1. Hukuk Dairesi 2019/1793 E. , 2020/6365 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ... BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 1. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen gaiplik, tapu iptali ve tescil davası sonunda, yerel mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından başvurunun esastan reddine karar verilmiş, karar, davalı Kayyım tarafından temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ..."ın düzenlemiş olduğu rapor okundu, açıklamaları dinlendi, dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü;
-KARAR-
Dava, 5737 sayılı Yasanın 17.maddesine dayalı olarak açılan gaiplik ve tapu iptal-tescil isteklerine ilişkindir.
Davacı, 247 ada 4 parsel sayılı taşınmaz malikleri "..." ve "... kızı ..."in gaip olduğunu, taşınmazın Vakıflar Yasası 17. Madde uyarınca vakıf adına tescil edilmesi gerektiğini, öncelikle davalıları temsilen kayyım atanması için taraflarına yetki verilmesini ileri sürerek taşınmaz maliklerinin gaip olduğunun tespiti ile taşınmazın Vakıf adına tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Kayyım, tapu iptal ve tescil davasının kayıt maliki aleyhine açılması gerektiğini belirterek davanın husumet yönünden ve esastan reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulüne dair verilen kararın istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yeterli araştırma yapılmadığı gerekçesiyle kararın kaldırılmasına karar verilmiş, mahkemece yapılan inceleme sonucunda davanın ispatlandığı gerekçesiyle kabulüne dair verilen kararın istinafı üzerine ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi tarafından yapılan araştırma ve inceleme sonucunda verilen kararın uygun olduğu gerekçesiyle başvurunun esastan reddine karar verilmiştir
Dosya içeriği ve toplanan delilerden; dava konusu 247 ada 4 parsel sayılı taşınmazın dayanak 22.09.950 tarihli beyanname, 3.12.948 tarihli- 948/219-220 sayılı veraset senedi, 7.6.314 tarihli tapu senedi ile 42/48 pay oranında ...:... kızı adına ve 6/48 pay oranında ... adına tespit gördüğü, 22.9.950 tarihli beyanname içeriğinde "05/Muharrem 1316 ve 394 sıra nolu tapu kaydı dedem Himmet"in .. de iken 326 senesinde vefatla ibraz ettiğim veraset senedine göre annem ... ile büyükannem ... intikal lazım geldiğinden namlarına tahdit ve tespitini dilerim. Bu arsa üzerine yabancı bir şahıs tarafından gecekondu yapılarak fuzuli işgal yapılmaktadır. Gereken muamelenin yapılmanı dilerim" yazısının bulunduğu, dilekçe sahibinin "oğlu ... ..." yazılarak imza edildiği, adres olarak... caddesi ... oğulları ... Fabrikasında telefon 21541" yazıldığı, dayanak 948/219-220 sayılı veraset senedinin incelenmesinde; ... köyünden Kuzu oğlu ..."in 20.Şubat 326 yılında vefatı ile karısı ... ve oğlu ..."ın kaldığı, ..."ın da 15.09.332"de ölümü ile anası ..., karısı ... ve kızı ..."i bıraktığı, 13. Haziran 1333 senesinde Himmet"in ..."nin vefatı ile veraseti torunu ... kızı davacı ..."e münhasır olduğunun belirtildiği, adı geçenlere ... 1. Sulh Hukuk Mahkemesinin 14.04.2015 tarih 2015/145 E ve 2015/349 K sayılı ilamı ile eldeki davada temsil edilmek üzere kayyım atandığı kayden sabittir.
Somut olayda, yapılan araştırma ve incelemenin hüküm kurmaya yeterli olduğunu söyleyebilme imkanı yoktur.
Şöyle ki; dava konusu taşınmazın kadastro tutanağında Himmet adına ölü olduğu belirtilerek tespit yapıldıktan sonra 22.09.1950 tarihinde ... ... isimli kayıt maliki Himmet"in torunu olduğunu belirten kişinin Kadastro Müdürlüğüne müracaat ederek veraset ilamı sunduğu ve anılan veraset ilamı ile esas alınacak kayıt malikleri ... karısı ... ve kızı ... adına intikalen tescil ve tespitten bahsedildiği, mahkemece kayıt malikleri yönünden araştırma yapılmış ise de intikal için müracaat eden, adres telefon numarasını bildiren ... ..."in kim olduğu araştırılmadan sonucu gidildiği, bu hali ile hükmün hatalı olduğu anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; kadastro tespitine esas 22.09.1950 tarihli başvurunun sahibi ... ..."in kim olduğunun araştırılması, kayıt malikleriyle bağının olup olmadığının tespiti ile varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken anılan hususlar gözardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir.
Davalının yerinde bulunan temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373/1. maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA, İlk Derece Mahkemesi kararının yukarıda yazılı nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 371/1-a maddesi uyarınca BOZULMASINA, dosyanın kararı veren ... 25. Asliye Hukuk Mahkemesine, kararın bir örneğinin ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesine gönderilmesine, alınan peşin harcın davalı Kayyım"a geri verilmesine, 30.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.