Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/648
Karar No: 2019/6161
Karar Tarihi: 03.10.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2018/648 Esas 2019/6161 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2018/648 E.  ,  2019/6161 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : ANKARA BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 21. HUKUK DAİRESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA

    Taraflar arasında görülen davada Ankara 6. Asliye Ticaret Mahkemesince verilen 12/07/2017 tarih ve 2013/132 E.- 2017/639 K. sayılı kararın davalılar vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Hukuk Dairesi"nce verilen 24/11/2017 tarih ve 2017/980 E.- 2017/814 K. sayılı kararın Yargıtayca duruşmalı olarak incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş olduğu anlaşılmakla, duruşma için belirlenen 01.10.2019 günü hazır bulunan davalılar vekili Av. ... ile davacı vekili Av. ...dinlenildikten sonra duruşmalı işlerin yoğunluğu ve süre darlığından ötürü işin incelenerek karara bağlanması ileriye bırakıldı. Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacı vekili, davacı ve davalılar ...ile ...’ın diğer davalı şirketin ortakları oluğunu, şirketin içinin davalılar tarafından boşaltıldığını, şirketin paralarının davalı şahıslarca çekilip mal edinildiğini, davacının davalı şirkete oldukça kâr getireceği değerlendirilen Hatipoğlu Madencilik Ltd. Şti. ile tedarik sözleşmesi akdetmek istediğini, davalıların bu protokolün hayata geçirilmesine engel olduklarını, davacının önce fiilen, sonrasında hukuken şirketten tasfiye edilmek istendiğini, azli için aleyhine dava açıldığını, sonuç olarak davacının %50 hissedarı ve müştereken imza yetkisine sahip ortağı bulunduğu şirket ile bağının fiilen ve hukuken haksız biçimde koparıldığını, davacının kâr payı vs. haklarının ödenmediğini, davalıların hile ve zor ile müvekkilini şirket yönetiminden uzaklaştırdıklarını, yine davalı ortakların şirketi bilerek ve kötü niyetle zarara uğratacak eylemler yaptığını ileri sürerek, davalı şirkete tedbiren yönetim kayyımı atanmasına, şirket müdürlerinin yönetim yetkilerinin kaldırılmasına, davalı ortakların şirket ortaklığından çıkarılmasına, ...’un ortak olarak kabul edilip şirketin davacı ve ... ortaklığında devamına, bu taleplerin yerinde görülmemesi halinde şirketin fesih ve tasfiyesine, davacının tasfiye memuru olarak atanmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekili, davacının şirket müdürlüğünden azli için açılan davanın kabulle sonuçlandığını, kanuna ve hukuka aykırı işlemler tesis ederek şirketi iflas ettirmeye çalışan davacının kendi kusurlarıyla sebep olduğu olaylara dayanarak eldeki davada talepte bulunmasının MK"nın 2. maddesine aykırılık teşkil ettiğini, davacının 6102 sayılı TTK"nın 636-640. maddelerine dayalı olarak açtığı davanın dayanağının bulunmadığını, TTK"nın 638/2.maddesi gereğince davacının şirketten çıkma hakkını kullanmasının mümkün olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    İlk derece mahkemesince, davanın kısmen kabulüne, davacının davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine, 343.451,51 TL çıkma payının davalı şirketten tahsiliyle davacıya ödenmesine, mahkeme veznesine depo edilen miktarın davacıya ödenmesine, bu miktarın davalı şirketten tahsil edilecek çıkma payı bedelinden mahsubuna, davacının fesih tasfiyeye yönelik ve fazlaya ilişkin talebi yerinde görülmediğinden reddine karar verilmiştir.
    Karara karşı, davalılar vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuştur.
    Ankara Bölge Adliye Mahkemesince, tüm dosya kapsamına göre; davalılar vekilinin istinaf başvurusunun HMK"nın 353/(1)-b.1 maddesi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
    Bölge Adliye Mahkemesinin kararı, davalılar vekilince temyiz edilmiştir.
    1- Dava; davacı ve davalı şirket ortakları arasındaki anlaşmazlık sebebiyle şirket ortağı davalıların ortaklıktan çıkarılması veya şirketin fesih ve tasfiyesine karar verilmesi istemine ilişkin olup, mahkemece, taraflar arasındaki uyuşmazlıklar kapsamında mevcut ortak yapısıyla davalı şirketin faaliyetine devam etmesi imkanının kalmadığı, TTK’nın 436/3. maddesi gereği haklı sebeplerin varlığında her ortağın mahkemeden şirketin feshini isteyebileceği, mahkemenin istem yerine, davacı ortağa payının gerçek değerinin ödenmesine ve davacı ortağın şirketten çıkarılmasına veya duruma uygun düşen ve kabul edilebilir diğer bir çözüme hükmedebileceği, haklı sebepler ile şirketin feshi veya davalıların davalı şirket ortaklığından çıkartılması yerine davacı ortağın payının gerçek değerinin ödenmesi ve şirketten çıkarılmasına karar verilmesinin mevcut delil durumu itibariyle daha yerinde olduğu kabul edilmiş ve davacının davalı şirket ortaklığından ayrılmasına izin verilmesine, belirlenen çıkma payının tahsiline karar verilmiştir.
    Ortak şirketten ayrıldığı takdirde, esas sermaye payının gerçek değerine uyan ayrılma akçesini isteme hakkına sahiptir. Mahkemece tesis edilen karar, inşai nitelikte olup, karar tarihi itibariyle hüküm ve sonuç doğuracağından Dairemizin yerleşik içtihatlarına göre, ortaklıktan çıkma payının, karar tarihine en yakın tarih itibariyle şirketin mal varlığının gerçek değeri saptanarak buna göre belirlenmesi gerekmektedir.
    Somut olayda, davalı şirketin 31/12/2016 tarihli son bilançosuna göre yapılan varlık tespitine davalı şirketin ruhsat sahibi olduğu madenin rezerv değeri eklenmiş, rezervin değeri ise rödavans gelirine göre yapılan değerlendirmeyle rödavansçı dava dışı şirketle yapılan sözleşme hükümleri de gözetilerek görünür ve muhtemel cevher miktarının ocak başı satış fiyatı ve rödavans payı ile çarpılması suretiyle belirlenmiştir. Ancak ruhsatlı madenin şirket için mal varlığı değerinin tespiti gerekmekte olup varsayımsal maden rezervi esas alınarak ruhsat süresi, rezervin niteliği zenginliği, işletilmesinin mümkün olup olmadığı gibi hususlarda değerlendirme yapılmamıştır. Bu suretle, mahkemece, davalı şirketin gerçek mal varlığı değerinin tespiti bakımından şirket değerleme konusunda uzman bir bilirkişinin de içinde bulunduğu bilirkişi heyetinden rapor alınması, maden işletme ruhsatının değeri de belirlenerek, taraf beyanları ve tüm dosya kapsamına göre, yukarıda açıklanan ilkeler çerçevesinde davacının çıkma payının belirlenmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik incelemeye dayalı hüküm kurulması doğru olmamış, kararın bozulması gerekmiştir.
    2- Bozma sebep ve şekline göre, davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalılar vekilinin temyiz isteminin kabulü ile İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesinin kararının BOZULARAK KALDIRILMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, HMK"nın 373/1. maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, takdir olunan 2.037,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine, ödedikleri peşin temyiz harcının istekleri halinde temyiz eden davalılara iadesine, 03/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi