1. Hukuk Dairesi 2019/3717 E. , 2020/6285 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ . HUKUK DAİRESİ
Davacı, mirasbırakan babası Süleyman Yücel’in maliki olduğu 220 parsel sayılı taşınmazını davalılara satış suretiyle devrettiğini, temlikin kız çocuklarından mal kaçırma amaçlı, bedelsiz ve muvazaalı olduğunu, mirasbırakanın taşınmaz satmaya ihtiyacının bulunmadığını ileri sürerek, tapu kaydının iptali ile miras payı oranında adına tescile, olmadığı takdirde tazminata karar verilmesini istemiş, yargılama sırasında ölümü üzerine mirasçıları davaya devam etmişlerdir.
Davalılar, mirasbırakanın paylaştırma kastıyla hareket ettiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, temliklerin paylaştırma amacı ile yapıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş, davacı vekilinin istinaf başvurusu üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi .Hukuk Dairesi tarafından muvazaa olgusunun sabit olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nun 353/1.b.2 maddesi gereğince kabulü ile ilk derece mahkemesi hükmünün ortadan kaldırılarak oy çokluğuyla davanın kabulüne ilişkin olarak verilen karar Dairece; “davacı tarafın süresinde tanık ismi bildirmediği, davalı tanığı olarak dinlenen dava dışı mirasçılar ... ile ... ise, mirasbırakanın sağlığında mallarını paylaştırdığı, erkek çocuklarına taşınmaz, kız çocuklarına altın verdiği şeklinde beyanda bulunmuşlardır. Tanıklar ... ve ... davanın kabulü halinde hak sahibi olacak kişilerdir. Bu durumda davalı tanık beyanlarına itibar edilmesi gerektiği açıktır. Kaldı ki, mirasbırakanın diğer mirasçıları ile bir problemi olmayıp dosyaya diğer mirasçılarından mal kaçırmasını gerektirir bir bilgi de sunulmamıştır. Salt bedeller arasındaki farkın tek başına muvazaanın kanıtı olamayacağı, bu durumda da, toplanan deliller ve yukarıda değinilen ilkeler ibirlikte değerlendirildiğinde temliklerin mal kaçırmak amaçlı ve muvazaalı olduğu iddiasının kanıtlanamadığı sonucuna varılmaktadır. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile kabulüne karar verilmesi doğru değildir.” gerekçesiyle bozulmuş, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla Tetkik Hâkimi ...’un raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak karar verilmiştir. Davacıların yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle, usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı 10.00. TL bakiye onama harcının temyiz eden davacılardan alınmasına, 26.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.