8. Hukuk Dairesi 2017/9180 E. , 2017/6653 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tapu iptali ve tescil
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalılar ... ve arkadaşları vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
K A R A R
Davacı ... vekili; davalılar murisi adına kayıtlı bulunan ... parsel sayılı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içerisinde kaldığını ve özel mülkiyete konu olamayacağını açıklayarak, dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile terkinine karar verilmesini istemiştir.
Davalılar savunmada bulunmamışlardır.
Davanın kabulüne dair önceki hüküm Yargıtay 1. Hukuk Dairesi"nin 25.3.2010 tarih, 2010/ 2275-3467 Esas, Karar sayılı ilamı ile, "".... Somut olayda, kadastro tespitinin kesinleştiği 15.08.1967 tarihinden itibaren dava tarihine kadar 10 yıllık sürenin geçtiği açıktır. Ayrıca; davalı ... temyizinde kayıt maliki mirasçılarından ...’ın ölmüş olduğunu bildirmiş olup, anılan mirasçının verasete esas nüfus aile kayıt tablosu getirilerek mirasçılarının davaya dahili gerekeceği de kuşkusuzdur. Diğer taraftan; hemen belirtilmelidir ki, her dava açıldığı tarihteki koşullara bağlıdır. Bir taraf dava açıldığı andaki mevzuata ve içtihat durumuna göre davasında haklı olduğu halde dava açıldıktan sonra yürürlüğe giren (geçmişe etkili) yeni bir yasa hükmü ya da İnançları Birleştirme Kararı gereğince davayı kaybederse yargılama giderlerinden sorumlu tutulamaz. ...değinilen yasal düzenlemeler ve ilkeler gözetilmek suretiyle gerek taraf teşkili, gerekse işin esası ve yargılama masrafları ile harç yönünden bir değerlendirme yapılması ve sonucuna göre karar verilebilmesi için hüküm bozulması" gereğine işaret edilerek bozulmuş, bozma ilamı üzerine Mahkemece yeniden yapılan yargılama sonrasında; taraf teşkili sağlanarak, davanın Anayasa Mahkemesinin iptal kararı ile meydana gelen değişiklikle 3402 sayılı kanunun 12. maddesindeki 10 yıllık hak düşürücü süreye bağlı kalmadan her zaman açılabileceği gerekçesiyle davanın kabulüne, ... parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile tescil dışı bırakılmasına karar verilmesi üzerine; hüküm, bir kısım davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, yazılı şekilde hüküm verilmiş olmasında işin esası yönünden bir isabetsizlik bulunmadığından bir kısım davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2) Dava, ... tarafından açılan, davalılar murisi adına tapuda kayıtlı taşınmazın kıyı kenar çizgisi içinde kaldığı iddiasına dayalı tapu kaydının iptali ile kıyı olarak terkinine karar verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verildikten sonra; karar ve ilam harcı, yargılama giderleri ile vekalet ücreti davalılara yükletilmiştir.
19.01.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6099 sayılı yasanın 16.maddesiyle 3402 sayılı Yasa"nın 36. maddesine bazı ilaveler getiren 36/A maddesi hükmüne göre "kadastro işlemleri sebebiyle açılan davalar nedeniyle yargılama giderlerinden (6100 sayılı HMK"nın 323/1-a maddesi uyarınca yargılama giderlerinden sayılan celse, karar ve ilam harçlarından) ve vekalet ücretinden davalı taraf sorumlu tutulamaz." Anılan yasal düzenleme karşısında davalıların yargılama giderlerinden ve avukatlık ücretinden sorumlu tutulması doğru olmamıştır.
Ne var ki bu yanılgının giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden kararın harç, yargılama gideri ve vekalet ücretine ilişkin kısımlarının 1086 sayılı Kanunu"nun HUMK 438/son maddesi uyarınca düzeltilerek onanması uygun görülmüştür.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın (2) nolu bentte açıklanan nedenle hüküm fıkrasının 2, 3 ve 4. bentlerinin çıkarılmasına; yerlerine sırasıyla "... harçtan muaf olduğundan harç alınmasına yer olmadığına", "yargılama giderlerinin davanın mahiyeti gereği davacı üzerinde bırakılmasına" ve "3402 sayılı Kanun"un 36/A maddesi uyarınca davacı lehine vekalet ücreti takdirine yer olmadığına" sözcük dizilerinin yazılmasına; bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının ilk bentte gösterilen nedenlerle reddi ile kararın düzeltilmiş bu haliyle ONANMASINA, taraflarca HUMK"un 440/I maddesi gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 09.05.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.