
Esas No: 2020/381
Karar No: 2021/161
Karar Tarihi: 27.01.2021
BAM Hukuk Mahkemeleri İstanbul Anadolu 3. Asliye Ticaret Mahkemesi 2020/381 Esas 2021/161 Karar Sayılı İlamı
T.C. İstanbul Anadolu 3. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
ESAS NO : 2020/381 Esas
KARAR NO : 2021/161
DAVA : İtirazın İptali (Aval verene karşı adi takip)
DAVA TARİHİ : 24/08/2020
KARAR TARİHİ : 27/01/2021
Mahkememizde görülmekte olan İtirazın İptali (Aval verene karşı adi takip) davasının yapılan açık yargılaması sonunda,
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:
İDDİA, SAVUNMA ve DOSYA KAPSAMI:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ----------- bedelli iki adet çeke imza atmak suretiyle ------------ olduğunu, müvekkil şirket alacağını tahsil etmek için süresinde çekleri bankaya ibraz ettiğini, ancak çeklerin karşılıksız çıktığını, bugüne kadar müvekkil şirkete olan borç ödenme takip konusu çekler, takibe taraf ancak dosyaya itiraz etmediğinden dava dışı olan-------çeklere ---- nihayetinde --------------çek bedellerine ilişkin yapmış olduğu ödemelerin 7 gün içerisinde kendisine ödenmesini istediğini, borçlular tarafından söz konu çek bedelleri müvekkil şirkete bugüne kadar ödenmediğini, bu nedenle de çekin keşidecisi ------------------ aleyhine alacağını tahsil amacıyla İstanbul Anadolu -------. İcra Müdürlüğü -----------. sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20'den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesine ve yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davaya konu icra takibi, tüzel kişiliği olmayan "-------" adına başlatılmış olduğundan icra takibi, baştan itibaren yok hükmünde olduğunu, huzurdaki davada geçerli bir icra takibi bulunmadığını, davacı şirket icra takibinin tarafı olmadığından itirazın iptali davasının açılamayacağını, huzurdaki davada tek davalının müvekkilinin olduğunu, müvekkilinin adresinin-----------olduğunu, bu nedenle yetkili -------- daireleri ve mahkemeleri olduğunu dava konusu çeklerin zamanaşımına uğradığını davacının kötüniyetle takip başlattığını belirterek, açılan davanın reddini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacıya yükletilmesini talep etmiştir.
İNCELEME ve GEREKÇE :
Dava, davacı iş ortaklığını oluşturan--------- borcunu ödemesi üzerine, yaptığı ödemenin davalı gerçek kişiye rücu edilmesi amacıyla başlatılan icra takibine itirazın iptali davasıdır.
Davacı iş ortaklığı, dosyada mübrez çekler sebebiyle başlatılan takipte dava dışı ----------- yaptığı ödeme ile çekleri almış ve çekte ------- takip başlatmıştır.
Davaya konu İstanbul Anadolu -----. İcra Müdürlüğü’nün ------ Esas sayılı icra dosyası incelendiğinde, ------ tarihli takip talebi ile alacaklı iş ortaklığı adına ---- faizle birlikte toplamda ---------- üzerinden icra takibi başlatıldığı, takip tarihinden itibaren ticari faiz talep edildiği görülmüştür. Davaya konu icra dosyasında, ödeme emrinin davalıya/borçluya 25/10/2019 tarihinde tebliğ edildiği, borçlunun 28/10/2019 tarihinde, süresinde icra dairesinin yetkisine, borca,faize ve ferilerine itiraz ettiği, itiraz üzerine takibin durduğu, davacının da süresi içinde, 24/08/2020 tarihinde iş bu itirazın iptali davasını açtığı anlaşılmıştır.
Öncelikle davalının itirazları üzerinde durmak gerekmiştir.
Borçlu(davalı) takipte yetki itirazında bulunduğu gibi, davaya cevap dilekçesinde de, takibe tek itiraz edenin kendisi olduğunu, bu nedenle de icra takibi yetkili icra dairesinde yapılmış olsa dahi itirazın iptali davasında yetkili mahkemenin İstanbul olduğunu ileri sürmüştür. Borçlulardan birinin yerleşim yerinde takip yapılabileceğinden ve muhatap banka şubesinin bulunduğu yer itibariyle icra dairesinin yetkisine itiraz yerinde değildir. İtirazın iptali davasında da yetki itirazı isabeti değildir.
Davalının bir diğer itirazı, davacıların icra takibinde iş ortaklığı adına takip başlatmış olmalarının usulsüz olduğu ve sırf bu nedenle davanın reddedilmesi gerektiğidir. Her ne kadar itirazın iptali davasında iş ortaklığını oluşturan her iki şirket de davacı olarak belirtilerek her iki şirketten alınan vekaletnameler sunularak, dava açılmış ise de takip dosyasındaki eksikliğin sonradan giderilemeyeceği ileri sürülmüştür. İcra takibi tekrar incelendiğinde iş ortaklığı adına----------ortaklığı tarafından vekile vekaletname düzenlenmiş olduğu görülmüştür. Bir diğer ifadeyle itirazın iptali davasında mevcut ise de takip dosyasında her iki şirketten alınmış vekaletname mevcut değildir. Bu durumda davalının taraf ehliyetine ilişkin itirazlarını kabul etmek gerekir. Alacaklı usulüne uygun bir icra takibi başlatmak ve sürdürmek zorundadır. Takip talebinin ıslahı mevzuatımıza göre mümkün olmadığından sonradan düzeltilebilir bir hatanın varlığını kabul etmek mümkün olmamıştır. (İst. Bölge Adliye Mahkemesi, -------
Kaldı ki, husumet meselesi de esasa geçilmeden önce resen incelenmesi gereken bir husus olup, davacıların davalıya husumet yöneltmeleri de mümkün değildir. Zira TTK.nun 814. maddesine göre “Hamilin, cirantalarla düzenleyene ve diğer çek borçlularına karşı sahip olduğu başvurma hakları, ibraz süresinin bitiminden itibaren -------”, aynı maddenin ikinci fıkrasına göre de “Çek borçlularından birinin diğerine karşı sahip olduğu başvurma hakları, bu çek borçlusunun çeki ödediği veya çekin dava yolu ile kendisine karşı ileri sürüldüğü tarihten itibaren------- zamanaşımına uğrar”. Davalının ----- sabittir. Çekin ibraz edildiği tarih------- iş ortaklığının çek bedelini ödediği-----çekler zamanaşımına uğradıktan sonra ilamsız takip yapılmıştır. Zamanaşımına uğrayan çekin kambiyo vasfı sona ereceğinden temel ilişkiye göre ---- sorumluluğuna gidilmesi mümkün değildir. (Y, --------) Bu bakımdan davalının pasif husumeti de yoktur.
kNe var ki, sonuç olarak, öncelikle takibin usulüne uygun olması bir dava şartı olduğundan davanın bu sebeple dava şartı yokluğundan HMK.nun 114/2,115/2 maddeleri uyarınca usulden reddinek karar vermek gerekmiş; aşağıdaki şekilde hüküm oluşturulmuştur.
HÜKÜM:Yukarıda açıklandığı üzere;
1-Usulüne uygun takip yapılmadığı anlaşıldığından davanın usulden reddine,
2- Alınması gerekli 59,30TL harçtan davacı tarafından peşin olarak yatırılan 13.008,38 TL peşin harcın mahsubu ile kalan 12.949,08 TL'nin karar kesinleştiğinde ve talep halinde davacıya iadesine,
3- Davacı tarafından yapılan yargılama giderinin kendi üzerine bırakılmasına,
4- Davalı tarafından yapılan yargılama gideri bulunmadığından bu konuda karar verilmesine yer olmadığına,
5- Kullanılmayan gider avansının karar kesinleştikten sonra talep halinde yatırana iadesine,
6- ------------- göre davalı vekili için takdir olunan 4.080,00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya verilmesine,
Gerekçeli kararın taraf vekillerine tebliğinden itibaren 2 haftalık süre içinde İstinaf Kanun yolu açık olmak üzere davacılar vekili ile davalı vekilinin yüzüne karşı verilen karar açıkça okundu, usulen anlatıldı.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.