
Esas No: 2020/1114
Karar No: 2020/8096
Karar Tarihi: 07.12.2020
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2020/1114 Esas 2020/8096 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 05.12.2019 gün ve 2019/1608 Esas- 2019/8346 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde dahili davalılardan Hazine vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
7201 sayılı Tebligat Kanunu, 19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı Kanunla değiştirildikten sonra, gerçek kişilere yapılacak tebligatla ilgili olarak iki aşamalı bir yol benimsenmiştir.
1) Bu kanun değişikliğine göre, muhatabın adres kayıt sistemindeki adresine, Kanunun 21/2. maddesi uyarınca doğrudan tebligat yapılması mümkün değildir. Muhataba çıkarılan ilk tebligat, öncelikle bilinen veya gösterilen en son adresine, mavi renkli zarf kullanılmaksızın ve adres kayıt sistemindeki adres olduğuna ilişkin şerh verilmeksizin Kanunun 10. maddesine göre normal bir şekilde çıkarılmalıdır. Muhatabın bu adreste bulunmaması durumunda, tebliğ memurunca Kanunun 20 ve 21. maddesinin birinci fıkrası ile Tebligat Yönetmeliğinin 29. maddesi uyarınca, muhatap lehine olan araştırmalar yapılarak tebligatın kendisine ulaşması ve bilgilendirme işlemlerinin yerine getirilmesi gerekir.
2) Muhatabın gösterilen adresten sürekli olarak ayrılması ve yeni adresinin de tebliğ memurunca tespit edilememesi durumunda, tebliğ evrakının tebligatı çıkaran mercie geri gönderilmesi gerekir. Ancak bu aşamadan sonra, Kanunun 10/2 ve Yönetmeliğin 16/2. maddeleri nazara alınarak, tebliğ evrakının açık mavi renkli zarfla, adresin muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresi olduğu belirtilerek, Kanunun 21/2. maddesine göre tebliği mümkün olabilecektir.
Tebligat Kanununun 10/2 ve 21/2. maddeleri farklı şekilde yorumlanarak, başka adresi bilinmediği gerekçesiyle muhatabın adres kayıt sistemindeki yerleşim yeri adresine doğrudan doğruya 21/2. maddesine göre tebligat çıkartılması ve bu hükme göre tebliğ edilmesi, yukarıda belirtilen hükümlere aykırı olduğundan ve muhatabın savunma hakkını kısıtlayacağından usulüne uygun değildir.
Yukarıda açıklanan ilkeler ışığında somut olaya gelince,
1) Davalılardan ...’a, 1930 doğumlu ...’a, 1951 doğumlu ...’a ve ...’e Dairemizin 2019/1608 Esas ve 2019/8346 Karar sayılı ilam tebligatının iade edildiği, adı geçen davalılara ilam tebligatının tekrar çıkarılıp çıkarılmadığına yönelik tebligat tutanaklarının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla tebligatlar çıkartılmış ise tebligat tutanaklarının dosya arasına alınması çıkartılmamış ya da bulunamaması halinde ise tekrar ilam tebligatlarının yapılması,
2) Davalılardan ...’a Dairemizin 2019/1608 Esas ve 2019/8346 Karar sayılı ilam tebligat tutanağının dosya içerisinde bulunmadığı anlaşılmakla tebligat çıkartılmış ise tebligat tutanağının dosya arasına alınması çıkartılmamış ya da bulunamaması halinde ise tekrar adı geçen muhataba tebligatın yapılması,
3) Davalılardan ...’nin yargılama sırasında vefat ettiği anlaşıldığından adı geçen davalıya ait mirasçılık belgesinin dosya arasına eklenmesi,
Belirtilen eksiklikler giderildikten sonra karar düzeltme incelemesi yapılmak üzere Dairemize gönderilmesi için dosyanın MAHKEMESİNE İADESİNE, 07.12.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.