
Esas No: 2016/29040
Karar No: 2018/3956
Karar Tarihi: 29.03.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2016/29040 Esas 2018/3956 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı mahkemenin görevsizliğine dair verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı avukat, davalı tarafından 18.1.2006 tarihinde verilen vekaletnameye istinaden davalının tarafı olduğu dava ve icra dosyalarını takip ederek hukuki yardımda bulunduğunu, dosyaların takibi için gerekli harç ve masrafların davalı tarafından ödenmemesi ve kendisine ulaşılamaması üzerine ... 13. Noterliğin’ce keşide edilen 13.5.2013 tarihli ihtarname ile istifa ettiğini bildirerek vekalet ücretleri ile tarafınca yapılmış olan masrafların ödenmesi talep edilmesine rağmen herhangi bir ödeme yapılmaması üzerine başlatılan icra takibinin davalının itirazı üzerine durduğunu ileri sürerek itirazın iptali ile takibin devamına, davalı aleyhine icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, uyuşmazlığın vekalet ilişkisinden kaynaklandığı ve dava tarihi itibarıyle görevli mahkemenin Tüketici Mahkemesi olduğu gerekçesiyle Tüketici Mahkemeleri’ne görevsizlik kararı verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
6502 Sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanunun 3.maddesine göre tüketici; ticari veya mesleki olmayan amaçlarla hareket eden gerçek veya tüzel kişiyi, tüketici işlemi; mal veya hizmet piyasalarında kamu tüzel kişileri de dâhil olmak üzere ticari veya mesleki amaçlarla hareket eden veya onun adına ya da hesabına hareket eden gerçek veya tüzel kişiler ile tüketiciler arasında kurulan, eser, taşıma, simsarlık, sigorta, vekâlet, bankacılık ve benzeri sözleşmeler de dâhil olmak üzere her türlü sözleşme ve hukuki işlemi ifade eder.
6502 sayılı yasanın 73. maddesi, bu kanunun uygulanması ile ilgili her türlü ihtilafa Tüketici Mahkemelerinde bakılacağını öngörmüştür.
Bir hukuki işlemin sadece 6502 sayılı yasada düzenlenmiş olması tek başına o işlemden kaynaklanan uyuşmazlığın Tüketici Mahkemesinde görülmesini gerektirmez. Bir hukuki işlemin 6502 sayılı yasa kapsamında kaldığının kabul edilmesi için taraflardan birinin tüketici olması gerekir. Eldeki davada davacı, vekalet ücreti alacağının tahsili amacıyla başlatılan takibe vaki itirazın iptalini istemiştir. Vekalet ücreti alacağına konu dosyalar incelendiğinde, davacı tarafından davalının ticari işlerine ilişkin dava ve takip dosyaları yönünden hukuki yardımda bulunduğu anlaşılmaktadır. Bu durumda davalı 6502 sayılı yasada tanımlanan tüketici vasfını taşımadığından taraflar arasındaki ilişkinin 6502 sayılı yasa kapsamı dışında kaldığı anlaşılmaktadır. Taraflar arasındaki uyuşmazlık, Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun kapsamı dışında kaldığına göre davaya bakma hususunda genel mahkemeler görevlidir. O halde, mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde Tüketici Mahkemesi’ne görevsizlik kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-3 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 29/03/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.