15. Ceza Dairesi 2019/11363 E. , 2020/1708 K.
"İçtihat Metni"Nitelikli dolandırıcılık ve resmi belgede sahtecilik suçlarından şüpheliler ... ve Mustafa Akdiş haklarında yapılan soruşturma evresi sonunda Mersin Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 13/11/2018 tarihli ve 2018/5478 soruşturma, 2018/31833 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Mersin 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 08/04/2019 tarihli ve 2019/745 değişik iş sayılı kararı aleyhine yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 24/09/2019 gün ve 94660652-105-33-7683-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 04/10/2019 gün ve 2019/95025 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
5271 sayılı Kanun’un 160. maddesi uyarınca, Cumhuriyet savcısının, ihbar veya başka bir suretle bir suçun işlendiği izlenimini veren bir hâli öğrenir öğrenmez kamu davasını açmaya yer olup olmadığına karar vermek üzere hemen işin gerçeğini araştırmaya başlaması gerektiği, aynı Kanun’un 170/2. maddesi gereğince yapacağı değerlendirme sonucunda, toplanan delillerin suçun işlendiği hususunda yeterli şüphe oluşturduğu kanısına ulaştığında iddianame düzenleyerek kamu davası açacağı, aksi halde ise anılan Kanun’un 172. maddesi gereği kovuşturma yapılmasına yer olmadığına dair karar vereceği, buna karşın Cumhuriyet savcısının 5271 sayılı Kanun’un kendisine yüklediği soruşturma görevini yerine getirmediği, ortada yasaya uygun bir soruşturmanın bulunmadığı durumda, anılan Kanun’un 173/3. maddesindeki koşullar oluşmadığından, itirazı inceleyen merciin Cumhuriyet savcısının soruşturma yapmasını sağlamak maksadıyla itirazın kabulüne karar verebileceği yönündeki açıklamalar karşısında,
Dosya kapsamına göre, her ne kadar müştekinin soyut iddiası dışında kamu davası açmak için yeterli şüphe oluşturacak delil elde edilemediğinden bahisle kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmiş ise de, müştekinin şüphelilerden ..."a vekâlet vermediği halde Mersin ili, Mezitli ilçesi, Bozön mahallesi 5-8 pafta ve 392 nolu tarla vasıflı taşınmazdaki hissesinin diğer şüpheliye devredildiğinden bahisle şikâyetçi olduğu, şüphelilerin alınan ifadelerinde müşteki tarafından verilmiş bir vekâletname bulunmadığı ve satış işlemi yapmadıklarını beyan ettikleri ancak dosya arasında yer alan tapu kayıtlarına göre taşınmazın 18/05/2012 tarihli ve 9196 yevmiye numaralı resmî senede göre Mehmet Osman Bayam adına satıldığı, müştekinin ise resmî senet altında yer alan imzanın kendisine ait olmadığını iddia etmesi karşısında, anılan satış işleminin tarafının beyanlarına başvurularak ve imza örnekleri alınarak resmî senet altında yer alan imzanın müştekiye ait olup olmadığı hususunda gerekli araştırma yapılarak şüphelilerin hukukî durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiği gözetilmeden, itirazın bu yönüyle kabulü yerine yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Müştekinin; 30/01/2018 tarihli dilekçesi ile Mezitli Bozön"de bulunan 392 parseldeki hisselerinin 30/07/2010 ve 30/11/2010 tarihli satış senetleriyle sahte vekaletlerle şüpheli Ahmet tarafından diğer şüpheli Mustafa"ya devredildiğini, kendisinin herhangi bir vekalet
vermediğini ve bunları kanıtlayan satış evraklarını tapudan temin ederek sunduğunu belirttiği, yine 20/02/2018 tarihinde verdiği dilekçe ile 1225 parselde de farklı tarihlerde hisselerinin resmi senetlerle habersiz şekilde satıldığını belirterek şikayetçi olmuş ise de ;
Şüpheli beyanları, getirtilen tapu kayıtları, şikayet dilekçesine ek olarak müşteki tarafından sunulan 30/07/2010 ve 30/11/2010 tarihli senetlere göre müştekinin iddia ettiği gibi şüpheliler adına çıkartılmış vekaletname ile satış ve alım işlemlerinin mevcut olmadığı, 392 parselde tek satış işleminin müşteki tarafından bizzat 18/05/2012 tarihinde Mehmet Osman Bayram"a vekaleten Mehmet Raci Bayram"a satıldığı, müştekinin şikayet ve itiraz dilekçesi içeriğinde belirttiği şekilde şüpheliler adına çıkartılmış sahte vekaletname ve satış işleminin bulunmadığı, şüphelinin 18/05/2012 tarihinde 392 parselde bulunan bir hissesi ile ilgili tapu müdürlüğünde Mehmet Osman Bayram vekili Raci Bayram ile yaptığı satış işlemine yönelik herhangi bir sahtecilik ve dolandırıcılık iddiasının aşamalarda bulunmadığı nazara alındığında; kovuşturmaya yer olmadığına dair karar ve buna itirazen verilen mercinin ret kararlarında isabetsizlik bulunmadığından; Mersin 4. Sulh Ceza Hâkimliğinin 08/04/2019 tarihli ve 2019/745 değişik iş sayılı kararına yönelik yapılan kanun yararına bozma isteminin REDDİNE, 10/02/2020 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
Karşı Oy
Maddi gerçekliğin ortaya çıkarılabilmesi bakımından 392 parsel sayılı taşınmazda devir işlemi yapılan kişisi soruşturma makamı tarafından dinlenerek satış/devir işleminin kim tarafından ve ne şekilde yapıldığı ile müştekiyi tanıyıp tanımadığı hususunun araştırılması gerektiği düşünüldüğünden kanun yararına bozma talebinin kabulü gerektiği kanaatiyle sayın çoğunluğuna katılmamaktayım.