4. Hukuk Dairesi 2016/13954 E. , 2018/5181 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 04/09/2014 gününde verilen dilekçe ile haksız eylemden kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 17/11/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, haksız eyleme dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı vekili, davalının davacıdan 55,50 gr altın alacağı olan belgeyi 115,50 gr olarak değiştirip davacı aleyhine ilamsız icra takibi başlattığını, davacının bu takibe itiraz ettiğini ve takibin durduğunu, şikayet üzerine bu olayla ilgili olarak davalı hakkında özel belgede sahtecilik ve dolandırıcılık suçlarından ceza davası açıldığını ve ... 3. Ağır Ceza Mahkemesinin 2013/239 esas sayılı dosyasında davalı hakkında mahkumiyet kararı verildiğini, davacının aleyhine başlatılan icra takip ve dava dosyalarında kendisini vekille temsil ettirmesi nedeniyle vekile yaptığı ödeme kadar maddi zararının bulunduğunu ayrıca davacının davalının haksız eylemi nedeniyle altı yıldan fazla süredir haksız icra takibi ve davalarla uğraşmak durumunda kaldığını, bu nedenle manevi olarak yıprandığını beyan ederek maddi ve manevi zararın tazminini istemiştir.
Davalı vekili, davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece; koşulları oluşmadığından maddi tazminat talebinin reddine, davacının haksız olarak başlatılan icra takibi ve davalarla uğraşmak durumunda kaldığından ve toplum nezdinde küçük düştüğünden bahisle ise; manevi tazminat isteminin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Manevi zarar, kişilik değerlerinde oluşan objektif eksilmedir. Duyulan acı, çekilen ızdırap manevi zarar değil onun görüntüsü olarak ortaya çıkabilir. Acı ve elemin manevi zarar olarak nitelendirilmesi sonucu tüzel kişileri ve bilinçsizleri; öte yandan acılarını içlerinde gizleyenleri tazminat isteme haklarından yoksun bırakmamak için yasalar, manevi tazminat verilebilecek olguları sınırlamıştır. Bunlar, kişilik değerlerinin zedelenmesi (Türk Medeni Kanunu md. 24.), isme saldırı (Türk Medeni Kanunu md. 26), nişan bozulması (Türk Medeni Kanunu md. 121), evlenmenin feshi (Türk Medeni Kanunu md. 158), bedensel zarar ve ölüme neden olma (818 sayılı Borçlar Kanunu md. 47, TBK md. 56) durumlarından biri ile kişilik haklarının zedelenmesidir. (818 sayılı Borçlar Kanunu md. 49, TBK md. 58.) Bunlardan Türk MedeniKanunu"nun 24. maddesi ile 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 49. (TBK 58.) maddesi daha kapsamlıdır. Türk Medeni Kanunu"nun 24. maddesinin belli yerlere yollaması nedeniyle böyle bir olgunun bulunduğu yerde, onu düzenleyen kurallar (örneğin; Türk Medeni Kanunu md. 26, 174, 287); bunların dışında Borçlar Kanunu"nun 49. (TBK 58.) maddesi uygulanır. Türk Medeni Kanunu"nun 24. ve 818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 49. (TBK 58.) maddesinde belirlenen kişisel çıkarlar, kişilik haklarıdır. Kişilik hakları ise, kişisel varlıkların korunmasıyla ilgilidir. Kişisel varlıklar, bedensel ve ruhsal tamlık ve yaşam ile nesep gibi insanın, insan olmasından güç alan varlıklar ya da kişinin adı, onuru ve sır alanı gibi dolaylı varlıklar olarak iki kesimlidir. Tekniğin gelişimi ve yaşam koşullarına göre belirlenmiş varlıklar, açıklanan olgularla çevrelendirildiğinde, davaya konu olayın bu çerçeve dışında kalması durumunda manevi tazminat isteği reddedilmelidir.
Somut olayda, davalı tarafından davacı aleyhine sadece haksız icra takibi yapılması davacının iç huzurunu bozacak nitelikte bir olgu değildir. Ayrıca manevi tazminat koşullarını düzenleyen TBK 58. maddesine göre davalının bu haksız eylemi kişinin sosyal, fiziki ve kişilik değerlerine saldırı oluşturacak nitelikte bir eylem olarak da kabul edilemez.
Bu durumda, mahkemece, açıklanan yönler gözetilerek manevi tazminat isteminin tümden reddine karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle, yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediğinden kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 28/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.