MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Nitelikli dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 158/1-a, 52, 53. maddeleri gereğince mahkumiyet

Nitelikli dolandırıcılık suçundan sanığın mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık müdafiii tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü:
Halen geçerliliğini sürdüren 10/06/1942 gün 26-16 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulu Kararı ile Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 09/05/2017 gün ve 2014/469 Esas, 2017/260 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere merci tayini kararları kesin olup, tekrar değerlendirme konusu yapılamayacağı, somut olaya ilişkin yapılan yargılama sırasında da, Sincan 2. Ağır Ceza Mahkemesi ve Sincan 2. Asliye Ceza Mahkemesi arasında çıkan görev uyuşmazlığı sonucunda, Yargıtay 5. Ceza Dairesi’nin 22/12/2011 tarih ve 2011/14161 E, 2011/25665 K sayılı ilamıyla Sincan 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verildiği anlaşılmakla, bu kapsamda yapılan incelemede;
Katılanın çalışmakta olduğu kuruma iş için gelen ... ve onun yanında bulunan, kendisini ... ismi ile tanıtan sanık ... ile tanıştıkları, tanışmalarını izleyen günlerde sanık ..."nın telefonla katılanı arayarak onu rüyasında gördüğünü, Peygamberin ona Kur-an verdiğini, mutlaka görüşmeleri gerektiğini ifade etmesi üzerine katılanın arkadaşı tanık ... ile birlikte Kızılay semtinde bir kafeteryada sanık ... ile buluştukları, sanık ..."nın katılanın falına baktığı, izleyen günlerde kendisini ... ismi ile tanıtan sanık ..."nın katılanın evine gittiği, evinde de falına baktıktan sonra evinde ve mal varlıklarında büyü olduğunu, bu büyünün bozulması gerektiğini aksi halde hayatında olumsuzluklar olacağını ifade ederek katılanın sergilediği hileli hareket ve sözlerle güvenini sağlayarak ona ait bir kısım altın ve paraları büyü bozma bahanesi ile aldığı ve bir daha geri vermediği, bu şekilde sanığın nitelikli dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; her ne kadar sanık savunmalarında üzerine atılı suçu işlemediğini belirtmişse de; katılanın aşamalardaki istikrarlı beyanları, tanıkların anlatımları ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eylemi sonucu nitelikli dolandırıcılık suçunun sübut bulduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabul ve uygulmasında bir isabetsizlik görülmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanık müdafiinin suçun sabit olmadığı, mahkumiyete yeter derecede delilin mevcut olmadığı gerekçesine ilişkin temyiz itirazlarının reddiyle, hükmün ONANMASINA, 10/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.