MAHKEMESİ :Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Zincirleme basit zimmet (sanık ... hak.), denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma ve 1163 sayılı Kanuna muhalefet (diğer sanıklar hak.)
HÜKÜM : Mahkumiyet (sanık ... hak. atılı suçtan), hükmün açıklanmasının geri bırakılması (diğer sanıklar hak. eylemlerinin denetim görevinin ihmali suretiyle zimmete neden olma suçunu oluşturduğunun kabulüyle bu suçtan)


Mahalli mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle dosya incelendi;
Kooperatif denetim kurulu üyesi olan sanıklar ... ve ... haklarında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma ve 1163 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından ayrı ayrı dava açılmış ise de; gerekçeli kararda sanıkların ihmali eylemlerinin zimmet suçuna sebebiyet vermesi yönüyle 5237 sayılı TCK"da müstakil olarak düzenlenerek cezalandırıldığı, 1163 sayılı Yasada yasaklanan eylemlerin ise zimmet ve irtikap suçlarına sebebiyet vermese bile cezalandırılabileceği, 5237 sayılı Yasada öngörülen yaptırımın daha ağır olduğu değerlendirilerek tek ihmali eylem sebebiyle 1163 sayılı Yasaya muhalefet suçundan yaptırım uygulanması yoluna gidilmediğinin belirtilmiş olması karşısında, sanıklar hakkında denetim görevini ihmal ederek zimmete neden olma suçundan verilen hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair kararların CMK"nın 231/12. maddesi karşısında itiraza tabi olup temyizi mümkün bulunmadığından, aynı Kanunun 264. maddesi de gözetilerek O yer Cumhuriyet Savcısının temyiz isteminin itiraz mahiyetindekabulü ile merciince değerlendirilip gerekli kararın verilmesi mümkün görüldüğünden, incelemenin sanık ... müdafii ile katılanlar kooperatif ve Bakanlık vekillerinin sanık ... hakkında zimmet suçundan verilen mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz itirazlarıyla sınırlı olarak yapılmasına karar verildikten sonra gereği düşünüldü:
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Hükme esas alınan 22/10/2012 havale tarihli bilirkişi raporunda, suç tarihinde S.S. Sarıkaya 1 No.lu Motorlu Taşıyıcılar Kooperatifi başkanı olan sanığın, iddianamede belirtilen 55.752,17 TL devir açığı ile ilgili olarak, açığın önceki dönemden kalmış olabileceği yönündeki savunmasının doğru olabileceğine ilişkin görüş mahkemece de bu şekilde benimsenmiş ve Sarıkaya Halk Bankası şubesinden çekilen 35.000 TL kredinin kooperatif kayıtlarına intikal ettirilmemesi iddiasına yönelik olarak, nakliyecilik yapan tanıklar .... beyanlarına göre bu paranın alacaklarına karşılık kendilerine ödendiği kabul edilmiş ise de; söz konusu bilirkişi raporunda, savunma tarafından dosyaya ibraz edilen nakliyecilere ilişkin hesap özeti dökümlerine bakıldığında adı geçen tanıklar tarafından yapılmış nakliyelere ilişkin kooperatif adına düzenlenmiş faturalar bulunduğu, faturaların bağlı olduğu hesap özetlerinde fatura tutarlarının kesintilerden sonra kendilerine ödendiğinin ve hesap özetlerinin 2007 yılının Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında düzenlenmiş olduğunun belirtilmesi ile kredinin 16/04/2007 tarihinde çekildiğinin anlaşılması karşısında, maddi gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde ortaya çıkarılması ve net zimmet miktarı ile kooperatif zararının belirlenebilmesi açısından tanıkların daha önceden de kooperatife iş yapıp yapmadıkları, yapmışlarsa hangi işleri yaptıklarının araştırılması ve sanığın uhdesinde kabul edilen ve kooperatif kasasından ödenen 7.500 TL telefon ücretinin üyelerden tahsil edilmiş olmasına rağmen kayıtlara intikal ettirilmemesinin daire içinde yapılacak olağan bir denetimle muhasebe kayıtlarının incelenmesi suretiyle tespit edilebilecek nitelikte olup olmadığının ve sanığın eylemlerinin nitelikli zimmet suçunu oluşturup oluşturmadığının karar yerinde tartışılması gerektiği gözetilmeden eksik inceleme ve yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
Kabule göre de;
Hüküm kurulurken, suçun işleniş biçimi, suç konusunun önem ve değeri, zimmete geçirilen paranın miktarı da dikkate alınarak alt sınırdan uzaklaşıldığı belirtildiği halde, temel ceza alt sınırdan tayin edilmek suretiyle çelişkiye düşülmesi,
Kendilerini vekille temsil ettiren katılanlar ... ile kooperatif yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Anayasa Mahkemesinin TCK"nın 53/1. maddesinde yer alan bazı ibarelerin iptaline ilişkin 08/10/2015 gün ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının değerlendirilmesi lüzumu,


Kanuna aykırı, sanık ... müdafii ile katılanlar vekillerinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden, 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, 15/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.