Abaküs Yazılım
8. Daire
Esas No: 2019/10235
Karar No: 2021/5569
Karar Tarihi: 23.11.2021

Danıştay 8. Daire 2019/10235 Esas 2021/5569 Karar Sayılı İlamı

T.C.
D A N I Ş T A Y
SEKİZİNCİ DAİRE
Esas No : 2019/10235
Karar No : 2021/5569

TEMYİZ EDEN (DAVALI) : ...Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...

KARŞI TARAF (DAVACI) : ...Deniz ve Kara Taşımacılık Tic. Ltd. Şti.
VEKİLİ : Av. ...

İSTEMİN KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...gün ve E:..., K:...sayılı kararının, temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Rize ili, Ardeşen ilçesi açıklarında koordinatları belirtilen sahanın ruhsatlandırılması talebi ile Rize İl Özel İdaresi'ne yapılan başvurunun davalı idarece olumsuz görüş verilmesi üzerine reddedilmesi sonrasında, davalı idareye olumsuz olarak verilen görüşün yeniden değerlendirilmesi istemiyle yapılan 08/11/2017 tarihli başvurunun reddine ilişkin ...tarih ve ...sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü 10. Bölge Müdürlüğü işleminin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ...İdare Mahkemesince verilen ...tarih ve E:..., K:...karar ile; ilgili mevzuat hükümlerinde, maden ocağı işletimi amacıyla denizden kum alımı faaliyetlerinin yapılması için kıyı çizgisinden deniz istikametine doğru deniz derinliğinin en az 20 metre olması gerektiği belirtilmek suretiyle söz konusu faaliyet için asgari deniz derinliği belirlenmekte, bu derinliğin sağlanması durumunda Karayolları Genel Müdürlüğü'nün söz konusu faaliyete uygun görüş vermesinin zorunlu olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmadığı, bu durumda, davalı idare tarafından, karayollarının yapımını ve emniyetle kullanımını sağlama görevi kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda söz konusu kum alımının deniz tahkimat yapılarına ve böylelikle Karadeniz sahil yoluna zarar vereceğini belirtmek suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; maden mevzuatı açısından aranan 20 metreden daha az derin olmama şartını sağladığı görülen uyuşmazlığa konu alanın ruhsatlandırılmasının, karayolunun fiziki güvenliği veya trafik güvenliğine olumsuz etkisi bulunup bulunmayacağı yönünde herhangi bir inceleme ve araştırma yapılmaksızın ve söz konusu sahadan kaynaklanacak olumsuz etkilere dair somut herhangi bir tespit bulunmaksızın tesis edildiği anlaşılan ...tarih ve ...sayılı işlemin, yürürlükte bulunan güncel mevzuata göre yeniden değerlendirilmesi istemiyle yapılan başvuru üzerine ruhsatlandırılmak istenilen alana ilişkin
yine herhangi bir inceleme yapılmaksızın, 6001 sayılı Kanun'un yürürlük tarihinden önce hazırlanan 23/08/1994 tarihli Genelgedeki mesafe ve derinlik koşulları belirtildikten sonra Karadeniz sahil yoluna zarar vereceği yönündeki kanaatten hareketle tesis edilen ...tarih ve ...sayılı işlemde hukuka uyarlık, davanın reddi yolundaki İdare Mahkemesi kararında ise hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle davacının istinaf başvurusunun kabulüne, ...İdare Mahkemesi'nce verilen istinaf başvurusuna konu 27/09/2018 günlü ve E:..., K:...sayılı kararın kaldırılmasına, dava konusu işlemin iptaline karar verilmiştir.

TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, Bakan imzalı ...tarih ve ...sayılı yazıda işlem gerekçesinin detaylı olarak açıklandığı, Doğu Karadeniz kıyı kuşağında özellikle Trabzon-Hopa-Sarp arasındaki kesimde deniz derinliklerinin farklılık arz ettiği, bu nedenle sadece 50 metre derinlik şartı aranılması halinde kıyı şeridinden itibaren çok farklı uzaklıklarda ruhsatlandırma alanlarının ortaya çıkabileceği, özellikle Rize- Sarp arasındaki kesimde kıyı koruma yapılarına çok yakın mesafelerde 50 metre derinliğin sağlanabileceği kesimlere çokça rastlanabileceği, ancak bu kesimlerden kum alınmasının derinliği değişken olan Doğu Karadeniz kıta platformu kenarında derin çukurlar oluşturacağı ve deniz içi kıyı erozyonlarına yol açacağı, oluşum mekanizması gereği progressive olarak geriye doğru kaymaların ve boşalmaların meydana geleceği, kum boşalmalarının kıyı mesafe şeridinin aranmayıp sadece derinlik şartının sağlandığı durumlarda tahkimat topuklarının-temellerinin deniz içine doğru hareket ederek kıyı koruma yapılarının bozulmasına yol açacağı; Karadeniz sahil yolunun yaklaşık 4,5 milyar dolar maliyetle tamamlandığı, sahil yolunun kıyı şeridinden geçtiği kesimlerdeki tahkimatların büyük önem arz ettiği, amacın sahil yoluna zarar vermesi muhtemel risklerin bertaraf edilmesi olduğu; dava konusu işlemin hukuka ve mevzuata uygun olduğu ileri sürülmektedir.

KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Davacı tarafından, temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının hukuka uygun olduğu belirtilerek istemin reddi gerektiği savunulmuştur.

DANIŞTAY TETKİK HÂKİMİ ...DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin kabulü ile temyize konu Bölge İdare Mahkemesi kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Sekizinci Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra dosya tekemmül ettiğinden yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin gereği görüşüldü:

İNCELEME VE GEREKÇE:

MADDİ OLAY :
Dava, Rize ili Ardeşen ilçesi açıklarında koordinatları belirtilen sahanın ruhsatlandırılması talebi ile davacı şirket tarafından Rize İl Özel İdaresi'ne yapılan başvurunun davalı idarece olumsuz görüş verilmesi üzerine reddedilmesi sonrasında, davalı idareye olumsuz olarak verilen görüşün yürürlükte bulunan güncel mevzuata göre yeniden değerlendirilmesi istemiyle yapılan 08/11/2017 tarihli başvurunun reddine ilişkin ...tarih ve ...sayılı 10.Bölge Müdürlüğü işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

İLGİLİ MEVZUAT:
6001 sayılı Karayolları Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un "Karayollarında Kurulacak Tesisler ve Yasaklanan Faaliyetler" başlıklı 18'inci maddesinin 5'inci fıkrasında, "Karayollarının fiziki güvenliği ile trafik güvenliğinin sağlanması amacıyla, karayolunu etkileyen deniz, göl, nehir ve dere kenarları da dahil olmak üzere karayolu kenarlarında 4/6/1985 tarihli ve 3213 sayılı Maden Kanunu uyarınca, maden arama ve/veya işletme ruhsatı verilmeden önce Genel Müdürlüğün uygun görüşünün alınması zorunludur. Uygulamaya ilişkin diğer hususlar Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığının görüşü alınmak suretiyle Genel Müdürlükçe hazırlanarak Bakanlık tarafından yürürlüğe konulacak yönetmelikle belirlenir" hükmüne yer verilmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu'nun "Madencilik Faaliyetlerinde İzinler" başlıklı 7'nci maddesinin 14'üncü fıkrasında, "Maden arama faaliyetleri, bu Kanunda sayılanlar dışında herhangi bir izne tâbi değildir. İşletme faaliyetleri ise, bu Kanuna göre Bakanlıkça çıkarılacak yönetmeliğe göre yürütülür" hükmüne yer verilmiştir.
3213 sayılı Maden Kanunu'nun 7'nci maddesinde belirtilen alanlarda madencilik faaliyetlerinin hangi esaslara göre yürütüleceği ve bu esaslarla ilgili olarak bakanlıklar ve diğer kamu kurum ve kuruluşlarının vereceği izinlere dair usul ve esasları düzenlemek amacıyla çıkarılan ve Resmi Gazete'nin 21/06/2005 tarih ve 25852 sayılı nüshasında yayımlanarak yürürlüğe giren Madencilik Faaliyetleri İzin Yönetmeliği'nin "I (a) Grubu Ruhsatların Verilmesi" başlıklı 62'nci maddesinin birinci fıkrasında, "Denizlerde kıyı çizgisi ile kıyı kenar çizgisi arasındaki bölge ve deniz sahil şeritlerinde I (a) Grubu maden ruhsatı verilemez" düzenlemesine; ikinci fıkrasında, "Kıyı çizgisinden deniz istikametine doğru I (a) Grubu maden işletme ruhsatı verilecek yerler, valilikçe gerekli incelemeler yapılarak belirlenir. 20 metreden daha az derin denizlerde I (a) Grubu maden işletme ruhsatı verilmez" düzenlemesine yer verilmiştir.

HUKUKİ DEĞERLENDİRME:
Dava konusu işlem içeriğinden, 18/05/2001 tarihli genelgenin 23/08/1994 tarihli İçişleri Bakanlığı Genelgesi üzerine yazıldığı ve Genelgedeki, 'Denizlerde kıyı çizgisinden
itibaren deniz içine doğru minimum 50 m. derinlik içinde veya bu derinliğe ulaşılamadığı yerlerde en az 2000 m.lik uzaklık içinden daha kısa yerlerde tabi malzeme ocağı ruhsatı verilmemesi, bu şartlara uymayanların ruhsatlarının iptal edilmesi' düzenlemesine binaen talep edilen alanda yapılacak çalışmanın Karadeniz Sahil Yolu Projesine zarar vereceği gerekçesiyle davacı şirketin talebinin reddedildiği anlaşılmaktadır.
Davacı şirket tarafından, ruhsat talebinin reddine dair Rize İl Özel İdaresi Ruhsat ve Denetim Müdürlüğü'nün ...tarih ve E....sayılı işlemine karşı Rize İl Özel İdaresine karşı açılan davada, ...İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:...sayılı ara kararı ile Karayolları Genel Müdürlüğü'ne söz konusu ruhsat talebine olumsuz görüş verilme gerekçelerinin neler olduğunun sorularak bu hususa açıklık getirilmesinin istenilmiş olup, davalı idarece ara karara verilen cevapta deniz tabanından itibaren dizilip yer yer de mahmuzlar ile desteklenerek taban kumunun hareketsiz kalmasını sağlayan ve böylece özellikle büyük dalga boylarının oluştuğu zamanlarda deniz hareketleri karşısında yol gövdesinin korunmasını sağlayan tahkimatların Karadeniz sahil yolunun kıyı şeridinden geçtiği kesimlerde büyük önem arz ettiği, yola yapılacak en iyi bakım çalışmasının yolun zarar görmesine sebebiyet verecek doğrudan veya dolaylı müdahalelere meydan verilmemesi olduğu, söz konusu tahkimatların bozulmasının yol gövdesinde bulunan her türlü imalatın bozulmasına sebep olacağı, dava konusu alandaki kum ocağı faaliyetlerinin Karadeniz sahil yolu için en yüksek maliyet unsurlarından birisi olan deniz tahkimat yapılarına ve dolayısıyla Karadeniz sahil yoluna zarar verme ihtimali bulunduğu ifadelerine yer verildiği görülmüştür.
Davalı idare savunmasında, İçişleri Bakanlığı Mahalli İdareler Genel Müdürlüğü'nün 1994 yılında Valiliklere gönderdiği Genelgede ve idarelerinin Kum, Çakıl ve Benzeri Maddelerin Alınması, İşletilmesi ve Kontrolü Yönetmeliği'nin değişiklik taslağına verdikleri görüşte, sahil şeridinden 50 metre derinliğin ya da bu derinliğe ulaşılamayan yerlerde 2000 metre uzaklığın sağlanamadığı durumlarda maden ocağı ruhsatı verilmemesi, bu nedenle mevzuattaki 20 metre derinlik koşulu yerine yol gövdesi, tahkimat ve koruma yapılarına zarar verme ihtimaline karşılık sahil şeridinden 50 metre derinlik ya da bu derinliğe ulaşılamayan yerlerde 2000 metre uzaklık koşulunun uygulanması gerektiğinin belirtildiği görülmüştür.
Öte yandan, yukarıda yer verilen mevzuat hükümlerinde, maden ocağı işletimi amacıyla denizden kum alımı faaliyetlerinin yapılması için kıyı çizgisinden deniz istikametine doğru deniz derinliğinin en az 20 metre olması gerektiği belirtilmek suretiyle söz konusu faaliyet için asgari deniz derinliği belirlenmekte, bu derinliğin sağlanması durumunda Karayolları Genel Müdürlüğü'nün söz konusu faaliyete uygun görüş vermesinin zorunlu olduğuna ilişkin bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bu durumda, davalı idare tarafından, karayollarının yapımını ve emniyetle kullanımını sağlama görevi kapsamında yapılan değerlendirme sonucunda söz konusu kum alımının deniz tahkimat yapılarına ve böylelikle Karadeniz sahil yoluna zarar vereceğini belirtmek suretiyle tesis edilen dava konusu işlemde hukuka ve mevzuata aykırılık aykırılık görülmemiştir.
Bu itibarla, davanın reddi yönündeki İdare Mahkemesi kararına karşı yapılan istinaf isteminin kabulü ile istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararının kaldırılmasına ve dava konusu işlemin iptaline ilişkin temyize konu Bölge Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmamaktadır.

KARAR SONUCU:
Açıklanan nedenlerle;
1. 2577 sayılı Kanun'un 49. maddesine uygun bulunan temyiz isteminin kabulüne,
2. ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...gün ve E:..., K:...sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesine, 23/11/2021 tarihinde kesin olarak oybirliği ile karar verildi.




Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi