
Esas No: 2018/1225
Karar No: 2019/6015
Karar Tarihi: 01.10.2019
Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/1225 Esas 2019/6015 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 17. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 28/12/2015 gün ve 2015/113 - 2015/513 sayılı kararı bozan Daire"nin 01/11/2017 gün ve 2016/3958 - 2017/5978 sayılı kararı aleyhinde davalı-karşı davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı-karşı davalı vekili, 22/11/2008 tarihindeki şiddetli fırtınada müvekkiline ait geminin Pendik"te demirdeyken davalıya ait dubanın demirini koparıp müvekkilinin gemisinin üzerine gelerek hasara neden olduğunu, mahkeme kanalı ile hasarın tespit edildiğini ileri sürerek, 66.000.- TL zararın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalı-kaşı davacıdan tahsilini talep ve dava etmiş, karşı davanın reddini istemiştir.
Davalı-karşı davacı vekili, asıl davanın reddini istemiş, karşı davada ise, dubaya çarpan davacı gemisinin bağlama halatlarının kopması ve müvekkiline ait dubanın kayalıklara sürüklenmesi sebebiyle zarar gördüğünü ileri sürerek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 7.000.- TL"nin davalı-karşı davacıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, gemi ve dubanın bağlanmış olduğu yerin herhangi bir rıhtım yada iskele olmadığı, halatların sahildeki kayalara bağlanmış olduğu, hal böyle iken kötü hava şartlarında gemi ve dubanın bulunduğu yerden sürüklenip birbirine çarpmasının beklenen bir durum olduğu, zira gemi ve dubanın bağlandığı yerin emniyetli bir rıhtım, iskele veya liman konumunda olmadığı, olayın vuku bulmasında her iki yanında eşit oranda kusurlu olduğu, genel hukuk prensibine göre davacının kendisinin de kusurlu olduğu olayda davalıdan zararlarını talep edemeyeceği gerekçesiyle, asıl davanın reddine, karşı dava yönünden verilen karar kesinleşmiş olduğundan, bu konuda karar verilmesine yer olmadığına dair verilen kararın davacı-karşı davalı vekili tarafından temyizi üzerine karar Dairemizce bozulmuştur.
Davalı-karşı davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davalı-karşı davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı-karşı davacı vekilinin karar düzeltme isteğinin HUMK 442. maddesi gereğince REDDİNE, aşağıda yazılı bakiye 17,70 TL karar düzeltme harcının ve 3506 sayılı Yasa ile değiştirilen HUMK 442/3. maddesi hükmü uyarınca takdiren 389,49 TL para cezasının karar düzeltilmesini isteyen davalı-karşı davacıdan alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 01/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.