Abaküs Yazılım
5. Daire
Esas No: 2019/2712
Karar No: 2021/4143
Karar Tarihi: 29.11.2021

Danıştay 5. Daire 2019/2712 Esas 2021/4143 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
BEŞİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/2712
Karar No : 2021/4143



Temyiz Eden (Davacı) : ...

Karşı Taraf (Davalı) : ... Mahkemesi Başkanlığı / ...

İstemin Özeti : Davacı tarafından, davalı idare bünyesinde Veri Hazırlama Kontrol İşletmeni olarak görev yapmakta iken 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4/1-(g) maddesi uyarınca Terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplara üyeliği, mensubiyeti veya iltisakı yahut bunlarla irtibatı olması nedeniyle kamu görevinden çıkarılmasına ilişkin 30/12/2016 tarih ve 2016/19 sayılı Anayasa Mahkemesi Başkanlığı işleminin iptali ile 10.000,00 TL maddi, 300.000,00 TL manevi tazminatın ödenmesine karar verilmesi istemiyle açılan davanın reddi yolunda verilen ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararına karşı yapılan istinaf başvurusunun reddine ilişkin ... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
Temyiz İsteminde Bulunan Davacının İddialarının Özeti: Davacı tarafından; FETÖ/PDY ile irtibat ve iltisaka delil olarak gösterilen kriterlerden hiçbirinin şahsında bulunmadığı, Bylock kullanmadığı, Bank Asya'ya para yatırmadığı, örgütle iltisaklı sendikalarda üyeliğinin bulunmadığı, işlendiği zaman kanunda suç olarak tanımlanmayan legal faaliyetlerin terör örgütü ile iltisak ve irtibata delil olarak kabul edilmesinin hukuka aykırı olduğu, hukuki güvenlik ilkesinin ihlal edildiği, işlemin dayanağı olan tanık ifadelerinin tarafına bildirilmediği, ifade veren tanıklar hakkında hiçbir araştırma yapılmadan, itibar edilebilir bir beyan verip vermediği hususu değerlendirilmeden verilen kararın adil yargılanma hakkına aykırı olduğu, tanık ifadelerinin yeterli delil olarak sayılıp sayılmayacağının mahkemece değerlendirilmesi ve hukuki yönden gerekçelendirilmesi gerektiği, savunma ve hukuki dinlenilme hakkının ihlal edildiği iddia edilmektedir.

Davalı İdarenin Savunmasının Özeti: Davalı idare tarafından; 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname'nin 4. maddesinde; terör örgütlerine veya Milli Güvenlik Kurulunca Devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğuna karar verilen yapı, oluşum veya gruplar ile irtibatı, iltisakı, üyeliği veya mensubiyeti olduğu değerlendirilen personelin, birim amirinin teklifi üzerine atamaya yetkili amirin onayı ile kamu görevinden çıkarılacağının öngörüldüğü, davacının bu yapı ile ilgisi olduğuna dair sosyal çevre bilgisi, tanıkların zaman içinde oluşan ve beyanlarına da yansıyan ortak kanaatleri ile aynı konuda inceleme yapılan diğer personelin tanıklıkları, soruşturma kapsamında diğer kurum ve kuruluşlardan gelen bilgi ve belgeler dikkate alınarak davacının, söz konusu yapı ile kamu görevinde kalmasıyla bağdaşmayacak nitelikte bağı olduğu değerlendirilerek tesis edilen dava konusu işlemin hukuka uygun olduğu belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.

Danıştay Tetkik Hakimi : ...

Düşüncesi : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Dava Dairesi kararının gerekçe eklenmek suretiyle onanması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Beşinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 334. maddesi uyarınca adli yardım talebi ... İdare Mahkemesinin ... tarih ve E:... sayılı kararıyla kabul edilmiş olan davacının, aynı Kanun'un 335. maddesinin 3. fıkrasında yer alan "adli yardım, hükmün kesinleşmesine kadar devam eder." düzenlemesi gereğince temyiz aşamasındaki adli yardım talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilerek gereği görüşüldü:
Bölge idare mahkemesi idare dava daireleri tarafından verilen kararların temyiz yolu ile incelenerek bozulabilmeleri, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 49. maddesinde belirtilen nedenlerden birinin varlığı halinde mümkün olup, davacı tarafından ileri sürülen hususlar bunlardan hiçbirisine uymamaktadır.
Diğer yandan, davacı tarafından dava konusu işlem tesis edilirken hiçbir belge sunulmadığı ve tarafına savunma hakkı tanınmadığı ileri sürülmekte ise de; 667 sayılı Olağanüstü Hal Kanun Hükmünde Kararnamesine dayanılarak tesis edilen dava konusu işlem, disiplin cezası niteliğinde olmayıp "göreve son" müessesesinin bir örneği olduğundan bu şekilde göreve son verme halinde ilgililerin savunmasının alınması zorunlu olmamakla birlikte; İdare Mahkemesi ara kararı ile istenmesi üzerine davalı idarece dosyaya sunulan dava konusu işleme dayanak bilgi ve belgelerin incelenmesinden; davalı idare bünyesinde 667 sayılı Kanun Hükmünde Kararname uyarınca oluşturulan komisyon çalışmaları kapsamında ifadesine başvurulan tanıkların, davacının FETÖ/PDY ile ilişkisi olduğu kanaatinde olduklarını beyan ettikleri, davacının tanık beyanlarına karşı cevaplarını sunabilmesi için komisyonca dinlenildiği, davacının 02/08/2016 tarihli yazılı savunmasında FETÖ/PDY ile herhangi bir bağlantısının olmadığını beyan ettiği, daha sonra verdiği ek yazılı savunmasında ise FETÖ/PDY'ye bağlı liseden mezun olduğunu, babasının 15 Temmuz sonrası tutuklandığını ve uygun görülmesi halinde istifa etmek istediğini davalı idareye bildirdiği, davacının sözlü savunmasında ise FETÖ/PDY'nin evlerinde kaldığını, itaate zorlandığı ama itaat etmediğini daha sonra irtibatını kestiğini, ilişkisinin menfaat ilişkisi olduğunu, Anayasa Mahkemesine girdikten sonra sohbete çağrıldığını ancak kabul etmediğini beyan ettiği görüldüğünden kamu görevinden çıkarma işlemi tesis edilirken yazılı ve sözlü savunması alındığı anlaşılan davacının anılan iddiasına itibar edilmemiştir.
Öte yandan, her ne kadar Bölge İdare Mahkemesi İdare Dava Dairesi kararında; "..UYAP üzerinden yapılan sorgulamada, ... Cumhuriyet Başsavcılığının ... sayılı soruşturma dosyasında davacı hakkında "Silahlı Terör Örgütüne Üye Olma" suçundan soruşturmanın devam ettiği.." hususu hükme esas alınmış ise de, bu durumun davacı aleyhine bir durum olarak değerlendirilmesi masumiyet karinesi gereğince mümkün değildir.

Dava dosyası ve UYAP kayıtlarının incelenmesinden; ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararı ile davacı hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan açılan ceza davasında, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun (CMK) 223. maddesinin 2. fıkrasının (e) bendi uyarınca anılan suçu işlediğinin sabit olmadığı (delil yetersizliği) gerekçesiyle beraatine karar verilmiştir. UYAP ortamında yapılan inceleme sonucu anılan kararın istinaf aşamasında olduğu görülmüştür.

Bununla birlikte, bir kamu görevlisi hakkında terör örgütüne üyelik ve mensubiyeti olmasa da bu terör örgütü ile iltisaklı veya irtibatlı olması nedeniyle kamu görevinden çıkarılmasına yönelik olağanüstü idari tedbirin uygulanabilmesi karşısında, anılan kamu görevlisi hakkında "silahlı terör örgütüne üye olmak" suçundan açılan ceza davasında beraat kararı verilmiş olmasının, ilgili hakkında anılan olağanüstü tedbirin hukuka uygunluğu yönünden yürütülen yargılama faaliyeti için bağlayıcı olmayacağı açıktır.
Bu durumda, somut olayda davacının terör örgütüne üyelik suçundan, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun (CMK) 223/2-e maddesi uyarınca anılan suçu işlediğinin sabit olmadığı (delil yetersizliği) gerekçesiyle beraat etmiş olmasının, FETÖ/PDY ile iltisak ve irtibatının bulunup bulunmadığı yönünden farklı bir değerlendirme yapılmasına hukuki engel oluşturmayacağı gibi idari yargılama yönünden bağlayıcılığı da bulunmamaktadır.

Bu itibarla, davacı hakkında yürütülen ceza yargılaması neticesinde, ... Ağır Ceza Mahkemesinin ... tarih ve E:..., K:... sayılı kararında yer alan ''...dosya kapsamında dinlenen Tanık A.Ö'un "...17/25 Aralık öncesinde ..., Anayasa Mahkemesine katip olarak gitmişti. Bu dönem öncesinde tanışmıştım. Kendisini benimde katılmış olduğum örgüt sohbetlerinde 2-3 sefer gördüm. Bu sohbetlerde yalnızca dini sohbet yapılırdı. Örgüte katkı sağlamamızı isteyen herhangi bir talepte bulunulmazdı. ...'ın örgüt içerisinde bir yeri olup olmadığını bilmiyorum. Anayasa Mahkemesine katip olarak atanmasında örgütün desteğini alıp almadığını bilmiyorum'' şeklinde beyanda bulunduğu, Tanık H.K.'ın ise "...Ben örgütün katip kadrosunda idim. Gizli toplantılara katılabilen biriydim. Kütahya Adliyesinde çalışıyordum. Ancak Tavşanlı'da oturuyordum. Bahsettiğim gizli toplantılar herkesin katılamayacağı, daha çok örgüt içi kariyer planlaması, tayin, terfi konularının konuşulduğu mütevelli toplantısı diye anılan toplantılardı. Bu toplantılara sıradan vatandaşlar katılamazdı. Diğer dini içerikli örgüt toplantılarına katılan vatandaşlar da katılamazdı. Bu gizli toplantılara katılabilmek için örgütle bağlılığının kanıtlanmış olması gerekirdi. ... benim gördüğüm kadarıyla örgütün genellikle dini konularının konuşulduğu sohbetlerine katılırdı. Yanlış hatırlamıyorsam 2010-2011 yılları arasında yahut 2012 de olabilir, bu toplantılara katıldığını görmüştüm. Sıklıkla gördüğüm söylenemez. Domaniç te çalışıyordu. Domaniç'te bir örgüt yapılanması yoktu, Tavşanlı'ya geldiği zamanlarda sohbet toplantılarında 4-5 kez görmüşlüğüm vardır. Babası da bildiğim kadarıyla bu yapı ile bağlantılı biridir. Örgütün içerisinde derecelendirme sistemi vardır. Benim örgüt mensubu olduğum zamanda bu derecelendirme 1 den 5 e kadardı. ... tahminime göre 3 ya da 4. Derecede olacak biri idi. Bu kişiler örgüte yeni gelmiş, yapıyı bilen, ara ara toplantılara, sohbetlere gelen, ancak örgüte çok katkısı olmayan kişilerdir. ...'ın derecesinin bu olduğunu düşünüyorum. Örgüte bir yardım yapıp yapmadığını, himmet, burs, kurban vb. yardımlarda bulunup bulunmadığını bilmiyorum. ... sanırım 2012 ya da 2013 yıllarında örgüt bağlantısı ile Anayasa Mahkemesine katip olarak gitmişti. Normalde örgütle bağlılığını kanıtlamış kişiler bu tip görevlere getirilirler. Örgüt zeki kişileri seçer ve örgüt içerisinde kariyer planlamasında hızlıca yükseltirler. ... bildiğim kadarıyla Hukuk Fakültesi öğrencisi idi. 6-7 yılda bitirememişti. Ben örgütün ...'ı hakim, savcı yapma ihtimaline binaen bu tip bir göreve getirdiğini düşünüyorum. Bana göre ... örgüte bağlılığını kanıtlamış biri değildir. Eğer öyle olsaydı benim katıldığım gizli toplantılara mutlaka katılırdı. Dediğim gibi ...'ın hakim, savcı olma ihtimali olma durumu gözetilerek böyle bir yere getirildiğini tahmin ediyorum dedi. Ben ... 'ın örgütten bir talimat alıp bunu yerine getirip getirmediğini bilmiyorum. Yalnızca Anayasa Mahkemesine atanma sürecinde İ.T. İsimli rehber öğretmen olan ve bizim de gizli toplantılarımıza aracılık eden kişinin ...'a bu Anayasa Mahkemesine katip olma teklifini götürdüğünü biliyorum. Bunun haricinde ...'ın örgütsel talimatları yerine getirdiğine birebir şahit olmadım"..." tespitleri, temyize konu mahkeme kararında ve bakılmakta olan dava dosyasında yer alan diğer tespitler ile birlikte değerlendirildiğinde, davacının FETÖ/PDY silahlı terör örgütü ile iltisak ve irtibatının bulunduğu sonucuna varılmıştır.
... Bölge İdare Mahkemesi ... İdare Dava Dairesinin yukarıda belirtilen kararı ve dayandığı gerekçe hukuk ve usule uygun olup, bozulmasını gerektirecek bir sebep bulunmadığından, temyiz isteminin reddi ile anılan kararın yukarıda belirtilen gerekçenin eklenmesi suretiyle ONANMASINA, temyiz giderlerinin istemde bulunan üzerinde bırakılmasına, davacının adli yardım talebinin daha önce kabul edilmiş olması nedeniyle temyiz aşamasında tahsil edilmeyen yargılama giderinin tahsili için Mahkemesince müzekkere yazılmasına, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanununun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de belirtilen İdare Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın kararı veren ilk derece Mahkemesine gönderilmesine, 29/11/2021 tarihinde oybirliğiyle kesin olarak karar verildi.



Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi