11. Hukuk Dairesi 2019/4675 E. , 2020/1317 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 5. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 09/09/2015 tarih ve 2010/478-2015/606 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı TMSF vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, bazı noksanlıkların ikmali için mahalline gönderilen dosyanın eksikliklerin giderilmesinden sonra gönderildiği anlaşılmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; TSMF"nin 13/02/2004 tarih ve 13 sayılı 09/02/2014 tarih ve 51 sayılı kararları ile Uzan grubuna ait şirketlerin temettü hariç ortaklık hakları ile yönetim denetime TMSF tarfından el konulduğunu, davacı Prime Prodüksiyon Hizmetleri A.Ş."nin fon tarafından yönetim ve denetime el konulan 74 adet medya grubu şirketinden bir tanesi olduğu, fon kurulu tarafından göreve getirilen yeni medya gurubu yönetimince söz konusu grup şirketlerinin muhasebe kayıtlarının incelemeye alındığı, bu inceleme neticesinde kasada olması gereken nakit ve çek tutarları ile mevcutlar arasında farklar bulunduğunun tespit edildiğini ve denetim kurulu raporunun tanzim edildiğini, denetim kurulu raporu uyarınca şirket kasasında mevcut açığın fiili olarak şirket kasasına ödenmemekle birlikte fiktif olarak ödenmiş gibi gösterilen apel ödemelerinden kaynaklandığını, davalıların bir kısmının figüran ortak, bir kısmının hakim ortak konumunda bulunduklarını, diğer davalıların da değişik kademelerde yönetici ve denetici sıfatlarının olduğunu, davalıların el ve iş birliği içinde bulunduklarını, muvazaalı ve organize hareket ederek bu zararı meydana getirdiklerini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 788.000 TL’nin faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Bir kısım davalılar ve vekilleri, zamanaşımı def’inde bulunmuş, davalıların sorumluluklarının bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; davacının iddia ettiği gibi apel ödemelerinin fiktif yapılmasından kaynaklı bir zararın bulunmadığı, el koyma tarihi itibariyle yapılmış bir devir teslim tutanağının mevcut olmaması, ayrıca sayım tutanağının bulunmaması nedenleriyle açığın tam olarak kim tarafından ve ne zaman yapıldığının belirlenmesinin de mümkün olmadığı, el koyma tarihi itibariyle zararın varlığının tespit edilmemesi ve buna bağlı olarak da davalıların sorumluluğundan söz edilemeyeceği gerekçesiyle, davalı ... "ın ölü olduğu anlaşılmakla ölü kişi aleyhine dava açılamayacağından bu davalı yönünden davanın reddine, davalılar ... , ..., ..., ..., ...ve ... hakkında açılan davanın HMK 150. maddesi gereğince açılmamış sayılmasına, diğer davalılar aleyhine açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı davacı TMSF vekili temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davacı TMSF vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacı TMSF vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, davacı TMSF"den harç alınmasına yer olmadığına, 12/02/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.