17. Hukuk Dairesi 2019/2216 E. , 2020/7510 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacı vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 24.11.2020 Salı günü davacı vekili Av. ... geldi. Davalılar tarafından gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacı vekili dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalı ... aleyhine takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun alacaklılardan mal kaçırmak amacı ile dava konusu taşınmazı 08.01.2013 tarihinde davalı ...’a o da 15.01.2013 tarihinde davalı ...’e, o da 16.09.2013 tarihinde davalı ...’a sattığını öne sürerek yapılan tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Mahkemenin, davanın kabulüne ilişkin kararı, Dairemizin 02.05.2017 tarih 2015/4541 Esas 2017/4926 Karar sayılı ilamı ile dava dayanağı Adana 6.İcra Müdürlüğünün 2013/6158 sayılı dosyasından takip yapıldığı, borçlunun takip adresi olan ...,,... adresinde hiç haciz yapılmadığı, ödeme emrinin tebliğ edildiği ve aynı zamanda borçlunun mernis adresi olan ... adersine 11.07.2013 tarihinde hacze gidildiğinde, borçlunun babasının oturduğunun söylenmesi üzerine adrese girilmeden dönüldüğü, bu adrese yapılan tebligatları borçlu adına babası ... ’in tebliğ aldığından, 11.07.2013 tarihli haciz tutanağının İİK’nun 105.madde niteliğinde bir belge olduğundan söz edilemeyeceği, sonradan kesin aciz belgesi de sunulmadığı, bu durumda, davanın ön koşul yokluğundan reddine karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğundan
bahisle bozulmuş, bozmadan sonra mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK’nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Dava şartları, mahkemenin esası hakkında inceleme yapabilmesi için gerekli şartlar olup, (HMK"nun 114) bu şartların var olup olmadığı davanın her aşamasında öncelikle ve resen incelenir. (HMK’nun 115). Bu genel dava şartlarının yanında yasada somut uyuşmazlığa ilişkin özel dava şartları belirlenmiş ise bu şartlarında HMK’nun 11. maddesi kapsamında araştırılması ve değerlendirilmesi gerekmektedir. HMK"nun 115/2. maddesinde açıkca belirtildiği gibi dava şartları noksanlığının giderilmesi mümkün ise bunun tamamlanması için süre verilir, bu süre içinde noksanlık giderilmemiş ise dava dava şartı noksanlığından red edilir. HMK’nun 115/3. maddesinde ise “Dava şartı noksanlığı, mahkemece, davanın esasına girilmesinden önce fark edilmemiş, taraflarca ileri sürülmemiş ve fakat hüküm anında bu noksanlık giderilmişse, başlangıçtaki dava şartı noksanlığından ötürü, dava usulden reddedilemez.”
Bozma ilâmından sonra davacı vekili tarafından ibraz edilen 03.10.2018 tarihli haciz tutanağı İİK’nun 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğu, dava şartı noksanlığı tamamlanmış olduğundan, HMK"nın 115/3. maddesi hükmü karşısında artık davanın esası incelenerek sonucuna göre bir karar vermek gerekir. Bu nedenle usulden red kararı verilmesi doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 2.540,00 TL vekalet ücretinin davalılardan alınarak duruşmada vekille temsil olunan davacıya verilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 24.11.2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.