Abaküs Yazılım
13. Daire
Esas No: 2015/3443
Karar No: 2021/4073
Karar Tarihi: 30.11.2021

Danıştay 13. Daire 2015/3443 Esas 2021/4073 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
ONÜÇÜNCÜ DAİRE
Esas No:2015/3443
Karar No:2021/4073

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Fonu (...)
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının iptale ilişkin kısmının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına düzenlenen 50.015,11-TL tutarındaki ...tarih ve ...sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...İdare Mahkemesi'nce Dairemizin ...tarih ve E:..., K:...sayılı bozma kararına uyularak verilen kararda; İmar Bankasının ... Şubesi'nde ...'la bağlantısı bulunan ... adına açılmış 831.963,66-ABD Doları tutarlı, ...nolu hesap ile ...'ın şoförü olan ... adına açılmış 417.425,45-ABD Doları tutarlı, ...nolu hesabın 03/07/2003 tarihinde kapatılarak, bu iki hesaptaki 1.074.000-ABD Dolarının, tasarruf mevduatı sigortası güvencesinden yararlanmak amacıyla adı geçen kişilerle bağlantısı bulunan 30 ayrı kişi adına açılan her biri 35.800-ABD Doları tutarındaki mevduat hesaplarına aktarıldığı, buna ilişkin tespitlere 10/12/2003 tarihli inceleme raporunda yer verildiği, ancak muvazaalı hesaplar arasında bulunmasına rağmen davacı adına açılan ...nolu hesap, sehven 5021 sayılı Kanun ve bu Kanun uyarınca çıkartılan 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu kararı kapsamındaki bir hesap gibi değerlendirilerek, bu düzenlemeler uyarınca davacıya Fon'ca ödeme yapılmak üzere adına Ziraat Bankası A.Ş. ... Şubesi'nde 50.015,10-TL tutarlı hesabın açıldığı, hesabın Ziraat Bankası A.Ş. ... Şubesi'ne aktarılmasından sonra, davacıya 21/01/2004 ve 20.04.2004 tarihlerinde toplam 15.089,71-TL ödeme yapıldığı, söz konusu hesabın muvazaalı olduğunun anlaşılması üzerine Ziraat Bankası A.Ş. ... Şubesi tarafından davacının hesabına bloke konularak bakiye tutar olan 39.016,39-TL'nın davacıya ödenmediği ve davacının borcunun açılan hesap tutarı olan 50.015,10-TL olduğundan bahisle, bu tutarın 6183 sayılı Kanun kapsamında takip ve tahsili amacıyla 01/02/2005 tarih ve 4079 sayılı ödemeye çağrı mektubunun düzenlendiği, borcun vadesinde ödenmemesi nedeniyle dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, davacı adına 5021 sayılı Kanun ve 2003/6668 sayılı Bakanlar Kurulu kararınca ödeme yapılmak üzere Ziraat Bankası A.Ş. ... Şubesi'nde açılan hesabın muvazaalı olması nedeniyle ödeme yapılmayacak hesaplar arasında bulunduğu açık olduğundan, bu hesaptan davacıya yapılan ödemelerin Fon alacağı olduğu ve 6183 sayılı Yasa uyarınca takip edilebileceği, ancak, davacının söz konusu ödeme emrindeki miktar kadar hesaptan tarafına ödeme yapılmadığı iddiasında bulunduğu ve bu iddianın 6183 sayılı Kanun'un 58. maddesi uyarınca "böyle bir borcun olmadığı" kapsamında değerlendirilmesi gerektiği, dosyada yer alan bilgi ve belgelerden, davacıya ödeme emrinde belirtilen miktar kadar, diğer bir ifadeyle bu hesap açıldıktan sonra davacıya hesabının tamamı kadar ödeme yapılmayıp, faiziyle birlikte 15.089,71-TL'lik kısmının ödendiği, davalı Fon tarafından konulan tedbir ile Bankadan davacıya bu rakam üzerinde herhangi bir ödeme yapılmadığı, dolayısıyla davacıya yalnızca 15.089,71-TL ödeme yapıldığı, her ne kadar hesapta bu rakamdan fazla (ödeme emrinde belirtilen miktar kadar) bir meblağ bulunsa da konulan tedbir uyarınca, bakiye tutarın Fon tarafından alacağına mahsup edilmek üzere adı geçen Bankadan istenilebileceği, bu nedenle kalan bakiyenin davacıya ödenme zorunluluğu bulunmadığı, dolayısıyla mevcut olan Fon alacağının davacıya ödemesi yapılan 15.089,71-TL olduğu ve dava konusu ödeme emrinin de anılan meblağ ile sınırlı olması gerektiği, söz konusu meblağdan artan kısmın istenilmesinde ise hukuka uygunluk bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
Belirtilen gerekçelerle dava konusu ödeme emrinin 34.925,40-TL'lik kısmının iptaline, 15.089,71-TL'lik kısmı yönünden ise davanın reddine karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, davacının dava dilekçesindeki iddialarının ödemeye çağrı mektubuna ilişkin olduğu, söz konusu iddiaların ödeme emrine karşı açılan davada incelenemeyeceği, kararın dava konusu ödeme emrinin kısmen iptali bakımından bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyiz edilen kararın usul ve hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onüçüncü Dairesi'nce, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Davalı idarenin temyiz isteminin reddine,
2. Yukarıda özetlenen gerekçeyle dava konusu işlemin kısmen iptali, davanın kısmen reddi yolundaki .... İdare Mahkemesi'nin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyize konu iptale ilişkin kısmında, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenlerinden hiçbirisi bulunmadığından anılan Mahkeme kararının ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın anılan Mahkeme'ye gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un Geçici 8. maddesi uyarınca, bu kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (on beş) gün içerisinde kararın düzeltilmesi yolu açık olmak üzere, 30/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi