Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/16891
Karar No: 2017/17593
Karar Tarihi: 26.12.2017

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2017/16891 Esas 2017/17593 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2017/16891 E.  ,  2017/17593 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
    DAVA TÜRÜ : Tapu İptali ve Tescil

    Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine karar verilmiş olup hükmün davacılar vekili ve davalı ... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
    KARAR

    Davacılar vekili; eldeki davada ve mahkemenin 2005/102, 2005/424, 2005/425, 2005/426, 2005/427 ve 2005/428 Esas sayılı birleşen davalarda haricen satın alma ve kazanmayı sağlayan eklemeli zilyetlik hukuki nedenlerine dayalı olarak dava konusu 523 parsel sayılı taşınmazın her bir davaya dayanak olarak sunulan satım sözleşmelerinde belirtilen miktarlar yönünden tapu kaydının iptali ile vekil edenleri adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı ... vekili, davanın reddine karar verilmesini savunmuş, davalılar ... ve ... 27.3.2013 tarihli keşif sırasındaki beyanlarında yargılama giderlerinin davacılar tarafından ödenmesi şartıyla davayı kabul ettiklerini açıklamışlar, diğer davalılar savunmada bulunmamışlardır.
    Mahkemece, davacıların davalarının tespitten sonraki hakka dayandığı, tespitin kesinleşme tarihine kadar kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolduğu gerekçeleriyle, 2001/203 Esas sayılı asıl davada davacılardan ..."ün davasının kabulüne (toplam 8500m2), ..."in davasının kısmen kabulüne (5500m2), birleşen 2005/102 Esas sayılı davada davacılar ... ve... davalarının satın aldıkları .... ve mirasçılarını davalı olarak göstermedikleri gerekçeleriyle husumet nedeniyle reddine, birleşen 2005/425 Esas sayılı davada davacı ..."in tapu iptali ve tescili davasının kabulüne (toplam 3000m2), terditli olarak sebepsiz zenginleşmeye dayalı iade davası yönünden karar verilmesine yer olmadığına, birleşen 2005/426 Esas sayılı davada davacı ....mirasçısı ..."ın davasının kabulüne (toplam 6000m2), birleşen 2005/427 Esas sayılı davada davacı ..."un davasının 11975m2 için kabulüne, ..."ın davasının 5475m2 için kabulüne, birleşen 2005/428 Esas sayılı davada davacı ..."nın davasının kabulüne (toplam 3500m2), davacı ..."nın davasının kabulüne (toplam 1500m2), davacı ..."in davasının kabulüne (toplam 2500m2), davacı ..."ün davasının kabulüne (toplam 2500m2), davacı ... herhangi bir talepte bulunmadığından Hatice"nin davası hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi üzerine; hükmün, kabule ilişkin bölümleri yönünden davalı ... vekili tarafından, davacılar vekili tarafından ise birleşen 2005/102 ve 2005/425 Esas sayılı dosyalarda kurulan bölüm yönünden temyiz edilmiştir.
    1- Davalı ... vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosya kapsamından; ... Kadastro Mahkemesi"nin 1969/363 Esas ve 2000/179 Karar sayılı ilamı içeriğinden, dava konusu 523 parsel sayılı taşınmaz ile birlikte dava dışı 521, 522, 524 parsel sayılı taşınmazların 1937 tarih 490 ve 491 tahrir numaralı vergi kayıtları ile... zilyetliğinde bulunduğu belirtilerek 523 parsel sayılı taşınmazın...adına tespit edildiği, ...nın ölümü ile ... ve ..."yi mirasçı bıraktığı, ..."nın mirasçısız ölmesi nedeni ile mirasçısının ... olduğu, tespite itiraz neticesinde hükme esas alınan fen bilirkişi raporunda A+B harfleri ile gösterilen 59.250m2lik kısmının bir kısım davacılar ile davalılar ... mirasçısız öldüğünden ... ve ... mirasçıları adına, C harfi ile gösterilen 139700m2lik kısmının davalılar ... mirasçısız öldüğünden ... ve ... mirasçıları adına tesciline, tespitten sonraki haklara dayalı olarak dava açan müdahil davacılar ...., ..., ..., ..."ın davaları yönünden Mahkemenin görevsizliğine karar verildiği, hükmün temyiz edilmesi üzerine yeniden yapılan yargılamada C harfi ile gösterilen 139700 m2lik kısmın 35254 m2 kısmının.... adına tesciline karar verildiği, hükmün kesinleşmesi ile taşınmazın 1611, 1612 ve 1613 parsel numaraları alarak tescil edildiği anlaşılmıştır.
    Mahkemece eldeki asıl ve birleşen davalar yönünden 27.3.2013 tarihinde mahallinde keşif yapılmış, fen bilirkişi tarafından tanzim edilen rapor ve eki krokide davacılar tarafından talep edilen kısımların 1613 parsel sayılı taşınmaz içerisinde kaldığı belirlenmiş, 1613 parsel sayılı taşınmazın ise tarla vasfında, 104.445.78m2 yüzölçümünde.... mirasçısı ... (16/32) ile ... mirasçıları ... (4/32), ... (3/32), ... (3/32), ... (3/32), ... (3/32) ve ... (3/32) adlarına ifraz nedeni ile 2.2.2012 tarihinde (kesinleşme 20.6.2011) tapuya tescil edildiği görülmüştür.
    Asıl ve birleşen davalarda davacılar öncesi tapusuz olan 523 parsel sayılı taşınmazdan 18.6.1973, 11.6.1973, 20.11.1973, 4.5.1977, 24.5.1977, 13.7.1978, 2.7.1990, 15.12.2004 tarihli satış vaadi ve gayrimenkul zilyetlik devir sözleşmeleri ile yer satın aldıklarını iddia ederek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuşlardır. Davacıların davalarına dayanak olarak sundukları sözleşmeler dava konusu taşınmazın kadastro tespitinden sonra fakat kesinleşmesinden önce yapılan tapusuz taşınmazın satışına ilişkindir. Şu halde; asıl ve birleşen davalarda iddia tespit sonrası ve fakat kesinleşme öncesi eklemeli zilyetliğe dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Az yukarıda da belirtildiği gibi, dava konusu 523 parsel sayılı taşınmazın evveli tapusuz olup , vergi kaydına dayalı olarak tescil edilmiştir. Dayanak satış tespit sonrası tescil öncesi bir tarihe karşılık geldiğinden 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3 maddesinde belirtilen hak düşürücü süre uygulanmaz. Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazlar TMK"nun 762. maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğindedir. Aynı Kanunu"nun 763. maddesi uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşeceğinden, satış ve devirlerin her türlü delille kanıtlanması mümkündür. Ancak, adına tespiti yapılan ....."nın mirasçıları tespit edilemediğinden TMK 501. maddesi gereğince mirasının devlete ait ve intikaline karar verildiği görülmektedir. Başka bir anlatımla dava konusu taşınmazın ... adına kayıtlı (16/32) hissesi kanun uyarınca Hazineye kalmıştır. 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 33. maddesine ve genel hüküm niteliğinde olan aynı Kanun"un 18. maddesine göre, kanunlar uyarınca Devlete kalan taşınmaz malların, tapuda kayıtlı olsun veya olmasın kazandırıcı zamanaşımı yolu ile iktisap edilmesi mümkün değildir. Bu sebeple, davanın davalı ... yönünden reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olmuştur

    2- a-Davacılar vekilinin birleşen 2005/425 Esas sayılı davaya ilişkin kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
    Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller Mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre; davacılar vekilinin birleşen 2005/425 Esas sayılı dava dosyası hakkında kurulan hükme yönelik temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
    b-Davacılar vekilinin birleşen 2005/102 Esas sayılı davaya ilişkin kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
    Birleşen 2005/102 Esas sayılı dava dosyasında; davacılar ... ve ... 2.7.1990 ve 15.12.2004 tarihli tarla satış ve zilyetliğin devri sözleşmeleri ile dava konusu 523 parsel sayılı taşınmazın 4000m2"lik kısmını satın adıklarını belirterek tapu iptali ve tescil isteminde bulunmuşlar, Mahkemece sözleşmede satıcı olarak görünen...veya mirasçılarına husumet yöneltilmediğinden davanın husumet yönünden reddine karar verilmiştir.
    Kural olarak, tapu iptali ve tescil davalarında husumetin kayıt maliki olan tüm kişiler aleyhine, kayıt maliki ölmüş ise mirasçılarına yöneltilmesi gereklidir. Somut olayda, davacılar tarafından iptali istenen taşınmazda kayıt maliki bulunan kişilere husumet yöneltilerek dava açıldığı belirlendiğinden davanın husumet nedeniyle reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
    Bundan ayrı toplanan delillerden, davacıların davalarına dayanak olarak sundukları 2.7.1990 tarihli sözleşme içeriğinde, "...dan intikal eden 10 dönüm tarlanın 2000m2sinin ..., .... ve ..."a satıldığının, satış parasının nakden alındığının " belirtildiği ve satan kişinin .... olduğu, 15.12.2004 tarihli sözleşme içeriğinde ise "523 parselde kayıtlı 2000m2 arazinin ...ve ..."a satıldığı ve satış parasının nakden alındığı" ifadelerine yer verildiği ve satan kişinin ....olduğu anlaşılmıştır. Mahkemece 27.3.2013 tarihinde mahallinde yapılan keşifte; mahalli bilirkişiler dava konusu 523 parsel sayılı taşınmazın 10 dönümlük kısmının.."ya bağışlandığını,..."in de dava konusu yerin bir kısmını sattığını, bir kısmını da...u"ya bağışladığını, onun da davacılara sattığını beyan etmişler, tanık olarak dinlenen...... mirasçısı ..."ın da mirasbırakan... tarafından 2 dönüm yerin davacılara satıldığı, 2 dönüm yerin de kardeşi ..."ya bağışladığını açıklamıştır. Keşif sonrası fen bilirkişi tarafından tanzim edilen bilirkişi rapor ve eki korkisinde D harfi ile gösterilen yerin ...ve ... kulllanımında bulunduğunun ifade edildiği görülmüştür.
    Daha önce de belirtildiği üzere, dava konusu taşınmazların evveli tapusuz olup, belgesizden tespit ve tescil edilmiştir. Dayanak satış, tespit sonrası ve tescil öncesi bir tarihe karşılık geldiğinden 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 12/3 maddesinde belirtilen hak düşürücü süre uygulanmaz. Tapuda kayıtlı bulunmayan taşınmazlar TMK"nun 762. maddesi hükmüne göre menkul mal niteliğindedir. Aynı Kanunun 763. maddesi uyarınca bu gibi malların mülkiyetinin devri zilyetliğin karşı tarafa teslimi ile gerçekleşeceğinden, satış ve devirlerin her türlü delille kanıtlanması mümkündür.
    Saptanan olgular karşısında, birleşen davacılar tarafından dava konusu edilen yere ilişkin satın alma ve eklemeli zilyetlik hukuki nedenlerine göre kazanma koşulları oluştuğu anlaşıldığından, birleşen 2005/102 Esas sayılı dava yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde husumet nedeniyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda 1. bentte açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin, 2-b bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan kabulüyle usul ve kanuna aykırı görülen yerel mahkeme hükmünün 6100 sayılı HMK"nın Geçici 3. maddesi
    uyarınca 1086 sayılı HUMK"un 428. maddesi gereğince BOZULMASINA, davacılar vekilinin diğer temyiz itirazlarının 2-a bentte açıklanan nedenlerle REDDİNE, taraflarca HUMK"un 440/1 maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde davacılara iadesine 26.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.










    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi