4. Hukuk Dairesi 2018/3319 E. , 2018/5490 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı ... vekili Avukat ... ... tarafından, davalı ... Sanayi ve Tic. AŞ aleyhine 11/07/2012 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali ve icra-inkar tazminatı istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/10/2017 günlü kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, avukat olarak görev yaptığını ve müvekkilinin işçilik alacaklarıyla ilgili olarak davalı aleyhine icra takibi başlattıklarını, takibe itiraz edilmesi üzerine itirazın iptali davası açtıklarını ancak müvekkili ile davalının anlaşması sonucu müvekkilinin davadan feragat ettiğini ve kendisinin de avukatlık ücretinden mahrum kaldığını, Avukatlık Kanunu"nun 165 maddesi uyarınca tarafların sulh olması nedeniyle avukatlık ücretinden her iki tarafın müteselsilen sorumlu olduğunu belirterek bu amaçla başlatmış olduğu takibe yönelik itirazın iptalini istemiştir.
Davalı, mahkemenin yetkili olmadığını, davacının iddialarını kabul etmediklerini belirterek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kısmen kabulüne dair verilen 21/11/2014 günlü kararın, Dairemizin 10/11/2016 gün ve 2016/8163-2016/11031 E-K sayılı ilamı ile; ""...Avukatlık Kanunu"nun 165. maddesi uyarınca; taraflar arasında ne şekilde olursa olsun anlaşmayla sonuçlanan işlerde her iki taraf avukatlık ücretinin ödenmesi yönünden avukata karşı dayanışmalı olarak (müteselsilen) sorumludur. Ancak, yazılı ücret sözleşmesi yapılan hallerde, bu sözleşmeye taraf olmayan diğer tarafın sorumluluğu, yazılı ücret sözleşmesine göre değil, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenecektir. Zira, sözleşme taraf olan yanları bağlayıp üçüncü kişiler yönünden bağlayıcı değildir. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda; davacı ile müvekkili arasındaki sözleşme hükümleri ile Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre iki ayrı ücret hesaplanmış ve bu doğrultuda hüküm kurulmuştur. Davalının, tarafı olmadığı sözleşme hükümlerince belirlenen ücretten sorumlu tutulması doğru değildir. Davacının, hizmet verdiği icra takibi ve itirazın iptali davası bakımından hak kazandığı vekalet ücreti Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre belirlenen miktar olup yerel mahkemece bu miktara hükmedilmesi gerekirken davacı ile dava dışı müvekkili arasındaki sözleşme hükümlerine göre belirlenen avukatlık ücretine de hükmedilmiş olması usul ve yasaya aykırı olduğu...."" gerekçesiyle bozulmasına karar verilmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyulmasına karar verilerek yapılan yargılamada, davacı avukatın itirazın iptali istemine ilişkin davaya vekalet vermesine rağmen davayı yanında çalışan Av. ...’ın takip ettiği, kendisinin vekil olarak davayı takip etmediği, bu nedenle itirazın iptali davasına yönelik karşı taraf vekalet ücretine hak kazanamayacağı, sadece hizmet verdiği icra takibi yönünden karşı taraf vekalet ücretine hak kazanacağı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verildiği anlaşılmaktadır.
Dairemizin yukarıda anılan bozma ilamına uyulmasına karar verildiği halde mahkemece bozma ilamının gereği yerine getirilmemiştir. Bozma ilamında, davacının hizmet verdiği icra takibi ve itirazın iptali davası bakımından hak kazandığı vekalet ücretine hükmedilmesi gerektiği belirtilmesine rağmen, mahkemece sadece davacının hizmet verdiği icra takibine yönelik vekalet ücretine hükmedilmesi doğru değildir. Bu nedenle, bozma ilamına uyulduğu halde gereği yerine getirilmeden karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenlerle davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 18/09/2018 gününde oy birliğiyle karar verildi.