4. Ceza Dairesi 2016/3709 E. , 2016/8744 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Tehdit, kişilerin huzur ve sükununu bozma, cinsel taciz
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
A) Sanığa yükletilen cinsel taciz eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı;
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
1) Dairemizin bozma ilamında belirtildiği üzere sanık hakkında TCK’nın 105/2 maddesi gereğince cezada artırım yapılmamış ise de, karşı temyiz olmadığından bozma yapılamayacağı,
2) Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının, kapsam ve içerik itibariyle infaz aşamasında mahallinde gözetilebileceği,
3) Sanığın, yüklenen suçu, tekerrüre esas alınan ... Ağır Ceza Mahkemesi tarafından verilen eski mahkumiyet kararının koşullu salıverilmesinden sonra, hak ederek salıverme tarihinden önce işlemiş olması karşısında; 5275 sayılı Kanun’un 107. maddesi gereğince koşullu salıverme kararının geri alınıp alınamayacağının değerlendirilmesi bakımından mahkemesine ihbarda bulunmasının mümkün olduğu,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükmü etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak,
Bozulmasına karar verilen hüküm sadece sanık tarafından temyiz edildiği halde CMUK 326 maddesine aykırı olarak aleyhe hüküm kurulması,
Kanuna aykırı, sanık ...’in temyiz iddiaları bu nedenle yerinde ise de, bu aykırılık, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte bir yanılgı olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye uygun olarak,
Hüküm fıkrasının 1 numaralı kısmındaki “neticeten 3 ay 3 gün hapis cezası ile cezalandırılmasına” ibaresindeki “neticeten” kelimesi çıkartılarak bu ibareden sonra gelmek üzere “CMUK 326 maddesi gereğince cezanın 2 ay 15 gün hapis olarak belirlenmesine” ibaresinin eklenmesi, biçiminde DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
B) ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 07.04.2010 tarih ve 2010/7192 esas sayılı iddianame ile açılan dava ve 26.05.2010 tarih ve 2010/10661 esas sayılı iddianame ile açılan davadan kurulan hükümlere gelince ;
Başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1) ... Cumhuriyet Başsavcılığınca 26.05.2010 tarih ve 2010/10661 esas sayılı iddianame ile açılan kişilerin huzur ve sükununu bozma suçlamasıyla ilgili beraat hükmü kurulduğu, bu hüküm temyiz edilmediğinden bozma kararına da konu olmadığı, dolayısıyla kesinleştiği gözetilmeden eylemin kül halinde kişilerin huzur ve sükununu bozma suçunu oluşturduğu kabul edilerek bu eylem nedeniyle mahkumiyet hükmü kurulması,
2)... Cumhuriyet Başsavcılığınca 07.04.2010 tarih ve 2010/7192 esas sayılı iddianame ile açılan davada ise; iddianame anlatımında sadece tehdit eyleminden bahsedildiği, anlatıma göre eylemin vasıf değiştirerek kişilerin huzur ve sükununu bozma suçuna dönüşmesinin mümkün olmadığı, bozma öncesindeki “sanığın katılan mağdura yönelik tehdit eylemini gerçekleştiğine ilişkin ciddi, inandırıcı bir kanıt elde edilemediği” şeklindeki gerekçeye rağmen TCK’nın 123. maddesi gereğince mahkumiyet kararı verildiği, dairemizce hükmün bozulduğu anlaşılmakla ; eylemli olarak uyulmasına karar verilen bozma ilamının gereği yerine getirilip, suçlamanın vasfında değişiklik olmayacağından, bozma kararı öncesindeki kabule bağlı olarak sanığın beraatine karar verilmesi gerekirken, açılmamış davadan hüküm kurularak CMK’nın 225/1 maddesine aykırı davranılması,
Kanuna aykırı ve sanık ...’in temyiz nedenleri ile tebliğnamedeki düşünce yerinde görüldüğünden HÜKMÜN BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 02.05.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.