
Esas No: 2018/2801
Karar No: 2021/5587
Karar Tarihi: 17.11.2021
Danıştay 10. Daire 2018/2801 Esas 2021/5587 Karar Sayılı İlamı
T.C.
D A N I Ş T A Y
ONUNCU DAİRE
Esas No : 2018/2801
Karar No : 2021/5587
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...Jet Havacılık Taşımacılık Uçak Bakım Onarım ve Tic. A.Ş
VEKİLİ : Av. ...
TEMYİZ EDEN (DAVALILAR) : 1- ...Genel Müdürlüğü
VEKİLİ : Av. ...
2- ...İşletmesi Genel Müdürlüğü
VEKİLİ: Av. ...
DİĞER (DAVALI) : ...Genel Müdürlüğü / ...
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN_KONUSU : ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
DAVANIN_KONUSU : Davacı şirket tarafından, Ankara Esenboğa Havalimanı'nda uçuş için bekleyen uçaklarının 02/08/2011 tarihinde saat 15:00 sıralarında saatte 146,15 km hıza varan ve yaklaşık 2 saat süren fırtına nedeniyle hasar görmesi nedeniyle kullanılamaması sonucu kiralanan ikame uçak kira bedeli ve kiralama nedeniyle dolaylı zararlardan oluşan 2.031.071,92 TL'nin (miktar arttırımı sonrasında 2.343.855,82 TL) dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tazminine karar verilmesi istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: .... İdare Mahkemesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararıyla; yaptırılan bilirkişi incelemeleri sonucunda bulunan kusur oranları ve zarar miktarı dikkate alınarak 1.646.564,23 TL'nin davalı idarelerce dava tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte davacıya ödenmesine, fazlaya yönelik talebin ise reddine karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesince; genel anlamda sezilemeyen, karşı konulamayan, idarenin dışından kaynaklanan mücbir sebep hallerinin zararı idareye yüklenebilir olmaktan çıkaran, zararla idari faaliyet arasındaki illiyet bağını kesen etkenlerin başında geldiği, mücbir sebep halinde ancak zararı arttıran bir idari faaliyet bulunması durumunda idarenin tazmin sorumluluğuna gidilebileceği, uyuşmazlık konusu olayda; Ankara Esenboğa Havalimanı'nda 02/08/2011 günü meydana gelen ve saat 15:17'de 146 km/saat (79,3 knot) hızına ulaşan rüzgar ve beraberindeki yağışın mücbir sebep olarak kabul edilip edilemeyeceğinin irdelenmesi gerektiği, Meteoroloji Genel Müdürlüğü'nce dosyaya sunulan bilgi ve belgelerden, söz konusu hava olayının Esenboğa Havalimanı'nda meteorolojik kayıtların tutulmaya başlandığı 1955 yılından olay gününe kadar geçen 56 yıllık sürede ölçülen rekor rüzgar hızı değeri olduğunun tespit edildiği, tabii afet olarak nitelendirildiği, 3254 sayılı Meteoroloji Genel Müdürlüğü Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun'un 2/c maddesinde, "Askeri ve sivil; kara, deniz ve hava ulaştırması ile tarım ve diğer sektörler için hava tahminleri yapmak" Meteoroloji Genel Müdürlüğünün görevleri arasında sayılmış ise de; hava olaylarının önceden %100 kesinlikle bilinmesi mümkün olmadığı gibi bunun "hava tahmini yapmak" olgusu ile bağdaştırılamayacağı, bu durumda, davalı idarelerce önlenemez ve öngörülemez düzeydeki ani kısa süreli oluşan fırtına sonucu meydana gelen zararda mücbir sebep bulunmakla birlikte, olayla ilgili olarak uçağın ikinci pilotunun bir gazete haberinde yayınlanan beyanında, davacı şirkete ait uçağa bagajların yerleştirilmesi esnasında ani oluşan fırtına nedeniyle uçağın zarar görmemesi için kaptan pilot tarafından elektrik sisteminin kapatıldığı, elektrik sisteminin kapatılmasından dolayı uçağın kargo kapısının kapatılamadığı ve açık kalan kargo kapısından içeriye dolan havanın balon etkisi yaparak uçağın kontrolsüz bir şekilde yerden yükselerek kanadının üzerine yatmak suretiyle maddi hasarın meydana geldiği, olaydan bir süre sonra kargo kapısının kapatılmaması olayında kusuru bulunduğundan bahisle uçağın ikinci pilotu Alpaslan Sara'nın iş akdinin feshedildiği, Alpaslan Sara'nın iş akdinin haksız feshedildiğinden bahisle açtığı davada, ani oluşan fırtına esnasında uçağın açık olan kargo kapısının kapatılamamasından kendisinin değil de teknik personelin sorumlu olduğunu ifade ettiği, ikinci pilotca ifade edilen fırtına esnasında uçağın kargo kapağının kapatılamaması nedeniyle maddi hasarın meydana geldiği hususu dava dosyasında davalı idarelerce ileriye sürülmesine karşın, davacı şirketçe aksi yönde savunma ve açıklama yapılmadığı görüldüğünden, davacı şirketçe uçağın ikinci pilotunun dile getirdiği olayla ilgili hususların doğruluğunun zımnen kabul edildiği anlaşılmakla, ani oluşan kısa süreli fırtına nedeniyle havaalanında bulunan davacı şirkete ait uçak dışındaki hiçbir uçağın zarar görmemesi hususu da göz önünde bulundurulduğunda, zararın davalı idarelerce gerekli tedbirlerin alınmaması nedeniyle oluşmadığı, alınabilecek teknik önlemlerle de zararın azaltılmasının mümkün olmadığı sonucuna varıldığından davanın reddine karar verilmesi gerekirken, davanın kabulüne ilişkin istinaf başvurusuna konu İdare Mahkemesi kararında hukuki isabet bulunmadığı gerekçesiyle davalı idarelerin istinaf istemlerinin kabulüne, İdare Mahkemesi kararın kaldırılmasına ve davanın reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ_EDENLERİN_İDDİALARI : Davacı tarafından, olayda davalı idarelerin kusurlu olduklarının bilirkişi raporu ile sabit olduğu, idarelerin kusurları sonucunda meydana gelen zararların tazmini gerektiği, davalı idareler Meteoroloji Genel Müdürlüğü ve Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü tarafından, idareleri lehine nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğu ileri sürülmektedir.
TARAFLARIN_SAVUNMALARI : Taraflarca karşı tarafın temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz istemlerinin reddi ile usul ve yasaya uygun olan Bölge İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Onuncu Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 17. maddesinin ikinci fıkrası uyarınca davalı Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü'nün duruşma istemi yerinde görülmeyerek işin gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
Bölge idare mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçelerde ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Tarafların temyiz istemlerinin reddine,
2. Temyize konu ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesinin ...tarih ve E:..., K:...sayılı kararının ONANMASINA,
3. 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 50. maddesi uyarınca, bu onama kararının taraflara tebliğini ve bir örneğinin de ...Bölge İdare Mahkemesi .... İdari Dava Dairesine gönderilmesini teminen dosyanın .... İdare Mahkemesine gönderilmesine, 17/11/2021 tarihinde oy birliğiyle kesin olarak karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.