Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/16289
Karar No: 2017/17592
Karar Tarihi: 26.12.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/16289 Esas 2017/17592 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/16289 E.  ,  2017/17592 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    DAVA TÜRÜ : Muhdesatın Tespiti

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.

    KARAR

    Davacılar vekili; taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davasına konu edilen 2416 ada 10 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan 6 daireden ibaret binanın; 2. ve 4. katlardaki dairelerin davacı ..., 1.kattaki dairenin davacı .., zemin kattaki dairenin davacı ..., ... kattaki dairenin davacı ... 3. kattaki dairenin ise, davacı ..."e ait olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ..., davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, bir kısım davacıların tapu maliki olmadığı, binanın 3. ve 4. katlarının kaçak olarak yapıldığı, davanın dayanağı olan izaleyi şuyu davasının açılmamış sayılmasına karar verildiği ve esasen yapı alım satımlarının kat irtifakı yada kat mülkiyeti esasına göre yapılması gerektiği gerekçeleriyle davanın reddine karar verilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, taraflar arasında görülen ortaklığın giderilmesi davası nedeniyle dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan 6 daireden ibaret binanın davacılara ait olduğunun tespiti isteğine ilişkindir.
    Bir şeye malik olan kimse, o şeyin bütünleyici parçalarına da malik olur (4721 s.lı TMK 684/1 m). Arazi üzerindeki mülkiyet, kullanılmasında yarar olduğu ölçüde, üstündeki hava ve altındaki arz katmanlarını kapsar. Bu mülkiyet kapsamına, yasal sınırlamalar saklı kalmak üzere kalıcı yapılar, bitkiler ve kaynaklar da girer (TMK 718 m). 22.12.1995 tarih ve 1/3 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında da vurgulandığı gibi Eşya Hukukunda, muhdesattan, bir arazi üzerinde kalıcı yapı ve tesisler ile bağ ve bahçe şeklinde dikilen ağaçları anlamak gerekir. Muhdesat, şahsi bir hak olup (TMK 722, 724, 729 m.ler), sahibine arazi mülkiyetinden ayrı bağımsız bir mülkiyet veya sınırlı bir ayni hak bahşetmez. Taşınmaz üzerindeki kalıcı yapı, ağaç gibi bütünleyici parça niteliğindeki muhdesatların taşınmazın arzından ayrı bir mülkiyetinin varlığından söz edilemez. Açıklanan bu ilke ve esaslara göre, kural olarak muhdesatın arz malikinden başkasına aidiyetinin tespiti istenemez.
    Tespit davası, kendine özgü davalardan olup dava sonucunda istihsal edilecek ilamın icra ve infaz kabiliyeti bulunmamaktadır. Bunun doğal sonucu olarak da bu davaların uygulama alanı sınırlıdır. Bilindiği üzere, tespit davalarının görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Tespit davaları eda davalarının öncüsüdür, bu nedenle eda davası açılmasının mümkün olduğu hallerde, tespit davası açılmasında hukuki yararın bulunmadığı kabul edilmektedir. Hukuki yararının bulunması dava şartı olup, yargılamanın her aşamasında taraflarca ileri sürülebileceği gibi, hakim tarafından da re"sen gözetilir. Hukuki yararın bulunmadığının tespiti halinde davanın, dava şartı yokluğu gerekçesiyle usulden reddine karar verilmelidir. (HMK 114/1-h, 115 m.)
    Öğretide ve Yargıtay"ın devamlılık gösteren uygulamalarında, taşınmaz hakkında derdest ortaklığın giderilmesi davasının, kentsel dönüşüm uygulamasının ya da kamulaştırma işleminin bulunması gibi istisnai durumlarda muhdesatın tespiti davasının açılmasında güncel hukuki yararın bulunduğu kabul edilmektedir.
    Somut olaya gelince; tespit davasına konu edilen muhdesatın üzerinde bulunduğu taşınmazın satış suretiyle ortaklığın giderilmesine ilişkin olarak görülen ... 5.Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2007/1238 Esas, 2011/12181 Karar sayılı dosyasında davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği, ancak Daire"nin 3.4.2017 tarihli geri çevirme kararı sonrası dosya arasına alınan ... 4. Sulh Hukuk Mahkemesi"nin 2013/193 Esas sayılı dosyasında, taşınmazın satış suretiyle ortaklığın giderilmesine ilişkin davanın derdest olduğu ve muhdesatın tespitine ilişkin eldeki davanın bekletici mesele yapıldığı görülmüştür. Az yukarıda da zikredildiği üzere, bu tür davaların (muhdesat tespiti) görülebilmesi için güncel hukuki yararın bulunması (6100 s.lı HMK 106/2 m) ve dava sonuçlanıncaya kadar da güncelliğini kaybetmemesi gerekir. Yargıtayın ve Dairemizin uygulamaları ile birlikte usul ekonomisi de göz önünde bulundurulduğunda, taşınmaz hakkındaki ortaklığın giderilmesine ilişkin dava derdest olduğu sürece muhdesatın tespiti davası açılabilir ve görülebilir. Bu durumda, davacıların dava konusu parsel üzerindeki muhdesat yönünden tespit davası açmalarında güncel hukuki yararının bulunduğu kabul edilmelidir.
    Bundan ayrı, dava konusu taşınmazın davacı ve davalılar adına paylı mülkiyet hükümlerine göre kayıtlı olduğu, yargılama devam ederken davacılardan ... ve ..."in hisselerini dava dışı şahıslara devrettikleri görülmüştür. 6100 sayılı HMK"nin 125/2 maddesine göre, davanın açılmasından sonra, dava konusunun davacı tarafından devredilecek olması halinde, devralmış olan kişinin, görülmekte olan davada davacı yerine geçeceği ve davanın kaldığı yerden itibaren devam edeceği düzenlendiğinden, Mahkemece davacı sıfatıyla yeni maliklere davanın ihbar edilmesi gerekirken, bu husus gözetilmeksizin bir kısım davacıların malik olmadığı gerekçelerine yer verilmesi doğru görülmemiştir.
    O halde Mahkemece, öncelikle davada taraf teşkilinin sağlanması, HMK"nun 125/2. maddesinde belirtilen hükümlerin göz önünde bulundurulması; davaya katıldığı takdirde delillerini sunması konusunda süre ve imkan tanınması, ondan sonra iddia ve savunma çerçevesinde toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte tartışılıp değerlendirilerek istek hakkında olumlu veya olumsuz karar verilmesi gerekirken, yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Bir kısım davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle, yerel Mahkeme hükmünün yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz eden davacılara iadesine, 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi