13. Hukuk Dairesi 2016/9714 E. , 2018/5486 K.
"İçtihat Metni" MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı, davalı tarafından yapılan kalorifer yakıtı alım ihalesi sonucu 5.1.2005 tarihinde sözleşme imzalandığını, şartnamede fiyat farkı verileceğinin hükme bağlanmasına rağmen sözleşmede fiyat farkının verilmeyeceğine dair düzenlemenin bulunduğunu, sözleşmenin şartnameye aykırı olamayacağını ileri sürerek, davalıya verdiği kalorifer yakıtından dolayı fiyat farkı olarak fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kalmak kaydıyla 8.000,00 TL"nin davalıdan tahsilini istemiş; ıslahla birlikte talep sonucunu 97.515,00 TL’ye yükseltmiş; birleşen davada, aynı sözleşme gereğince teslim edilen yakıt nedeniyle oluşan 44.716,61 TL fiyat farkının davalıdan tahsilini istemiştir.
Davalı, asıl ve birleşen davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kabulü ile 97.515,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, asıl ve birleşen davada davalı ile yapılan ihale sonucu imzalanan sözleşme gereğince teslim edilen yakıt nedeniyle şartnamede fiyat farkı verileceği kararlaştırılmasına rağmen verilmediğini ileri sürerek fiyat farkının tahsilini istemiştir. Mahkemece, davanın kabulü ile 97.515,00 TL’nin davalıdan tahsiline karar verilmiştir.
HMK’nun 297 ve devamı maddeleri gereğince bir davada istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenilen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerekli olup, davaların birleştirilmesi durumunda da, asıl ve birleşen davaların birbirinden bağımsız, müstakil davalar olması nedeniyle, hüküm kısmında her bir dava hakkında o davaya ilişkin vekalet ücretleri ve mahkeme masraflarıyla birlikte ayrı ayrı hüküm kurulması zorunludur. Somut olayda, mahkemece, asıl ve birleştirilen davalar yönünden HMK’nun 297 ve devamı maddelerinde belirtildiği şekilde ayrı ayrı hüküm kurulmamış olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
2-Bozma nedenine göre davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenle davalının sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 10/05/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.