
Esas No: 2014/18717
Karar No: 2014/18717
Karar Tarihi: 22/3/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
SEVGİ DAYLAN BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/18717) |
|
Karar Tarihi: 22/3/2017 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Serruh KALELİ |
|
|
Hicabi DURSUN |
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN |
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ |
Raportör Yrd. |
: |
Gökçe
GÜLTEKİN |
Başvurucu |
: |
Sevgi DAYLAN |
Vekili |
: |
Av. Ercan KANAR |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 26/11/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu, silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediği
iddiasıyla 18/5/2010 tarihinde tutuklanmış; Erzurum Cumhuriyet Başsavcılığının
(CMK mülga 250. madde ile görevli) 7/7/2010 tarihli iddianamesi ile hakkında
kamu davası açılmıştır. (Kapatılan) Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinin (CMK
mülga 250. madde ile görevli) 20/12/2011 tarihli kararıyla başvurucunun 6 yıl 3
ay hapis cezası ile cezalandırılmasına karar verilmiştir. Temyiz üzerine hüküm,
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 9/6/2014 tarihli kararı ile onanmıştır.
7. Kararın kesinleşme işlemi 22/7/2014 tarihinde gerçekleştirilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
8. Mahkemenin 22/3/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
9. Başvurucu; hakkında yürütülen yargılama sonucunda hakkaniyete
uygun yargılanma hakkı, makul sürede yargılanma hakkı, kanuni hâkim güvencesi,
masumiyet karinesi, etkili başvuru hakkı ve gerekçeli karar hakkının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
10. Dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin
öngörülmesi -bu süreler dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça-
hukuki belirlilik ilkesinin bir gereğidir ve mahkemeye erişim hakkına aykırılık
oluşturmaz. (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013,
§ 27).
11. Bireysel başvuruların 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 47.
maddesinin (5) numaralı fıkrası ile Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün
64. maddesinin (1) numaralı fıkrası uyarınca başvuru yollarının tüketildiği
tarihten, başvuru yolu öngörülmemiş ise ihlalin öğrenildiği tarihten itibaren otuz
gün içinde yapılması gerekmektedir. Anılan düzenlemelerde başvuru yolu
öngörülen durumlarda bireysel başvuru süresinin başlangıcına ilişkin olarak "başvuru yollarının tüketildiği tarih"ten
söz edilmekte ise de haberdar olunmayan bir hususta başvuru yapılamayacağı
dikkate alınarak bu ibarenin "nihai kararın gerekçesinin öğrenilebildiği tarih" olarak anlaşılması gerekir.
Bu öğrenme, somut olayın özelliklerine göre farklı şekillerde gerçekleşebilir.
12. Bireysel başvuru süresi bakımından "nihai kararın gerekçesinin
tebliği", öğrenme şekillerinden biridir (Mehmet
Ali Kurtuldu, B. No: 2013/5504, 28/5/2014, § 27). Ancak öğrenme,
gerekçeli kararın tebliği ile sınırlı olarak gerçekleşmez; başka şekillerde de
öğrenme söz konusu olabilir. Bu kapsamda nihai kararın gerekçesinin
"dosyadan suret alınması" gibi hâllerde öğrenilmesi de mümkündür.
Başvurucuların nihai kararın gerekçesini "öğrendiklerini beyan ettikleri
tarih" de bireysel başvuru süresinin başlangıcı olarak ele alınabilir (İlyas Türedi, B. No: 2013/1267, 13/6/2013,
§§ 21, 22).
13. Diğer yandan nihai kararın gerekçesi öğrenilmemiş olmakla
birlikte sonucunun öğrenildiği durumlar da söz konusu olabilir. Böyle bir
durumda sonucu öğrenilen nihai kararın gerekçesine derece mahkemesinden kesin
olarak erişilebilmesi mümkün ise bireysel başvuru süresinin sonucun öğrenildiği
tarihten itibaren başlatılması gerekir (Aydın
Selçuk, B. No: 2014/3194, 20/11/2014, § 24; Özgür Çapkın, B. No: 2014/2546,
30/12/2014, § 24; Halil Aslan, B.
No: 2014/3038, 10/12/2014, § 38).
14. Nihai kararın gerekçesinin öğrenilemediği veya nihai kararın
sonucunun öğrenilip gerekçesinin kesin olarak öğrenilme imkânının elde
edilemediği hâllerde başvuru süresinin hangi tarihten başlayacağının
belirlenmesi gerekir. Aksi hâlde sınırsız bir başvuru süresi söz konusu
olabilecektir. Bu kapsamda yapılacak değerlendirmede sürenin başlangıç
tarihinin, başvurucuların özen yükümlükleri ile mahkemeye erişim haklarının
aşırı sınırlanmaması hususlarının birlikte dikkate alınması gerekir.
15. Başvurucuların bireysel başvuruda bulunmak amacıyla dava ve
başvurularını takip etmek için gerekli özeni gösterme yükümlülüğü vardır.Bu yükümlülük kapsamında ilk derece mahkemesine
fiilen ulaşan nihai kararın gerekçesini öğrenme konusunda gerekli özeni
gösterme sorumluluğu başvuruculara aittir. Diğer bir ifadeyle başvurucular veya
vekillerinin ilk derece mahkemesine ulaşan kararın bir örneğini almak için
özenli davrandıklarını kanıtlamaları gerekir (Fatma
Gökot, B. No: 2013/5697, 21/4/2016, § 50).
16. Yargıtay Ceza Daireleri tarafından verilen kararların
taraflara tebliğine ilişkin bir düzenleme mevzuatta bulunmamaktadır. Ceza
yargılamasında nihai kararın tebliğ edilmediği durumlarda kararın derece
mahkemesine ulaşmasından ve böylece gerekçesinin erişilebilir olmasından sonra
özen yükümlülüğü kapsamında makul bir süre içinde bireysel başvuru yapmak
isteyen ilgililerden karara erişmeleri ve karar gerekçesini öğrenmeleri
beklenir. Bu kapsamda erişilebilir olan nihai kararın en geç üç ay içinde
ilgilileri tarafından bilindiği ve gerekçesinin öğrenildiği kabul edilmelidir.
Aksi tespit edilmediği sürece bireysel başvuru için 6216 sayılı Kanun"da
öngörülen otuz günlük başvuru süresi bu tarihten itibaren başlayacaktır (A.C. ve diğerleri [GK], B. No:
2013/1827,25/2/2016, § 30; Fatma Gökot, § 51).
17. Somut olayda (kapatılan) Erzurum 2. Ağır Ceza
Mahkemesinin(CMK mülga 250. madde ile görevli) 20/12/2011 tarihli hükmü,
Yargıtay 9. Ceza Dairesinin 9/6/2014 tarihli kararı ile onanmış ve aynı tarihte
kesinleşmiştir. Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi"nden (UYAP) yapılan
araştırmada Yargıtay ilamının en geç kararın kesinleştirme işleminin
gerçekleştirildiği, 22/7/2014 tarihinde Mahkemeye ulaştığı görülmüştür. Diğer
bir ifadeyle başvurucunun nihai kararın içeriğine erişme imkânını en geç 22/7/2014
tarihinde elde ettiği anlaşılmıştır.
18. Nihai kararın içeriğine erişme imkânının elde edildiği
22/7/2014 tarihinden itibaren özen yükümlüğü kapsamında kararın içeriğinin
öğrenildiği kabul edilen üç aylık sürenin sonundan itibaren otuz günlük bireysel
başvuru süresi içinde en geç 21/11/2014 tarihine kadar başvurucu tarafından
bireysel başvuruda bulunulması gerekirken başvuru süresi geçtikten sonra
26/11/2014 tarihinde bireysel başvuru yapılmıştır.
19. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin süre
aşımı nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun süre aşımı nedeniyle
KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
22/3/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.