleri korunur. Bu alanların yerinin değiştirilmesinde, mevcut plandaki hizmet etki alanına göre aynı uygulama etabı veya bölge içinde kalması, yaya erişim mesafelerinin dikkate alınması ve yeni tespit edilen alanın tesisin yapılmasına müsait olması zorunludur." hükmüne yer verilmiştir.
Uyuşmazlık konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planı incelendiğinde, planın adının revizyon olarak kullanıldığı, ancak plan açıklama raporunda revizyonun gerekçelendirilmesi başlığı altında yer alan tespitlerin, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 25. maddesinde düzenlenen imar planı revizyonu kapsamında değerlendirilmesi sonucunda, "revizyon" kavramının fiili durumu karşılamadığı, büyük bir alanın düzenlendiği ancak planın ana kararlarını etkileyecek bir değişiklik yapmaktan öte önceki imar planındaki parsel bazlı sorunların çözümü ve değişikliklerin işlenmesi niteliğinde işlemlerin ağırlıklı olduğu, önceki kullanım kararlarının devam ettiği görülmüştür.
Bu bakımdan, davalı idare ve davalı yanında müdahil tarafından Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 26.maddesi kapsamında değerlendirme yapılmasının mümkün olmadığı yolundaki iddialarının mesnetsiz olduğu kanaatine varılmıştır.
Bu açıklamalar doğrultusunda, çocuk oyun alanının bir kısmının konut alanına dönüştüren dava konusu plan kararının kamu yararı içermediği, açık yeşil alanın yani sosyal alt yapı alanı miktarını azalttığı, konut çevresindeki gereksinimleri yeterince karşılayamadığı, sürekliliği olan bir açık yeşil alan koridorunu kesintiye uğrattığı, eşdeğer olarak gösterilen park alanlarının fiziksel özellikleri ve konumları itibariyle eşdeğer olmadığı, mülkiyet ve kamulaştırma sorunlarının çözümü için böylesi bir plan değişikliğinin yapılmasının ise nesnel ve teknik bir gerekçe oluşturmadığı görüldüğünden dava konusu plan değişikliğinin Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygun olmadığı görüldüğünden kararın bu hususa ilişkin iddialarda isabet bulunmamaktadır.

Belediye Hizmet Alanı- Umumi Bina Alanı yönünden,
Mekânsal Planlar Yapım Yönetmeliğinin "Mekânsal kullanım tanımları ve esasları" başlıklı 5. maddesinin 1.fıkrasının (a) bendinde, "belediye hizmet alanı; belediyelerin görev ve sorumlulukları kapsamındaki hizmetlerinin götürülebilmesi için gerekli itfaiye, acil yardım ve kurtarma, ulaşıma yönelik transfer istasyonu, araç ve makine parkı, bakım ve ikmal istasyonu, garaj ve triyaj alanları, belediye depoları, asfalt tesisi, atık işleme tesisi, zabıta birimleri, mezbaha, ekmek üretim tesisi, pazar yeri, idari, sosyal ve kültürel merkez gibi mahallî müşterek nitelikteki ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan tesisler ile sermayesinin yarıdan fazlası belediyeye ait olan şirketlerin sahip olduğu tesislerin yapılabileceği alanlar" olarak tanımlanırken, aynı maddenin (i) bendinde "sosyal altyapı alanları: birey ve toplumun kültürel, sosyal ve rekreatif ihtiyaçlarının karşılanması ve sağlıklı bir çevre ile yaşam kalitelerinin artırılmasına yönelik kamu veya özel sektör tarafından yapılan eğitim, sağlık, dini, kültürel ve idari tesisler, açık ve kapalı spor tesisleri ile park, çocuk bahçesi, oyun alanı, meydan, rekreasyon alanı gibi açık ve yeşil alanlara verilen genel isimdir." olarak tanımlanmıştır.
Aynı Yönetmeliğin "Nazım imar planı" başlıklı 23. maddesinin 1. fıkrasında, nazım imar planında karar düzeyi ve içerikleri bakımından, uygulama imar planındaki detay kararlar alınmaması esas olup, uygulamaya dönük kararların uygulama imar planlarında belirleneceği, "Uygulama imar planı" başlıklı 24. maddesinin 9. fıkrasında ise, nazım imar planlarında karma kullanım olarak belirlenen fonksiyonların, uygulama imar planlarında ayrıştırılmasının esas olduğu kuralına yer verilmiştir.
Yukarıda yer alan mevzuat hükümlerinin birlikte değerlendirilmesinden, mekansal alanlar için öngörülen her kullanım kararının, 1/5000 ölçekli nazım imar planlarında detaylı olarak düzenlenmesi zorunluluğunun bulunmadığı, ancak gerek uygulama işlemlerine dayanak teşkil etmesi, gerekse ölçeği itibari ile elverişliliği nedeni ile, mekansal alan kullanımının somutlaştırılması ve detaylandırılması görevinin 1/1000 ölçekli uygulama imar planlarına bırakıldığı sonucuna varılmaktadır.
Anılan mevzuat hükümleri gereği "resmi kurum alanı" ile "belediye hizmet alanı" kullanımlarının iki farklı gösterim olarak tanımlanmasına karşılık dava konusu 1/5000 ölçekli nazım imar planında "resmi kurum alanı" lejantında gösterilen taşınmazların 1/1000 ölçekli uygulama imar planında "resmi kurum alanı (BHA)- (katlı otopark)" olarak olarak gösterildiği, mevzuat gereği resmi kurum alanında kamu tüzel kişilerine ait bina ve tesislerin yer alabileceği, dava konusu işlemlerde mekansal kullanımın detaylandırılmasının ötesinde bir belirleme yapıldığı ve farklı gösterimler olmasına rağmen resmi kurum alanı başlığı altında belediye hizmet alanı- katlı otopark gösterimine yer verildiği anlaşılmıştır.
Bilirkişi raporunda, "4336 sayılı parselin imar planı değişikliği ile belediye hizmet alanından park alanına dönüştürülmesine ilişkin olarak, dava konusu plan değişikliğinde umumi bina olarak gösterilen kullanımın belediye hizmet alanı olarak değiştirilmesi, kamusal bir içeriğin sürdürülmesi nedeniyle kamu yararına, tanımların uygunluğu açısından imar mevzuatına ve kullanım türünde değişiklik içermemesi nedeniyle şehircilik ilkelerine uygunluk sağladığı, belediye hizmet alanı tanımı içerisinde sosyal ve kültürel merkez gibi mahalli müşterek nitelikteki ihtiyaçları karşılamak üzere kurulan tesislerin yapılabileceği, bu nedenle kültür merkezi kullanımının Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine uygunluk sağladığı, dava konusu plan değişikliği ile emsal değerinin E:1.0'den E:1.5'a çıkarılmasının ise sosyal alt yapı standartlarında iyileştirmeye neden olması nüfus yoğunluğu artışını içermemesi nedeniyle Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine uygunluk sağladığı, 4336 sayılı parseldeki belediye hizmet alanı kullanımının park alanı olarak değiştirilmesine yönelik plan değişikliğinin ise bir kamusal kullanım alanının park gibi yine kamusal bir kullanıma dönüştürdüğü için kamu yararı içerdiği, yapı yoğunluğunun azalmasına neden olacak olması tüm kamusal kullanımlar arasında yayaların sirkülasyonunu ve gerektiğinde toplanmayı sağlayacak olması ayrıca camiinin yanında gerekli olan açık alan gereksinimini de sağlaması nedenleriyle kentsel mekan düzenleme ilkeleri açısından yerinde bir karar olduğu, ancak dava konusu plan değişikliğiyle mevcut 1507 m2 olan belediye hizmet alanının, umumi bina alanı olan 1545 m2'lik alana taşınmış olmasının belediye hizmet alanına dönüştürülen umumi bina alanı için eşdeğer bir yer gösterilmemesi nedeniyle şehircilik ilkelerine ve imar mevzuatına uygun olmadığı" ifade edilmiştir.
Ancak, dava konusu taşınmaz için öngörülen emsalin öncekine kıyasla artırıldığı, alanda daha fazla yapılaşmaya yol açacak nitelikte bir değişim yapıldığı, başka bir anlatımla yapı yoğunluğunu artıracağı, artan emsalin park alanının artırılması yoluyla karşılanması amaçlanmışsa da emsal artışının getireceği yoğunluğun yalnızca kişi yönünden değil, trafik ve altyapı yönünden de ihtiyaç doğmasına sebep olacağı, dava konusu planların ise ulaşım altyapısını aynen koruduğu, planla getirilen fonksiyonların yol açacağı taşıt trafiği için mevcut yol genişlikleri ve altyapısının yeterli olmadığı, fonksiyonları destekleyecek teknik altyapı yetersizliği söz konusu olabileceğinden bu bağlamda alan ve yakın çevresinde kentsel yaşam kalitesinde azalış söz konusu olacağı, diğer taraftan bilirkişi incelemesinde eşdeğer yer ayrılması gerektiği yolundaki tespitin umumi bina şeklinde bir gösterimin ne önceki ne meri mevzuatta yeri olmadığı, imar planı değişikliği ile getirilen ve kaldırılan belediye hizmet alanı için eşdeğer yer ayrılmasının söz konusu olmadığı, zira belediye hizmet alanının (taşınmazdaki kullanım kararının kültür merkezi, uluslararası kongre ve toplantı salonu olarak tasarlansa da) sosyal donatı alanı kapsamında bir kullanım kararı olmadığı bu sebeple kararının gerekçesinin bu yönden hukuka uygun olmasa da sonucu itibariyle bozulmasını gerektirmeyeceği sonucuna ulaşılmıştır.
Diğer taraftan, dava konusu revizyon imar planına ait plan açıklama raporunda "belediye hizmet alanı", "resmi kurum alanı", "idari hizmet alanı" gibi alanların Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinde ayrı tanımı ve kullanım kararı olmasına rağmen kullanım miktarlarının ayrı ayrı belirlenmemiş olmasının Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğine uygun olmadığı anlaşıldığından temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulmasını gerektirecek bir neden bulunmamaktadır.
Özel Eğitim Alanının Tercihli Kullanım Alanına dönüştürülmesi yönünden,
Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğin 11.maddesinde, imar planlarının yapımı ve değişikliklerinde planlanan alanın veya bölgenin şartları ile gelecekteki gereksinimleri göz önünde tutularak kentsel, sosyal ve teknik altyapı alanlarında bu Yönetmeliğin EK-2 tablosunda belirtilen asgari standartlara ve alan büyüklüklerine uyulacağı, atıf yapılan EK-2 tablosunda, anaokulu için nüfusu 150.001'e kadar olan yerleşim birimlerinde 0,50 m2/kişi, nüfusu 150,001'den fazla olan yerlerde 0,60 m2/kişi; ilkokul, ortaokul, gündüzlü lise, yatılı lise, endüstri meslek lisesi, çok programlı lise, özel eğitim, rehabilitasyon ve rehberlik merkezleri, halk eğitim merkezi olgunlaşma enstitüsü için 2 m2/kişi yer ayrılması gerektiği, Yönetmeliğin Ek-2 tablosu açıklamalar başlığı altındaki 8.maddesinde de "İmar planlarında ayrılmış bulunan ve kamu niteliği taşıyan Kreş + Anaokulu, İlköğretim, Ortaöğretim, Sağlık Tesisi, Kültürel Tesis, Sosyal Tesis Alanları; imar planı değişikliği yapılmak suretiyle bu kullanımların başına "ÖZEL" ibaresi getirilmek, kamu ve özel altyapı oranları ilgili yatırımcı Bakanlık veya kamu kuruluşunca belirlenmek kaydıyla, bu tabloda belirtilen kişi başına asgari standart değerinin içinde yer alır." düzenlemesi, 26. maddesinde, imar planı değişikliğinin plan ana kararlarını, sürekliliğini, bütünlüğünü, sosyal ve teknik altyapı dengesini bozmayacak nitelikte, kamu yararı amaçlı, teknik ve nesnel gerekçelere dayanılarak yapılabileceği, imar planlarında sosyal ve teknik altyapı hizmetlerinin iyileştirilmesinin esas olduğu, yürürlükteki imar planlarında öngörülen sosyal ve teknik altyapı standartlarını düşüren plan değişikliği yapılamayacağı, imar planlarında bulunan sosyal ve teknik altyapı alanlarının kaldırılması, küçültülmesi veya yerinin değiştirilmesine dair plan değişiklikleri zorunluluk olmadıkça yapılmayacağı, düzenlemesi yer almaktadır.
Bilirkişi raporunda, mülk sahibi tarafından konut alanından özel eğitim alanına dönüştürülen parselin yatırımın mali gerekçelerle gerçekleştirilememesi sebebiyle yine talep üzerine özel eğitim alanı kullanımını, tercihli kullanım alanına dönüştüren plan kararının, planlama alanındaki eğitim alanı miktarını azaltan bir etkisi olmaması, plan değişikliği ile öngörülen alan kullanım kararının plan bütünlüğünü zedelememesi ve plan ana kararlarına uygun olması nedenleri ile imar mevzuatına şehircilik ilkelerine ve planlama esaslarına uygun olduğu ifade edilmiş ancak, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin yukarıda belirtilen Ek-2 tablosunun 8.maddesi uyarınca özel eğitim alanı olmakla birlikte imar planı değişikliğiyle fonksiyonu değişen taşınmazın toplam sosyal donatı alanı asgari standart değerini etkileyerek eğitim alanı miktarını azaltacağı açık olduğundan bu yönden de imar planlarının iptaline karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bu kısmında sonucu itibariyle isabetsizlik bulunmamaktadır.
Milli Park Alanı yönünden,
Davalı idare ve müdahil idare tarafından dava konusu imar planlarına yapılan itirazın değerlendirilmesi üzerine milli park sınırları dikkate alınarak yeniden düzenleme yapıldığı iddia edilmekteyse de bu durum dava konusu işlemin tesis edildiği tarihteki hukuka aykırılığını ortadan kaldırmayacağından dava konusu planlarda milli park sınırlarının gösterilmemiş olmasının ve plan onama sınırları içerisine imar mevzuatına aykırı olarak "milli park" alanlarının orman alanı olarak belirlenmesinin ve bu karara ilişkin olarak Çevre ve Şehircilik Bakanlığı, Tabiat Varlıklarını Koruma Bölge Komisyonundan görüş alınmamasının şehircilik ilkelerine ve imar mevzuatına uygun olmadığı sonucuna varıldığından, kararın bu kısmı yönünden de bozulmasını gerektirecek bir neden bulunmamaktadır.
Jeolojik Yapı yönünden,
Plan açıklama raporunda, jeolojik-jeoteknik etüd raporunda sıvılaşma riski bulunan alanlarda 2 kata kadar yapılaşmaya izin verilmesi gerektiği belirtildiği halde dava konusu 1/1000 ölçekli uygulama imar planı ile söz konusu sıvılaşma riski bulunan alanlarda 3 kat yapılaşmaya olanak veren plan kararının geliştirilmesinin imar mevzuatına şehircilik ilkelerine planlama esaslarına ve kamu yararına uygun olmadığı görüldüğünden temyiz isteminin reddi gerekmektedir.
Karayolları yönünden,
Dava konusu planının Karayolları Kenarında Yapılacak Ve Açılacak Tesisler Hakkındaki Yönetmelik ve ilgili mevzuat kapsamında değerlendirilmesinden; dava konusu imar planı sınırları içerisinde D-400 Karayolunun geçmesi nedeniyle imar planının onayından önce Karayolları Bölge Müdürlüğünden görüş alınması gerektiği ancak dava dosyasında görüş alındığına dair bir belge bulunmadığı görüldüğünden kararın bu kısmı yönünden bozulmasını gerektirecek bir neden bulunmamaktadır.
Kıyı Kenar Çizgisi yönünden,
Davalı idare ve müdahil idare tarafından dava konusu plan paftasında kıyı kenar çizgisinin uygun görüldüğüne dair Mekansal Planlama Genel Müdürlüğünün mührünün bulunduğu iddia edilmekteyse de dava konusu imar planları incelendiğinde kıyı kesiminde bulunan hali hazır haritalar üzerinde "kıyı kenar çizgisi"nin işlenmemiş olduğu görüldüğünden temyiz isteminin bu bakımdan da reddi gerekmektedir.
Yeraltı Otoparkı yönünden,
Bilirkişi raporunda, … parseli park kullanımına dönüştüren plan kararının yeşil alanlara ilişkin planlama ilkelerine uygun bir plan kararı olması, dava konusu parselin kuzeyindeki park alanı ile birleştirilerek parçalı yeşil alanların bütünleşmesinin amaçlanması ayrıca kuzeyden kıyıya doğru uzanan yeşil aksı tamamlaması, yaya ulaşım sistemi ile bütünleşmesi, yayaya yönelik donatılara katkı sağlaması nedenleriyle şehircilik ilkelerine uygun olduğu, … parsel sayılı taşınmaz ile … sayılı parsel ve kuzeyde park alanı olarak planlanan taşınmazların … Bulvarı üzerinden giriş, … sokaktan çıkışı olmak üzere yer altında 2 katlı otopark alanının düzenlenmesi gerektiğine ilişkin talep hususunda; parsel özelinde otopark talebinin karşılanıp karşılanmaması konusunun planın genel ulaşım ve otopark stratejileri kapsamında değerlendirilmesi gereken bir konu olduğu ancak dava konusu imar planında otopark alanlarının yer seçimine, büyüklük ve kapasitesine ilişkin herhangi bir strateji ve kararın belirlenmemiş olması nedeniyle dava konusu 1/5000 ve 1/1000 ölçekli imar planlarının planlama tekniklerine, şehircilik ilkelerine ve kamu yararına uygunluk sağlamadığı yolunda tespitlere yer verilmiştir.
Ulaşım ana planının, arazi kullanımı ve yapılaşmaya ilişkin kararlar üreten planlar arasında yer almadığı, 3194 sayılı Yasanın 8. maddesinin d) bendi gereği, Mekansal Planlar Yapım Yönetmeliğinin 6. maddesinin 7. fıkrasında açıklandığı şekilde; arazi kullanımı ve yapılaşmaya ilişkin kararlar üreten mekansal planların düzenleme konusunu oluşturan yol, ulaşım, ulaşım sistemine ilişkin içermesi gereken kararlar nedeniyle bu planlara veri oluşturduğu ve aynı zamanda bu planların çıktısı olarak uygulanmasına yönelik araç ve ayrıntıları da içerebildiği, bu haliyle planın üst ölçekli planlara karşılık gelen genel kararlar içeren yönlerinin olduğu gibi alt ölçekli planlara karşılık gelen yaya, bisiklet yolu gibi kararları da içerebildiği, yatırım, düzenleme ve işletme yaklaşımı bulunan, modelleme sonucunda elde edilen kestirimlere dayanılarak trafik yönetimin (trafik konularında gereken ayrıntıları belirleyen, toplu taşımaya ağırlık veren ve öncelikli kılmasına ilişkin) düzenlemelerini de öngörmesi, gerektiğinde şematik ve grafik dili de kullanılabilen, plan pafta, eylem planı ve raporundan oluşan çalışmaların bir bütün olarak ele alındığında belirli bir ölçekle ilişkilendirilmesinin mümkün olmadığı, ancak üst ve alt kademe planları ile eşgüdümlü olarak hazırlanabileceği açık olup otopark alanlarının yer seçimine, büyüklük ve kapasitesine ilişkin herhangi bir strateji ve kararın belirlenmemiş olması ve dava konusu nazım ve uygulama imar planında plan açıklama raporuna göre nüfus yoğunluğu arttığı ve dava dosyasında da örnekleri görüldüğü üzere parsel bazlı yapılaşmaya açılan veya yapı yoğunluğu artırılan taşınmazlar da bulunduğu halde bu artışın karşılanmasına ilişkin plan kararı alınmamasının şehircilik ilkelerine ve imar mevzuatına uygun olmadığı sonucuna varıldığından, kararın bu kısmı yönünden bozulmasını gerektirecek bir neden bulunmamaktadır.
… parsel sayılı taşınmazın yapılaşma koşulları yönünden,
Bilirkişi raporunda, … parsele ilişkin dava konusu 1/1000 ölçekli imar planı ile belirlenmiş olan yapılaşma kararının (TAKS/KAKS değeri) imar planı bütününe uygun bir karar olması nedeniyle şehircilik ilkelerine uygun olduğu ifade edilmiş ancak dava konusu taşınmazın cephe aldığı yol boyunca ticaret kullanım kararı getirildiği ve … parsel sayılı taşınmazın bulunduğu adadaki ticaret kullanım kararı bulunan komşu parsellerden farklı olarak daha düşük yapılaşma koşulu getirilmesinin adadaki yapılaşma koşulları açısından ayrıksı bir düzenleme içerdiği ve bilimsel ve teknik bir gerekçesi bulunmadığı, taşınmaz yönünden getirilen ayrıksı planlama kararının hukuka aykırı olduğu görüldüğünden imar planının bu yönüyle de iptal edilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
Sonuç olarak, dava konusu imar planının iptalini gerektiren genel sebepler dikkate alındığında parsel bazlı imar planı değişikliklerinin hukuka uygun olmasının dava konusu işlemin iptali yolundaki mahkeme kararının bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Dava konusu işlemlerin yukarıda özetlenen gerekçeyle iptaline ilişkin Mahkeme kararına yönelik istinaf başvurusunun reddi yolundaki temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … İdari Dava Dairesince verilen … tarihli, E:…, K:… sayılı kararın … parsel sayılı taşınmazın yapılaşma koşulları, özel eğitim alanının tercihli kullanım alanına dönüştürülmesi ve belediye hizmet alanı kullanımına ilişkin kısmının yukarıda yer verilen gerekçeyle ONANMASINA, kararın diğer kısmının ise ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de anılan Bölge İdare Mahkemesi İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın … İdare Mahkemesine gönderilmesine, 07/12/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi