
Esas No: 2018/5250
Karar No: 2021/7001
Karar Tarihi: 22.11.2021
Danıştay 4. Daire 2018/5250 Esas 2021/7001 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2018/5250
Karar No : 2021/7001
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : …Vergi Dairesi Başkanlığı
(…Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : …
İSTEMİN KONUSU : …Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:.., K:.. sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, … Petrol Ticaret ve İnşaat Sanayi Ltd. Şti.'nin vadesi geldiği halde ödenmeyen vergi borçlarının tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin iptali istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: … Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:... sayılı kararda; daha önce davacı adına kanuni temsilci sıfatıyla … gün ve … sayılı ödeme emrinin düzenlendiği, bu ödeme emrine karşı açılan davada … Vergi Mahkemesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararıyla, asıl borçlu şirket adına düzenlenen … tarih ve … sayılı ödeme emrinin 07/10/2015 tarihi itibarıyla şirketin ortağı ve kanuni temsilcisi olan …'e tebliğ edilmesi gerekirken …'in gelinine tebliğ edildiği ve bu şekilde yapılan usulsüz tebligat nedeniyle davalı idarece vergi borçlarının şirket tüzel kişiliğinden tahsil imkansızlığı koşulunun ortaya konulamadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verildiği, bunun üzerine davalı idare tarafından asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin şirketin en son kanuni temsilcisi olan …'e 09/11/2016 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emri içeriğindeki kamu alacaklarının ödenmediği ve asıl borçlu şirket nezdinde 19/12/2016, 05/01/2017, 10/04/2017 ve 29/05/2017 tarihlerinde mal varlığı araştırması yapıldığı, bu haliyle asıl borçlu şirket bakımından usulüne uygun olarak takibi yapılarak tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan kamu alacaklarının tahsili amacıyla kamu alacaklarının doğduğu dönemde asıl borçlu şirketin kanuni temsilcisi olduğu ihtilafsız olan davacı adına ödeme emri düzenlenmesinde hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; 07/12/2011 tarih ve 7956 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen 25/11/2011 tarihli ortaklar kurulu kararına göre, davacının ... Petrol İnşaat Sanayi ve Ticaret Limited Şirketini temsil ve ilzam hususunda yetkilendirildiği, 11/05/2013 tarih ve 8318 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesinde ilan edilen 07/15/2013 tarihli ortaklar kurulu kararı ile de davacının şirketi temsil ve ilzam yetkisinin iptal edildiği, buna göre davacının 25/11/2011 - 07/05/2013 tarihleri arasında asıl borçlu şirkette kanuni temsilcisi sıfatını haiz olduğu, dava konusu ödeme emri içeriği vergi ve cezalar ile gecikme faizlerinin; asıl borçlu şirket adına yapılan kaydi envanter çalışması, akaryakıt istasyonu satışı, 2011 Ağustos dönemi defter kayıtları ile gelir ve gider belgelerine ilişkin tespitlere istinaden gerçekleştirilen kısımları yönünden, asıl borçlu şirket adına kesinleşen ve vadesinde ödenmeyen borçların şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşıldığı ve davacının kanuni temsilci olduğu dönemlere ait vergisel yükümlülüklerden doğan kusur sorumluluğu şartlarının gerçekleştiği görüldüğünden, kesinleşen kamu alacaklarının tahsili amacıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinin belirtilen kısımlarında hukuka aykırılık bulunmadığı, sahte fatura kullanımına ilişkin kısımlar yönünden; davacının 25/11/2011 tarihi itibarıyla asıl borçlu şirketin kanuni temsilciliğine seçildiği dikkate alınarak 25/11/2011 tarihinden başlayarak kullanılan sahte faturalar nedeniyle davacının kanuni temsilciliği nedeniyle sorumlu tutulması gerektiği, önceki dönemlerde kullanılan sahte faturalar nedeniyle hesaplanan vergi ve cezalar ile gecikme faizlerine ilişkin kısımlar yönünden davacının sorumluluğuna gidilmesinin mümkün olmadığı ve sorumluluk dönemi dışındaki kısmında hukuka uyarlık bulunmadığı, yargı harçlarına ilişkin kısım yönünden ise; davacının 07/05/2013 tarihinde şirketin kanuni temsilciliği görevinin sona erdiği, asıl borçlu şirket adına yapılan cezalı tarhiyatlara karşı davacının kanuni temsilcilik görevi sona erdikten sonra dava açıldığı, davacının kanuni temsilciliğinin sona erdiği tarihten sonra şirket tüzel kişiliği adına açılan davalarda hükmedilen yargı harçlarından, diğer bir deyişle, amme alacağının doğduğu ve ödenmesi gereken tarihte kanuni temsilci olmayan davacının sorumlu tutulamayacağı açık olup, dava konusu ödeme emri içeriği yargı harçlarına ilişkin kısmında da hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna ulaşılmıştır. Belirtilen gerekçelerle istinaf başvurusunun kısmen kabulüne, kısmen reddine, Mahkeme kararının kısmen kaldırılmasına, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davalı idare tarafından, ödenmeyen vergi borçlarının takip ve tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emirlerinin usulüne uygun tebliğ edildiği, asıl borçlu şirket nezdinde yapılan mal varlığı araştırmasında amme alacağının şirketten tahsil edilemeyeceğinin anlaşılması üzerine dava konusu ödeme emrinin düzenlendiği, yapılan işlemlerin yasal ve yerinde olduğu belirtilerek temyiz isteminin kabulü ile Vergi Dava Dairesi kararının bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Dava konusu ödeme emrinin kanuni temsilci sıfatıyla düzenlendiği dikkate alındığında, ödeme emri içeriği amme alacaklarının neden kaynaklandığının araştırılması ve buna göre bir değerlendirme yapılması gerektiği, zira davacının kanuni temsilci olması hasebiyle sorumluluğunun bulunmadığı fiillerden veya kanuni temsilci sıfatını haiz olmadığı dönemlerde yapılan fiillerden dolayı takip edilemeyeceği, bu haliyle temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun "Kanuni Temsilcilerin Ödevi" başlıklı 10. maddesinde, tüzel kişilerin mükellef veya vergi sorumlusu olmaları halinde bunlara düşen ödevlerin kanuni temsilcileri tarafından yerine getirileceği, temsilcilerin bu ödevleri yerine getirmemeleri yüzünden tüzel kişiden tamamen veya kısmen alınamayan vergi ve buna bağlı alacakların kanuni ödevlerini yerine getirmeyenlerin varlıklarından alınacağı öngörülmüştür.
6183 sayılı Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun'un mükerrer 35. maddesinde, tüzel kişilerle küçüklerin ve kısıtlıların, vakıflar ve cemaatler gibi tüzel kişiliği olmayan teşekküllerin mal varlığından tamamen veya kısmen tahsil edilemeyen veya tahsil edilemeyeceği anlaşılan amme alacaklarının, kanuni temsilcilerin ve tüzel kişiliği olmayan teşekkülü idare edenlerin şahsi mal varlıklarından bu Kanun hükümlerine göre tahsil edileceği, tüzel kişilerin tasfiye haline girmiş veya tasfiye edilmiş olmalarının, kanuni temsilcilerin tasfiyeye giriş tarihinden önceki zamanlara ait sorumluluklarını kaldırmayacağı hüküm altına alınmıştır.
Dosyanın incelenmesinden; dava konusu ödeme emri içeriği amme alacaklarının 2011 ve 2012 yılının muhtelif dönemlerine ilişkin olduğu, vergi borçlarının takip ve tahsili amacıyla asıl borçlu şirket adına düzenlenen ödeme emrinin ilgili dönemde kanuni temsilci olan …'in ikamet adresinde bizzat kendisine tebliğ edildiği, asıl borçlu şirket nezdinde yapılan mal varlığı araştırması neticesinde hacze kabil herhangi bir mal varlığı unsuruna rastlanılmadığı, öte yandan 07/12/2011 tarih ve 7956 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yer alan ilana göre, …'ın müdürlük yetkisinin iptal edildiği, yeni müdür olarak davacının atandığı, 13/05/2013 tarih ve 8318 sayılı Türkiye Ticaret Sicili Gazetesi'nde yer alan ilana göre de davacının hisselerini devrederek ortaklıktan ayrıldığı ve müdürlük yetkisinin iptal edildiği anlaşılmaktadır.
Bu durumda, şirketten tahsil edilemeyeceği anlaşılan borçların davacıdan tahsili amacıyla kanuni temsilci sıfatıyla düzenlenen dava konusu ödeme emrinde hukuka aykırılık bulunmadığından, Vergi Dava Dairesi kararının kabule ilişkin kısmında isabet görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi … Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın anılan Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 22/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.