
Esas No: 2015/41648
Karar No: 2018/5124
Karar Tarihi: 26.04.2018
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 2015/41648 Esas 2018/5124 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalılar avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı müteahhit şirketin kat karşılığı inşaat sözleşmesi gereğince 8 nolu parselde inşaa ettiği binadan 2.kat daireyi müteahhit davalı ..."dan satın alıp bedelini ödediğini, davalı şirket tarafından tapu devrinin de verildiğini ancak dava dışı arsa sahibinin inşaat sözleşmesini feshetmesi nedeni ile aleyhine açtığı dava sonucu adına verilen tapunun iptal edilerek kararın kesinleştiğini ileri ileri sürerek, müspet zararından şimdilik 120.000,00 TL. ile, 10.000,00 TL. kira kaybı bedelinin faizi ile ile ödetilmesini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, 63.949,00 TL."nin dava tarihinden yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davalıların aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Taraflar arasındaki gayrimenkul satışına ilişkin sözleşme davalı yüklenici durumunda bulunduğundan ve tapu devri de gerçekleştiğinden alacağın temliki hükümlerine göre geçerlidir. Dava dışı arsa sahibi tarafından davacı aleyhine açılan dava sonucu dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapusunun iptal edildiği ve anılan kararın Yargıtay aşamasından geçerek 26.12.2005 tarihinde kesinleştiği anlaşılmaktadır. Geçerli satışlarda, davacı, ifanın imkansız hale geldiği tarih itibariyle satışa konu taşınmazın rayiç değerini isteyebilir. Mahkemece de esasen bu husus açıklandığı halde bilirkişi raporunda dava tarihindeki taşınmazın ikame değerine ilişkin olarak hesaplanan bedele karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, ifanın imkansız hale geldiği 26.12.2005 tarihi itibariyle taşınmazın belirlenecek raiç değerine karar verilmesi gerekirken, aksi düşüncelerle yazılı şekilde dava tarihindeki ikame değerine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan 1. bent gereğince davalıların diğer temyiz itirazlarının reddine, 2. bent gereğince temyiz olunan mahkeme kararının davalılar yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26/04/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.