
Esas No: 2010/11017
Karar No: 2012/2000
Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2010/11017 Esas 2012/2000 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, işe girerken sağlık kurulu raporu bulunmayan ve daha sonra işe girmeden önce hastalığının mevcut olduğu anlaşılan sigortalıya yapılan tedavi giderlerinin 506 sayılı Yasanın 41. maddesi gereğince tahsili için yapılan icra takibine itirazın iptali ile takibin devamına ve icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesi istemine ilişkindir.
Mahkeme, ilamında belirtildiği şekilde isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün,davacı avukatı tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.
İtirazın iptali davasına konu icra takibinin hukuksal dayanağı 506 sayılı Yasanın 41.maddesi olup, bu madde hükmü ile “ çalışma mevzuatına göre sağlık raporu alınması gerektiği halde böyle bir rapora dayanılmaksızın ... çalıştırılan sigortalının bu işe girişinden önce var olduğu tespit edilen .... hastalığı için kurumca yapılan hastalık sigortası masraflarının tümü işverene ödettirilir.” hükmü öngörülmektedir.
Davacı ..., sarf ve gider tarihinden itibaren 10 yıl içinde iş bu rücu davasını açabilir. ....sigortalının halefi olarak dava açmakta olup, sözleşmeye dayanan davalarda Borçlar Kanununun 125.maddesine göre zamanaşımı süresi 10 yıldır. Bu nedenle tedavi giderlerinin yapıldığı tarihten itibaren henüz zamanaşımı süresi geçmediğinden davanın esasına girilmelidir.
Anılan maddeye göre, işverenin Kuruma karşı parasal sorumluluğunun doğması için;
1-Çalışma mevzuatına göre işçi yönünden sağlık raporu alınması gerektiği halde,
A)Böyle bir rapora dayanılmaksızın,
B)Veya eldeki rapora aykırı olarak,
C)Bünyece elverişli bulunmadığı bir işde çalıştırılmış olması,
2-Sigortalının hastalığının,
a)Bu işe girişinden önce var olduğunun saptanması,
b)Veya böyle bir işte çalıştırılması sonucu meydana gelmesi,
3-Bu hastalık nedeniyle Kurumca, hastalık sigortası hükümleri gereği masraf yapılmış olması,
Koşullarının tümüyle gerçekleşmesi, Kurumun giderlerde bulunmasına neden olan hastalık olayı ile işverenin yükümünü yerine getirmemesi arasında uygun neden sonuç bağının bulunması, sigortalının yaptığı işin ağır ve tehlikeli işler kategorisine girmesi yanında yaptığı işinde ağır ve tehlikeli işlerden sayılması gerekmektedir.
Bu nedenle mahkemece, öncelikle davalı işverenlerin vizite kağıdındaki imzaların aidiyeti konusunda itirazda bulunduklarından bu husus üzerinde durularak imzanın aidiyeti araştırılmalı, daha sonra sigortalının yaptığı işin ağır ve tehlikeli bir iş mi, yoksa hafif bir iş mi olduğu araştırılıp saptanmalıdır. Şayet, ağır ve tehlikeli işlerden sayıldığı takdirde hastalığın, işe girmezden önce var olup olmadığı konusunda uzman kuruluşlardan sorulmalı, sonucuna göre değerlendirme yapılmalı, hastalığın sigortalının işe girmesinden sonra ortaya çıktığı açıklığa kavuştuğu takdirde, hastalığın, sigortalının bünyece elverişli olmayan bir işte çalıştırılmasından kaynaklanıp kaynaklanmadığı yöntemince saptanmalıdır.
Belirtilen nedenlerle, sigortalının işyeri sigortalısı olduğu dönemde yapılan masraflardan davalıların sorumlu olup olamayacakları saptanarak hüküm kurulması gerekirken, belirtilen yönde araştırma ve inceleme yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması, usule ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O halde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ:Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,13.02.2012 gününde oybirliğiyle karar verildi.