8. Hukuk Dairesi 2017/11271 E. , 2017/6619 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :İcra Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : İstihkak
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
... A R A R
Davacı 3. kişi vekili, 03/05/2013 tarihli haciz tutanağı ile haczolunan mahcuzların mülkiyetinin müvekkili şirkete ait olduğunu, takip borçlusu şirketle bir ilgisinin bulunmadığını iddia ederek istihkak davasının kabulü ile haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı alacaklı vekili, davanın reddini istemiştir.
Davalı borçlu vekili; davanın husumet yokluğundan reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, bilirkişi raporuna göre dava konusu mahcuzlara ait 27/02/2013 ila 03/05/2013 tarihleri arasında düzenlenen alış faturalarının tamamının davacının defter kayıtlarında yeraldığı, davalı takip borçlusu şirketin davacı adına düzenlediği satış faturalarının defter kayıtlarını yaptığı, satışların davalının kendi yevmiye defteri kayıtlarında yeraldığı, mahcuzlardan üç adet .....marka .... ekranlı toplama bilgisayarların fatura ve defter kayıtlarına rastlanılmadığı, bir adet Komatsu marka....t ile tüm meşrubatların ise fatura ve defter kayıtlarında yeraldığı, bilirkişi raporunun denetime elverişli ve hüküm kurmaya yeterli bulunduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulü ile 3 Adet...... ekranlı toplama bilgisayarların mülkiyeti davalı borçlu şirkete ait olduğundan bu mahcuzlara yönelik istihkak talebinin reddine, bu mahcuzlar yönünden takibin devamına, diğer mahcuzlara yönelik davacı üçüncü şahıs şirketin istihkak iddiasının kabulüne, 1.500,00.-TL"lik kısım yönünden % 20"sine tekabül eden 300,00.-TL tazminatın davacı üçüncü şahıs şirketten tahsili ile davalı takip alacaklısına ödenmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine karar verilmiştir.
Kararı davalı alacaklı vekili temyiz etmiştir.
Dava, 3.kişinin İİK"nun 96. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasına ilişkindir.
Dava konusu haciz sırasında borçluya ait haciz yapılan adresin ve borçlunun ticaret unvanının yazılı olduğu kaşe ve boçluya ait güncel kabul edilebilecek çok sayıda evrak bulunmuştur. Öte yandan, davacı 3.kişinin kuruluş tarihi ve akabinde haciz adresine taşınma tarihi, takibe dayanak Genel Kredi Sözleşmesinin kat edilme tarihine çok yakın olup, davacı 3. kişi ile takip borçlusu şirketlerin faaliyet alanlarının aynı olduğu da görülmektedir. Buna göre, İİK"nun 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesi borçlu dolayısıyla alacaklı yararınadır. Bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekir.
Davacı 3. kişinin dayandığı, bir kısmı borcun doğumundan sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturaların kayıtlı olduğu 2013 yılına ait ticari defterlerin kapanış tasdiki de, bilirkişi raporunun tanzim tarihi itibariyle, yapılmamıştır. Ayrıca, dosyada bulunan ticaret sicil bilgilerine göre, davacı 3. kişi haciz adresine 27.02.2013 tarihinde taşınmış olup, davalı borçlu şirket ise, 04.04.2012 tarihi ile 22.04.2013 tarihi arasında haciz adresinde faaliyet göstermiştir. Bu bilgilere göre bir süre haciz adresini hem borçlu şirketin hem de davacı 3. kişi şirketin kullandığının kabulü gerekir.
O halde, Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın reddi yerine oluşa ve dosya içeriğine uygun düşmeyen gerekçe ile kısmen kabulüne yönelik hüküm kurulması doğru olmamış, hükmün bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı alacaklı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün İİK"nun 366 ve HUMK"nun 428. maddeleri gereğince BOZULMASINA, taraflarca İİK"nun 366/3. maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 10 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine, 08.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.