19. Hukuk Dairesi 2016/5935 E. , 2017/3721 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne, kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı şirket yetkilisi..., davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ... gelmiş olduğundan duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, müvekkilinin davalı şirkete satıp teslim ettiği mallardan dolayı 150.313,61 TL alacağı bulunduğunu, bu alacağın tahsili için ... İcra Müdürlüğü’nün 2012/1704 esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattıklarını, davalının takibe itiraz ettiğini, ancak takipten sonra 40.000,00 TL ödemede bulunduğunu, bakiye borcun 82.357,45 TL kaldığını iddia ederek davalının itirazının 82.357,61 TL üzerinden iptaline, bu miktar üzerinden takibin devamına ve % 20 oranında icra inkâr tazminatına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, itirazın iptali davasının bir yıllık hak düşürücü süre içinde açılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili 15.04.2015 tarihli ıslah dilekçesinde, davaya alacak davası olarak devam etmek istediklerini, davalarını ıslah ettiklerini, müvekkilinin ayakkabı üreticisi olduğunu, müvekkilinin 2010-2011 yılları arasında davalıya 11 adet fatura ile toplam 122.357,00 TL tutarında mal sattığını, ancak bedelini alamadığını iddia ederek 122.357,00 TL alacağın davalının temerrüde düştüğü icra takibinin açıldığı 27.01.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili ıslah dilekçesine verdiği cevap dilekçesinde, davacının ıslah dilekçesinden sonra bir hafta içinde yeni bir dava dilekçesi vermediğinden, ıslahın geçersiz olduğunu, ıslah yapılmamış gibi davaya devam edilmesi gerektiğini, aksi halde taraflar arasındaki ilişkinin konsinye satış ilişkisi olduğunu, bu sebeple muaccel bir alacak bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Davacı vekili 07.01.2016 tarihli duruşmadaki beyanında, talep ettikleri alacağın 65.000,00 TL kısmından feragat ettiklerini bildirerek bakiye 57.357,00 TL’nin takip tarihinden itibaren işleyecek ticari faizi ile birlikte davalıdan tahsilini istemiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı arasında ayakkabı satışı hususunda ticari ilişki bulunduğu, 2008 yılından 23.02.2010 tarihine kadar bir kısım alışverişlerde taraflar arasında konsinye satışın uygulandığı, davacı tarafından gönderilen fatura ve sevk irsaliyelerine satışın konsinye satış olduğunun yazıldığı, ancak davacı tarafça da iddia edildiği gibi 10.08.2010 tarihinden sonra yapılan satışlarda bu yönde bir kaydın olmadığı gibi tarafların ticari defterlerinde de bu yönde bir kaydın bulunmadığı, davalı tarafça ileri sürülen satışın konsinye satış olduğu ve mal satıldıkça bedelin ödeneceği yolundaki savunmanın ispat edilemediği, davalının mal almadığını savunduğu iki adet faturanın da kendi ticari defterlerinde kayıtlı olduğu, davacının ödemeler düşüldükten sonra kendi ticari defterlerine göre 57.404,33 TL alacaklı olduğu, davacının davayı 122.357,00 TL üzerinden ıslah etmesine rağmen, 65.000,00 TL’lik kısmından feragat ettiği gerekçesiyle davanın kısmen kabul, kısmen reddine, 57.357,00 TL alacağın 03.02.2012 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya ödenmesine, bakiye 65.000,00 TL yönünden feragat nedeniyle davanın reddine karar verilmiş, hüküm davalı vekilince temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara kararın dayandığı delillerle gerektirici sebeplere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davacı yararına takdiren 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edenden alınmasına, 11/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.