8. Hukuk Dairesi 2015/16076 E. , 2017/17579 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Şikayet, Faize İtiraz
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Borçlu vekili, dayanak ilamda hüküm altına alınan alacaklardan UBGT, fazla mesai ve yıllık izin alacaklarının mahkemece brüt olarak hüküm altına alındığını, brüt tutarlar üzerinden hesap edilmesi gereken yasal kesintilerin icra emrinde belirtilmemiş olmasının hatalı olduğunu, alacak kalemlerine işletilen faizin de fazla olduğunu belirterek icra emrinin iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, yıllık izin ücreti alacağı, fazla mesai ve UBGT ücretinden %15 oranında SSK primi kesildikten sonra kalan miktarın %15"i oranında gelir vergisi belirlenip toplam miktarın % 07,59"u oranında damga vergisi kesintisi yapılmak suretiyle şikayete konu brüt alacak kalemleri nete çevrilmiş ve oranlama suretiyle faiz alacak kalemleri belirlenerek icra emrinin düzeltilmesine karar verilmiştir. Hüküm, alacaklı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gelir Vergisi Kanunu"nun 61, 94, 103 ve 104. maddeleri hükümleri gereğince, işveren nakden veya hesaplama yaptığı sırada ödenecek miktar üzerinden istihkak sahiplerinin gelir vergilerine mahsuben kesinti yapmaya mecburdur. 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 8. maddesine göre borçlu işveren, vergi sorumlusu alacaklı, işçi de vergi mükellefidir. Takip konusu olan alacakların dayanak ilamda brüt olarak hesaplandığı belirtildiğinden, verginin ödenmesi bakımından vergi dairesine karşı yükümlü olan borçlu idarenin ilamda yazılı alacaklarda “vergi sorumlusu” sıfatı ile gelir vergisine mahsuben vergi dairesine ödemeye zorunlu olduğu miktarlarda kesinti yapmak ve kalan kısmı da icra dosyasına yatırmak suretiyle borçtan kurtulması mümkün olacaktır (HGK.nun 27.06.1984 tarih ve 12-280/752 sayılı kararı).
Takip dayanağı ilam içeriği ile ilgili yasal düzenlemeler nazara alındığında, işverence işçiye ödenen ücretin ödenmesi sırasında, işçinin mükellefi olduğu gelir ve damga vergisi ile sigorta prim borçlarının, kaynaktan yatırılması kuralı gereğince, işverence ödemeler sırasında kesilerek ilgili kurumlara yatırılması zorunludur. İşverence eksik ödenen ücretin ilamla brüt olarak tespit edilmiş olması halinde de, ödeme hangi tarihte yapılması gerekiyor ise, o tarihte ödenecek miktar matrah alınacak ve yine o tarihteki oranlar uygulanacaktır. İlamla belirlenen toplam alacak matrah alınarak ve takibe konduğu tarihteki oranlar nazara alınarak hesaplama yapılamaz.
Somut olayda; Mahkemece re"sen yapılan hesaplamada, gelir vergisi, damga vergisi ve sigorta prim kesintilerinin matrahının ne olduğu belirtilmediği gibi hangi alacak kalemine ne oranda kesinti yapıldığı da açıklanmamıştır. Bu hali ile yapılan hesap denetime elverişli değildir.
Bu durumda Mahkemece, yukarıda belirtilen ilkelere göre gerektiğinde bilirkişi raporu alınarak net alacak kalemlerinin tereddütte yer vermeyecek şekilde belirlenmesi suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olmuştur.
Öte yandan, HGK"nun 20.09.2006 tarih, 2012/594-534 Esas ve Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere; fazla mesai ve UBGT alacak kalemleri için Mahkemece yapılacak iş; tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde bankalarca mevduata fiilen uygulanan en yüksek faiz oranının sorulması, hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarının bilirkişiye hesaplattırılması şeklinde olmalıdır. Ancak Mahkemece, taraflara banka adlarını bildirmesi için imkan tanınmamış, faiz hesabı için dosya bilirkişiye tevdi edilmemiştir.
O halde, Mahkemece, tarafların bildireceği bankaların Genel Müdürlüğü’ne yazı yazılarak yukarıda bildirilen ilkeler ışığında faiz oranları getirtilip, taleple bağlı kalınarak UBGT ve fazla mesai alacağına; bankalarca mevduata uygulanan en yüksek faiz, yıllık izin alacağına ise yasal faizin uygulanması yönünde bilirkişiden rapor alınmak suretiyle sonuca gidilmesi gerekirken oranlama suretiyle faiz hesabı yapılması da hatalı olmuştur.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün İİK"nun 366 ve 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.