15. Hukuk Dairesi 2018/2214 E. , 2018/4602 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk Mahkemesi
Yukarıda tarih ve numarası yazılı hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiş, asıl ve birleşen dosyalar davalıları vekili tarafından duruşmalı istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen günde asıl ve birleşen dosyalar davacısı ... vekili Avukat Ayşe İrem Yeniçulha ile asıl ve birleşen dosyalar davalıları vekili Avukat ... geldi. Temyiz dilekçelerinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan taraflar avukatları dinlendikten sonra vaktin darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmıştı. Bu kere dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği konuşulup düşünüldü:
- K A R A R -
Uyuşmazlık arsa payı karşılığı inşaat yapım sözleşmesinden kaynaklanmış olup asıl ve (2008/316 Esas sayılı dosya dışındaki) üç birleşen dosyada davacı arsa sahibi, gecikme (kira) tazminatı, eksik ve ayıplı işlerin giderim bedeli ile yüklenici yerine ...’ye ödenen
paranın yüklenici şirket ve kefillerden tahsilini, birleşen ... 8. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2008/316 Esas sayılı dosyasında ise davacı yüklenici, sözleşme dışı yapılan işlerin bedelinin davalı arsa sahiplerinden tahsilini istemiştir. Mahkemece arsa sahiplerinden ...’nın açtığı davanın feragat nedeniyle reddine, diğer arsa sahibi ...’nın açtığı asıl davanın kısmen, birleşen davaların tümden kabulüne, yüklenicinin açtığı birleşen 2008/316 Esas sayılı davanın ise reddine dair verilen karar, arsa sahibi ... vekili ile yüklenici şirket ve kefiller vekilince temyiz edilmiştir.
Adil yargılanma hakkı, Anayasamızın 36/1. maddesinde ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 6. maddesinde düzenlenmiştir. ... İnsan Hakları Mahkemesi"nin bazı kararları ile Anayasa Mahkemesi"nin bireysel başvuruya ilişkin bazı kararlarında gerekçeli karar hakkının adil yargılanma hakkının somut görünümlerinden olduğu belirtilmiştir. Anayasa"nın 141/3. maddesine göre bütün mahkemelerin her türlü kararları gerekçeli olarak yazılır. Adil yargılanma hakkının sağlanması kapsamında kararların gerekçeli olmasıyla ilgili kamu düzenine ilişkin hükümlere 6100 sayılı HMK"da da yer verilmiştir. HMK 297. maddeye göre hükümde tarafların iddia ve savunmalarının özeti, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususlar, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan deliller, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesi, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepler yer almalı ve sonuç kısmında da taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi, yani açık ve infazda tereddüt yaratmayacak nitelikte karar verilmesi gereklidir.
HGK"nın 24.02.2010 tarihli 2010/1-86 Esas ve 2010/108 Karar sayılı kararında da belirtildiği üzere; "Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar; kararın gerekçesinin de sonucu ile tam bir uyum içinde, o davaya konu maddi olguların mahkemece nasıl nitelendirildiğini, kurulan hükmün hangi nedenlere ve hukuksal düzenlemelere dayandırıldığını ortaya koyacak; kısaca, maddi olgular ile hüküm arasındaki mantıksal bağlantıyı gösterecek nitelikte olması gerekir.
Zira tarafların o dava yönünden, hukuk düzenince hangi nedenle haklı veya haksız görüldüklerini anlayıp değerlendirebilmeleri ve Yargıtay’ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş; hükmün hangi nedenle o içerik ve kapsamda verildiğini ayrıntılarıyla gösteren, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıktaki bir gerekçe bölümünün ve buna uyumlu hüküm fıkralarının bulunması zorunludur.
Yukarıda yapılan açıklama ve sözü edilen kurallar çerçevesinde somut olay değerlendirildiğinde: Davaların birleştirilmesindeki amaç; usul ekonomisinin sağlanmasıdır. Birleştirilmiş olsa dahi bağımsız dava niteliğini muhafaza ettiklerinden kararın anlaşılabilmesi ve temyiz incelemesinin sağlıklı olarak yapılabilmesi için HMK"nın 297. maddesi hükmü gereğince; asıl ve birleşen davalarla ilgili ayrı ayrı iddia ve savunmaların
açıklanıp delillerin değerlendirilerek, hüküm kısmında asıl ve birleşen davada verilen karar ile taraflara hükmedilen hak ve yükümlülükler, harç, ücreti vekâlet ve yargılama giderlerinin ayrı ayrı gösterilmesi gerekirken mahkemece verilen kararda asıl ve birleşen davalar için hangi dosyada hangi nedenle hangi sonuca ulaşıldığı tam olarak anlaşılamadığı gibi her bir dosya için ayrı ayrı hüküm kurulmadığı görülmektedir.
Ayrıca karar gerekçesinde de belirtildiği üzere birleşen ... 6. Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 2013/556 Esas sayılı dosyasında 6100 sayılı HMK’nın 26. maddesine aykırı biçimde talep aşılarak hüküm kurulduğu anlaşılmaktadır.
Açıklanan nedenlerle kararın bozulması gerekmiş, bozma nedenine göre şimdilik tarafların diğer temyiz itirazları incelenmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün temyiz eden taraflar yararına BOZULMASINA, verilen kararın niteliğine göre tarafların diğer temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, 1.630,00"ar TL duruşma vekillik ücretinin arsa sahibi ... ile yüklenici ... İnş. Oto. Tic. Ltd. Şti., ... ve ...’dan karşılıklı olarak alınarak Yargıtay"daki duruşmada vekille temsil olunan diğer tarafa verilmesine, ödedikleri temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz eden asıl ve birleşen dosyalar davacısı ile asıl ve birleşen dosyalar davalılarına geri verilmesine, karara karşı tebliğ tarihinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme isteminde bulunulabileceğine 21.11.2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.