
Esas No: 2014/3814
Karar No: 2014/4641
Yargıtay 22. Hukuk Dairesi 2014/3814 Esas 2014/4641 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA : Davacı, ihbar tazminatının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme, bozmaya uyarak davayı usulden reddetmiştir.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına göre, yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine, 04.03.2014 gününde oyçokluğu ile karar verildi.
MUHALEFET ŞERHİ
Dava 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu döneminde 08.08.2011 tarihinde açılmıştır. Davanın açıldığı tarih itibariyle yargı yolunun dava şartı olduğuna yönelik bir düzenleme mevcut değildir.
01.10.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 114/b maddesinde yargı yolunun caiz olması dava şartı olarak düzenlenmiştir.
6100 sayılı Kanun"un 448. maddesine göre “Bu Kanun hükmleri, tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhâl uygulanır.” 450. maddesinde “(1) 18.06.1927 tarihli ve 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu ek ve değişiklikleri ile birlikte tümüyle yürürlükten kaldırılmıştır.” düzenlemesi mevcuttur.
Anılan düzenlemelerden de anlaşılacağı üzere 6100 sayılı Kanun"un hükümleri tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal yürürlüğe girecektir.
1086 sayılı Kanun"un döneminde açılan davalara ilişkin olarak eski kanun hükümlerinin uygulanması istisnai olarak 6100 sayılı Kanun"un geçici 1 ve 2. maddelerinde düzenlenmiştir. Buna göre 6100 sayılı Kanun"un yargı yolu ve göreve ilişkin hükümleri ile senetle ispat, istinaf ve temyiz ile temyizde duruşma yapılmasına ilişkin parasal sınırlarla ilgili hükümleri kanunun yürürlüğe girmesinden önceki tarihte açılmış olan dava ve işlerde uygulanmaz. 1086 sayılı Kanun"un yürürlükte olduğu dönemde usulüne uygun olarak düzenlenmiş bulunan senetler, bu Kanun"un yürürlüğe girdiği tarihten sonra da geçerliliklerini korur.
Kanun açıkça istisna getirdiğine göre dava şartı olarak düzenlenen yargı yolunun caiz olması müessesesinin 1086 sayılı Kanun"un döneminde açılan davalarda uygulanması mümkün değildir.
Davanın idari yargıda görülmesi halinde mahkemece dava dilekçesinin yargı yolu yönünden reddine karar verilmelidir.
Diğer yandan göerevsizlik aynı yargı yoluna tabi mahkemeler arasında geçerli olup, dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi halinde dosyanın talep halinde İdare Mahkemesine gönderilmesi de mümkün değildir. İdari yargıda görülecek dava bu davanın devamı niteliğinde değildir. Bu nedenle dava dilekçesinin yargı yolu bakımından reddine karar verilmesi halinde mahkemenin yargılama giderlerini bu arada avukatlık ücretini de hüküm altına alması gerekir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözetilerek yazılı şekilde hüküm kurulmuş olması usul ve yasaya uygun olup, sayın çoğunluğun onama kararına katılmıyorum.04.03.2014