Dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlarından şüpheli ... hakkında yapılan soruşturma evresi sonunda Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen 19/12/2018 tarihli ve 2018/60993 soruşturma, 2018/33454 sayılı kovuşturmaya yer olmadığına dair karara karşı yapılan itirazın reddine ilişkin Bakırköy 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/01/2019 tarihli ve 2019/173 değişik iş sayılı kararı aleyhine, Yüksek Adalet Bakanlığınca verilen 19/12/2019 gün ve 94660652-105-34-8044-2019 sayılı kanun yararına bozma talebine dayanılarak dava dosyası Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 31/12/2019 gün ve 2019/133557 sayılı tebliğnamesiyle dairemize gönderilmekle okundu.
Kanun yararına bozma isteyen tebliğnamede;
Dosya kapsamına göre, Birikim Gümrük Müşavirliği şirketi yetkilisi olan şüphelinin, gümrük işlemlerini yapması ve gümrük işlemleri için gerekli olan bedellerin ödenmesi için müşteki tarafından kendisine ödenen toplam 126.801,75 Türk lirası parayı ilgili işlemlere sarfetmeyip, sözleşmeye ve hukuka aykırı olarak şahsi amaçlarla kullandığını kabul ve beyan ettiği, dosya arasında bulunan ve tarafların birlikte imzaladıkları 08/10/2018 tarihli protokolde de bu hususun ikrar edildiği nazara alındığında, şüphelinin zilyetliğin devri amacı dışında tasarrufta bulunduğuna dair kamu davası açmak için yeterli şüphenin mevcut olduğu cihetle, şüphelinin eyleminin 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 155/1. maddesinde yer alan güveni kötüye kullanma suçunu oluşturduğu gözetilerek, anılan suçun karar tarihinde yürürlükte bulunan 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik ile uzlaştırma kapsamında olduğu anlaşıldığından, uzlaştırma işlemlerinin yapılması için dosyanın uzlaştırma bürosuna gönderilmesi ve sonucuna göre şüphelinin hukukî durumunun takdir ve tayin edilmesi gerektiği gözetilmeksizin, kovuşturmaya yer olmadığına dair karara yönelik itirazın bu yönüyle kabulü yerine, yazılı şekilde reddine karar verilmesinde isabet görülmemiştir.
5271 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 309. maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu kanun yararına bozma talebine dayanılarak ihbar olunmuştur.
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
Gümrük müşavirliği şirketi temsilcisi ve ortağı olan şüphelinin şirket adına, müştekiye ait şirket ile ithalat işlerinin ve ödemelerinin yürütülmesi konusunda 2017 yılında sözleşme yaptığı ve bu sözleşmeye istinaden vergi beyannameleri için müşteki tarafından verilen 126. 801,75 TL parayı gümrük işlerinde harcamayarak şahsi işleri için harcadığı, sonrasında geri ödeme için taraflar arasında protokol yapıldığı ve 6 adet senet düzenlendiği halde bu senetlerinde ödenmediği ve icra takiplerinin de adres terki nedeniyle sonuçsuz kaldığı iddiası nazara alındığında ; protokolde de belirtildiği üzere şüphelinin verilen parayı amacı dışında şahsi işleri için kullandıklarını belirttiği ve kamu davası açmak için yeterli şüphenin mevcut olduğu gözetilerek şüphelinin hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken yazılı şekilde kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verilmesinde isabet bulunmaması nedeniyle kanun yararına bozmaya atfen düzenlenen ihbarnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden Bakırköy 7. Sulh Ceza Hâkimliğinin 14/01/2019 tarihli ve 2019/173 değişik iş sayılı kararının BOZULMASINA, aynı maddenin 4. fıkrasının (a) bendi uyarınca müteakip işlemlerin mahallinde merciince yerine getirilmesine, 10/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.